3-)Teyp

1.4K 133 274
                                    


"Dün akşam bana yazmanı bekledim ama yazmadın."

Louis elleri cebinde, karşısında daha ilişkilerinin ilk gününde ona dudak bükerek trip atan kız arkadaşını dinliyordu. Yüzünde dün eve gelen çocuktan kalma bir bıkkınlık vardı.

Odada Eleanor'un iç çamaşırının çıkması ile patlak veren sinir harbi, gece boyunca Harry'nin onu horladığı için dürtmesi ile devam etmişti. Şimdi ise sinirli olmasının yanında öfkeliydi de.

"Eleanor, dün akşam benim yatağımda bir tanga bulundu."dedi, tahammülsüz bir sesle.

Saat sabahın sekizinde, ki Louis işi olmadığı sürece asla erken kalkmazdı, uyandırılmış ve parka çağırılmıştı.

Eleanor kaşlarını çattı ve sinirli bir sesle;

"Benim değil. Başka bir kız mı var?"diye bağırdı.

Louis afalladı. Evdeki melek görünümlü şeytanın bir oyunu muydu diye düşünmeden Eleanor kıkırdadı.

"Tepkini merak ettim sadece. Benimdi."

Louis daha da sinirleniyordu. Ama sinirini doğru kanalize edecekti. Tüm hayal gücünü, kol gücünü ve sosyal gücünü Harry'nin üzerine harcayacaktı.

"Çok komikmiş. Evet. Şimdi, sorum şu; nasıl bir insan külotunu başka bir evde unutabilir? Üzerinde olmadığını hiç mi hissetmedin?"

Eleanor'un yüzü yeniden düştü. Kaşları bu sefer gerçekten çatılmıştı.

"Beni hatırlatır diye düşündüm. Bilerek bırakmıştım."

Louis gözlerini devirdi ve kızın ellerini tuttu. Daha ilk günden sıkılmıştı. Onu tavlamayı hayal etmek, onu tavlamış olmaktan daha eğlenceliydi. Yine tahammülsüz bir sesle;

"Çok güzel düşünmüşsün."dedi. Gülümsedi ve kızın beline sarıldı. "Külota baktıkça seni hatırlarım."

Eleanor yeniden bu yaklaşma ile onun dudaklarına eğildi. Louis onun dudaklarını öpmek istiyordu. Şu an beline sarılmak da iyi geliyordu. Tek kötü yanı, tahammül edemiyordu.

Arka cebindeki ufak tuşlu telefonun titremesi ile elini hemen oraya attı. Eleanor'un tangasının yanından özenle çıkardı. Kıza teslim etmeyi düşünüyordu ama eğer bilerek bırakmışsa, mastürbasyon yaparken işine yarayabilirdi.

Dudaklarını ondan ayırmadan telefonu çıkardı. Göz ucuyla arayanın kim olduğuna baktı. Payno yazısını görünce cebine geri attı ve Eleanor'un vücuduna sarılıp dilini onun dudaklarının arasından geçirdi. Madem bu kadar erken uyandırılmıştı, bunun kârını da almalıydı.

Eleanor'un yanından ayrıldıktan sonra eve dönmeyi planlıyordu ama Liam onu bu gün tatil yaptığı iş yerine çağırdı. Attığı mesajda hem acil gelmesini hem de yaşlı Bruno'nun kasadan para aşırıldığını fark ettiği yazıyordu.

Louis hiçbir zaman Liam'ın onun için endişelendiği kadar endişe etmiyordu kendi için. Kolları iki yana açımış sallayarak caddenin aşağısına kadar yürüdü. Üzerindeki yazılar neredeyse kaybolmuş, eski tabelanın asılı olduğu dükkana büyük bir enerji ile girdi. Bu gün pazar günüydü ama kapalı olması gereken dükkan açıktı. Bunun da tek sebebi Louis'in son üç aydır azar azar kasadan aşırdığı paralardı.

"Günaydın Bruno!"diye girdi içeri ama yaşlı Bruno onun kadar neşeli değildi. Üzerinde en az dükkan kadar eski kahverengi bluzu ile mekânla uyum sağlıyordu. Hatta Louis'in doğumundan yirmi yıl önce bile bu işi yaptığı için neredeyse bu dükkanın bir parçasıydı.

Swagmaster From Doncaster // LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin