"Bu basit bir öpüş değil, tutkulu bir öpüşme olur. O yüzden," Gülüşüne dokunduğum adamın dudaklarından gözlerimi çektiğimde içim huzurla doldu. "İleri gidiyorsun."Behmar'ın burnu burnumdan uzaklaştı. Gözlerindeki duyguları tek kalemle sildi, dudaklarını kaplayan tebessümünü dondurdu. Ensemi kavrayan parmakları, enseme dokunmayı bıraktığında ise uzandığı yataktan doğrulup ayağa kalktı. "İleri gitme. İleri gittiğinde karşına tehlikeli yollar çıkar sonrasında başına gelecek tehlikeyle burun buruna gelirsin. O yüzden yapma." Behmar şaşkın bakışlarıma mimiksiz baktığında gözlerimi kırpıştırdım. Söyledikleri... Söyledikleri uyarı niteliğinde miydi yoksa başka imalar mı içeriyordu bilmiyordum fakat kalbim ağzımda atıyordu.
Güvenmiyordu; güvenmeyecekti ama güvenmek de istiyordu. Bana 'Seni seviyorum.' dememişti. Ben ona beslediğim sevgiyi ilmek ilmek yüreğime işlemişken, yorulduğumu yüzüne bas bas bağırırken, o söyledikleriyle hep haklı olan taraftı.
Yüzümü acıyla buruşturdum. Başıma saplanan keskin ağrıyla dudaklarımdan tiz inleyişler döküldü. "Ah!"
Behmar çıplak göğsüyle büyük adımlar ile bana doğru eğilip, endişeli tavırla yüzüme baktı. "Bu da mı oyunun bir parçası?" Diye sorduğunda, boğazımdaki yumru konuşmamı engelliyordu.
Dudaklarımı birleştirip gözlerimi kapattım. Başımı iki yanıma sallayıp kuruyan ve kızarmış dudaklarıma yeni çatlaklar eklerken, konuşmamam üzerine endişesi daha da arttı. Sağ elinin avucunu alnıma değdirip sert çıkardığı sesindeki kızgın tınısı ile: "Kahretsin!" diyerek köpürdü. "Arzum yataktan kalk çabuk. Hastaneye gidelim ateşin çok yüksek."
İçimden derin bir 'Oh,' çekerken bayık bakışlarımla Behmar'ın yüzüne bomboş baktım. 'Eee Behmar, sen misin beni bu hale getiren... Bekle gülüm sana neler çektireceğim.'
İç sesim bugün de coşmuştu. "Kolumu kıpırdatmaya mecalim yok," deyip kuru kuru öksürdüğümde Behmar yatağın kenarından üzerime eğildi. "Canlı yayınlarda şarkı söylemeye mecalin var ama." Fısıltısıyla kolunu belime attı. Vücudumu kucaklayıp yatak odasından çıktığımızda kapı kenarındaki saksıya işeyen Bebek'e neredeyse gülecektim.
Ben onu unutmuştum ya! Bebek'i sarıp sarmalamam gerekirken Behmar'ın duygularını öğreneceğim diye akla karayı seçmiştim. Zalimin yaptığı devede kulak kalırdı. Önce kollarımı direğe kemeriyle bağlamış akabinde dairesinin sıcaklığını kesip çıplak tenime soğukluk iğnelerini batırmıştı. Sonra gittiği boktan ayrılıp evine gelmiş şimdi de beni hastaneye götürüyordu.
"Senin yüzünden!"
Vücudumu üşütme ele geçirdiğinde Behmar'ın göğsüne biraz daha sokuldum. Kokusu buram buram teninin sıcaklığından pijamama yayılıyor kokusuyla ciğerlerim bayram ediyorken, burnumun direğini iki göğsünün ortasında gezdirmeye başlayıp ılık nefesimi tenine üflüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİLÂV
General FictionGizli bir seks sitesi... Sanaldan bir oyun... Tutkularının üzerini örten avukat bir kadın ve karanlık çıkarlara kurban gitmiş 'Eroin Kaçakçısı' değil, adalet için suçluları kandıran hakim bir adam; Behmar Rehani... Eroin doyumu arzuladı. 'Asil' bir...