Ateşle Öpülmüş

5.1K 774 219
                                    

Aynadaki kendine ait olamayacak solgun yansımayı süzen Alaz yorgun bir tavırla gülümsedi.
Hayatının en mutlu gününde olması gerekirken gördüğü tek şey süslü cilalı zeminde şatafatlı masaların arasından süzülerek ölüm fermanını imzalamaya gidecek olduğu gerçeğiydi.

Mükemmeliyetçi bir ailenin ilmekle özen özen işlediği hayatı,özenle seçilmiş bir evlilikle taçlandırılırken ondan istenilen tek şey ise her zamanki gibi kusura yer bırakmayacak bir biçimde davranması gerektiğiydi. Kusursuzluğa gölge düşürmeden alaca gözlerin yorgun bakışlarını sahte ve mutlu bir gülümseme ile ikram etmeliydi gelen misafirlere.

Beyaz uzun kuyruklu balık kesim gelinliğinin içerisindeki sarı saçlı zayıf kıza bakıp iç geçirdi.
En yakın arkadaşı olarak sevdiğim adam ile evliliğini taçlandırmak için  ziyaretçiler arasında oturmalıydım. Nikah masasına değil.

Hayatındaki ilk ihanetin mimarı olan Çağla 'ya bakındı Alaz.

Karamel renkli uzun saçların arasındaki sarı ince tutamlar topuzla tutturulmuş,ense kısmından uzananlar ise salık bırakılmıştı. Bembeyaz gelinliğin kollarında balon omuzlar dururken sırtı tamamen açıkta duruyordu. Bir başkasının uğruna dualar dileyecek olduğu bir gelin idi.

Alaz ise otostopla tanıştığı, sahte kimlikle çalıntı hayatların gölgesinde bir sokak serserisinin onu bu düğünden kaçırmasını umacak kadar çaresiz bir zavallıydı.

Tekin....
Nedense Alaz bu iri limon yeşili gözlerin derinindeki çocuk olamamış ama çocuk kalabilmiş hasarlı ruhun sözüne güvenmek gibi bir gaflete düşmüştü. Belki de siyahla beyazın zıtlığı kadar zıt bu ruha umarsızca güven duyma sebebi cidden son şansının onun ellerinden geçtiği gerçeğiydi.

"Alaz aşkım,nasılım?"dedi Çağla bir tur dönerken topuğunun üzerinde.

"Güzel olmuşsun Çağla. Cidden." dedi Alaz beğenisini gizleyemeden.

"Bebeklerimize göstereceğimiz bir sürü fotoğraf kalmalı bu geceden. Sen de biraz pudra falan sürmelisin bence,solgun görünüyorsun. Heyecandan uyuyamadın değil mi?"dedi Çağla neşeli bir sesle rujunu tazelemek için aynaya yanaşırken.

"Çok..."dedi Alaz ince bir gülümseme ile kapıya bakarken. Balkondan atlasa ölür müydü acaba?

"Anlamıyorum seni." dedi Alaz ,Çağla  hala aynada kendini izlerken.
"Kardeş gibi büyüyen iki arkadaşken aynı yatağa girebilmemiz... Sence de komik ve çirkin değil mi? Sen Enver'i bu kadar severken üstelik."

Çağla sert bir bakışla kahvelerini dikip süzdü Alaz'ı.
"Beni anlamayan beni tanımayan bir aptalla evlenmektense beni en iyi şekilde tanıyan bir adama aşık olduğum için özür dilerim Alaz." dedi hırsla.

Alaz dudaklarını ısırıp kafa salladı.
"Zannediyorum ki bu benim de hakkım Çağla. Ben de beni en iyi tanıyana hayatımı emanet etmek isterim. Kalbimi ve ruhumu falan. Söylesene nelere alerjim var? Ne yemekten hoşlanırım? En sevdiğim renk ne? En son kimle dışarı çıktım. "diye sert bir tonlamayla peş peşe sorularını dizerken Çağla omuz silkti.

"Bu bir sınav değil Alaz. Ailelerimiz öyle istiyor. Gidip sokak süprüntüsü bir miras avcısı ucuz kadınlarla değil kendi çevrenle evlenmek gerekir. Gidip soyu belli olmayacak bebekler değil,köklü bir ailede yetişecek bebekler büyütmen gerekir. Davul bile dengi dengine !" dedi annesinin sesini taklit eden Çağla.

"Sen böyle biri değildin." dedi Alaz kızdan iki adım uzaklaşırken. Bir kızı dövmeyecek kadar insani gelişimini tamamlamıştı ama kız sinirleri yıpratır seviyedeydi.

"Böyleydim Alaz. O yüzden en yakın dosttuk. Nişandan sonra ise bunun sadece dostluk olmadığına karar verdim. Eşine saygılı olacaksın." diyerek gelin çiçeğini avuçladı Çağla.
"Beni çok seveceksin. Bu sefer eşin olarak."diye mırıldandı.

Çalıntı(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin