Vote ve yorum bırakmayı unutmayınız !
Sen de başını alıp gitme ne olur
Ne olur tut ellerimi
Hayatta hiç bir şeyim az olmadı senin kadar
Ve hiçbir şeyi istemedim
Seni istediğim kadar
----
Mapus.
Nemli ,rutubetli duvarlar.
Kimsesizlik ve insanın aklını oynatmasına yetecek kadar sessizlik. Kendi çığlıkları arasındaki sessizlik.Hele soracak,seni arayacak,senin için direnecek,senin için hesap soracak kimsen yoksa....Tekin kendi gibilerinin asla hatırlanmayan isimlerini,sorgusu sorulmayan ahirlerini çok iyi biliyordu.
En büyük korkusu yakalanmaktı. En büyük korkusu aynasızlardı ve en büyük korkusu tellerin arasındaki görüş kabini ıssızlığıydı.Kendi gibiler için avukatlar bile didinmezdi ; Suçlu olmak için doğardı. Kendileri için geride kalanlar ağıtlar yakmazdı ; Bilirlerdi gün sonunda kendileri de aynı konuma gelecekti.
Kimsesizlik bestesi içerisinde biliyordu ki..
Tekin polisler içeri dalmadan bir saniye önce duraksadı ; esaret mi ölüm mü ?
Ölümü yeğlerdi.
Alacası epeyce göz yaşı dökerdi renk karmaşası gözlerinden. Alalı teni de kızıla çalardı ,kan kızılı saçları gibi. Ürkek serçeler gibi göz yaşı akıtan gözleri bir panter kadar keskin de bakabilirdi. Uysal yüreği bir anda celallene de bilirdi. Ama bir esiri beklemektense bir ölünün başında mezarda ağıtlar yakabilirdi en azından.
Tekin hiç düşünmeden sobanın üzerine atladığında kor alevlerden yanan ayakkabısının tenini yakışını da umursamadı sobadan destek alarak yanan,su toplayan ellerini de.
Bir de o yanık elleri hassaslaşmasına rağmen özgürlüğüne - Alaz'a- koşabilmek için sıkıca kertikli duvarlara asıldı tahriş olmuş yanık elleriyle.
Ve Tekinsiz,yeniden aynasızların radarına girmeden arkasından patlayan silahlar sadece ayak bileğini sıyırıp geçerken kendini gün ışığının kollarına attı.
Bu kendisi gibilerin şarkısıydı ; Hürlüğün şarkısı.
-----------------------------------------------------------
"esmeralda tu sais
les hommes sont méchants
prend garde quand tu cours
dans les rues, dans les champs
est-ce que tu me comprends ?
tu arrives maintenant
à l'âge de l'amour..."diye fısıldıyordu yanındaki sürücü koltuğunda endişeyle bir şarkı mırıldanan Alaz.
Doğan rehberliğinde tüm çocukları oradan çıkardıklarında polislerden ve gerideki adamlardan kaçmak üzere yalın ayak çil yavrusu gibi dağılmışlardı kuytulara.
"Sizi almaya geleceğiz."demişti Alaz lakin içlerinden biri korkarak diklenmişti.
"Bizi yuvaya götürüyorlar sonra..Sonra dövüyorlar bizi orada!"
Kimsesi olmayana kimse sahip çıkmazdı ve Tekin bunun ne demek olduğunu iyi bilirdi.
Alaz ise önceliğini biliyordu. Önce Tekin'in yanık ellerini tedavi ettirmek ve bileğindeki kurşunu çıkartmak üzere hastaneye sürmüştü aracı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çalıntı(bxb)
Romance"Bizim gibilerin olayı bu oğlum. Sizin kader yazgınızdan artta kalan bitmiş tükenmiş mürekkeple yazılmış bizim kaderimiz. Biz sizden kalanları paklarız. Biz sizden kalan kırıntıları biliriz ancak. Hayatımız felekten çalıntı !"