"Selamunaleykum."dedi Tekin elindeki kehribar tespihi iki tur çevirirken.
Stres atıyordu kesinlikle."Merhaba."dedi kız kaşlarını havaya kaldırırken.
"Nasıl yardımcı olabilirim size?"Tekin çapkın bir gülüşle süzdü kızı.
Güzel kumral saçları,minyon yüz hatları ve iri yeşil gözleri vardı. Sanayide bir arabaya astar çekmelik boya sürmese suratına belli ki pek daha güzeldi yalın haliyle.
Sivri topuklarla danışmada dikiliyor,dar ve boynuna kadar iliklemiş gömleği ve uzun kalem eteği ile hoşnutsuzca süzüyordu Tekin'i.Zira bu yakışıklı genç adamın epey tekinsiz ve güvenilmez bir tipi vardı.
Holding sınırlarında bu plazaya yakışmayan biçimde "prezantabl " kavramıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir duruş sergiliyordu.
Dağınık kara saçları alnına dökülüyor,gömleğinin düğmeleri esmer çikolata tenini gözler önüne seriyordu.
Üstelik kolları kıvrılmış gömleğin omuzlarına aykırı bir biçimde deri bir ceket asmış,dağınık spor ayakkabılarla ve yırtık kot pantolonla bakınıyordu.Kız hoşnutsuzca oğlanın misket limon yeşili gözlerinin üzerindeki çizik atılmış kaşa,tespihe,dağınık spor ayakkabılara,yırtık kota ve boynunda asılı olan zincire bakındı.
"Kime bakmıştınız?""Orkii."dedi Tekin gevşek bir gülüşle.
"Aman aman,Orhan Bey. Orhan Barbaros.""Orhan Bey ile randevunuz var mıydı?"dedi kız kaşlarını havaya kaldırırken.
"Misafiri olduğunu belirmemişlerdi efendim.""Misafir mi?"dedi Tekin dudak büküp kıza sirince gülümseyip yaslandı danışma masasına.
"Aileden sayılırım. Lütfen ama.""İş görüşmesi mi?"dedi kız hala uygunsuz halde duran oğlana bakarken.
"Hangi pozisyon içindi acaba.""Altmış dokuz amına koyayım."diye fısıldadı Tekin göz devirip.
"He he iş görüşmesi.""Hangi pozisyondu efendim tekrar ederseniz..."
"Serbest meslek erbabıyım ben."dedi Tekin tespihi avucu içinde iki tur gezdirirken.
"Ne iş olsa...""Freelancer mi demek istediniz?"
"He ondan."dedi Tekin sıkkın bir nefesle.
"Free bilmemnesi.""Pekala."dedi kız telefonu tuşlarken.
"Kim geldi diyeyim?""Tekin."dedi Tekin sırıtırken.
"Manevi oğluşu..."**********************************
Sinirinden moraran adam asistan kızın kahveleri ve suyu bırakıp çıkması ile birlikte gürledi nefes nefese.
"Bu ne hadsizlik!"diye tısladı Orhan Bey sinirle Tekin'in yayılarak oturuşunu süzerken."Harbi ha."dedi Tekin alayla.
"İnsanın müstakbel damadı bu kadar bekletilir mi bide randevusuz olmaz denilir mi. Çok büyük hadsizlik,kov babalık.""Tekin!"diye gürledi adam kırlaşmış kumrallarını eliyle ittirirken.
"Bu kılıkla ne cüretle şirketime geliyorsun sen elini kolunu sallaya sallaya!""Valla arabayla geldim."dedi Tekin bir sigara ateşleyip manzaralı ofisten kuleleri izlerken.
"Azıcık trafik vardı ama...""Yeter!"dedi yumruk savurup masayı titreten adam.
"Saygısız!""Beybaba şimdi...Bizim planı senin oğlan biraz öğrendi sonra benim ağzıma bir güzel sıçtı."diye mırıldandı Tekin burnunu çekip.
"Yani yedek plana geçiyoruz.""Ne!"
"Hisseleri bana veriyorsun,şirket benim oluyor."dedi Tekin sırıtıp.
"Ben de şirketini borç batağından kurtarıyorum,sen de sefil ve batık bir kodaman olmuyorsun ama. Nasıl?"Orhan Bey seğiren gözleriyle alayla güldü.
"Nesillerin mirası,bütün hayatım olan şirketi ne idüğü belirsiz bir sokak serserisine mi vereceğim?""Valla eski kırık hırsından yiyemeyeceğin yaraklar altına yatarken..."dedi Tekin sırıtıp.
"Bu soruyu sorsaydın kendine bu konumda olmazdık.""Sen hayatında okul mu bitirdin ?"dedi adam aşağılarcasına.
"Toplum içine çıkıp bir saygınlık mı edindin? Bura senin fareli mahallene benzemez çocuk. Görgü yok adap yok. Sen kim şirket kim!""Ee."dedi Tekin dumanı savurup keyifle bir duman daha çekerken.
"Fareli mahallenin kurallarını buraya getirmezsem sen borç batağında,karısının altınları ile geçinmeye çalışan bir kodaman kalırsın ama.""Eğitimin yok!"dedi adam sinirle.
"Hayat fakültesinden mezunuz biz de beybabam..."diye mırıldandı Tekin omuz silkip.
"Kariyerin yok!"dedi adam morarırken.
"Deme öyle. Binlerce lira cukkaladım. Ama poliste sicilim yok."dedi Tekin sırıtıp.
"Temiz bir çocuğum.""Yönetici vasfın yok!"
"Yok be."dedi Tekin elini savurup.
"Kapkaç,teyip çalma,evlere girme,araba kaçırma, dolandırıcılık,sahte kimlik düzenleme,banka kartı şifresi bloke etme,evrakta sahtecilik falan hepsine hakimim. Hepsini ben organize ettim bizim çocuklar işi yaptı ben planlama...""Dalga mı geçiyorsun lan benimle!" dedi adam bardağı duvara fırlatıp.
"Hem oğlumu...Hem şirketimi...""Valla karın dünya ahiret anamdır."dedi Tekin sırıtıp.
"Kızın da bacım. Onlar sana Alaca ve şirket bana.""Deyyus!"dedi Orhan Bey hiddetle.
"Haddini bil!""Kaç milyon enkazdayız babacık?"dedi Tekin plaza katından izmarit savururken.
"Karın boşanma avukatı tutunca üzerine ne kadar masraf olur bide onu ekleyerek hesapla.""Tekin!"dedi Orhan Bey ağrıdan sızlayan başını tutup.
"Zorluyorsun sabrımı! Sana o oğlandan bilgi al dedim sen Alaz'a ötüyorsun!""Valla."dedi Tekin sırıtıp.
"Sen hanımdan korkuyorsun ben benim manyaktan korkunca mı suç oluyor?""Sınırını bil."dedi adam gergince.
"Sınırımdayım."dedi Tekin boğazını gösterip.
"Beni germe...""Tehdit mi ediyorsun beni?"
"Yoo,mazallah yaşlı adamsın. Bir anda sokakta düşer kalırsın. Sana yardım etmek isteyen gençler taşıyamaz kaldırım taşına çarparsın kafan kanar sonra..."dedi Tekin derin bir nefes verip.
"Kader ,ecel. Belli olmuyor babalık. Can güvenliğine önem ver derim.""Sen kimsin ki itlerin ne olsun?"dedi Orhan Bey çekingen bir bakışla.
"Valla."dedi Tekin ellerini havaya kaldırıp.
"Bir litre tiner ,iki bira için bizim oralarda babasını doğrayan var. Ben diyeyim. Bir şişe viskiye bakar bazı husumetler...""Sen..."
"Bugün tam havamda ve yirmi dört ayarda altın gibiyim."dedi Tekin göz kırpıp.
"Nereyi imzalıyorum kayınpeder?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çalıntı(bxb)
Romance"Bizim gibilerin olayı bu oğlum. Sizin kader yazgınızdan artta kalan bitmiş tükenmiş mürekkeple yazılmış bizim kaderimiz. Biz sizden kalanları paklarız. Biz sizden kalan kırıntıları biliriz ancak. Hayatımız felekten çalıntı !"