Justin'in Ağzından
"Anlamıyorum,gerçekten anlamıyorum." diye bağırıp duvara yumruk attım. "Sakin olun lütfen biz de test sonuçlarını bekliyoruz.Cildinin hassasiyetinden olabilir." dedi.
"Ne cildi ne hassasiyeti? Ne anlatıyorsun doktor! Üstüne kahve döküldü diye bir anda her yeri karıncalanmaya mı başladı yani?" diye geri bağırdım.
"Haklısınız. Ne yedi ne içti?" dedi. "En son kahve içti,sabah da kahvaltı yaptık. Ama bana neden bir şey olmadı ikimiz de aynı kahveyi içtik!" dedim.
"Ama aynı bardaktan içmediniz?" dediğinde "Dalga mı geçiyorsun amına koyayım! Bütün herkes aynı kahveyi içti." başlayacaktım şimdi kahvesine de yemeğine de.
"Yediği ya da içtiği bir şey dokunmuş olabilir.Araştıralım.Siz de lütfen oturun,çıkın bir hava alın." dedi endişeyle.
Bu kadar fazla bağırdığımı fark etmemiştim. Cebimde titreyen telefonumu sinirle çıkardım arayan Taylor'dı.
"Jusss,naaber?" diye girdi Taylor. Neşesini bozmak istemedim ama cevap da veremedim. "Hey! Orda mısın? Selena'yı aradım açmadı. Kutlama mı yapıyorsunuz yoksa sizi aşıklar." dedi gülerek.
"Selena iyi değil Taylor." dedim direkt. "Justin sesin buz gibi geliyor,neler oluyor iyi misiniz?" dedi.
Sanırım hoparlörü açmıştı çünkü herkes gülüşüyordu "Bebeğim kazandık mı?" "Nerdelermiş?" falan diyorlardı.
"Bir şeyler oldu Selena'ya yarışmadan önce. Üstüne kahve döküldü cildi bir anda kabardı ama benim cildim hassas dedi yani b-bilmiyorum." ne konuştuğumu ben de bilmiyordum titremeye başlamıştım.
"Ne diyorsun Bieber,sakin anlat şu olanları." dediğini duydum Ryan'ın ordan. "Bilmiyorum gösteriden önce ayağı uyuşmuştu ben çıkmayalım dedim,sonra kollarındaki refleksleriyle hareket ettiremedi ben,benim suçum! Ben çıkmayalım dedim Selena ısrar etti bilmiyorum çok iyi değilim şu an." dedim.
"Doktor ne dedi?" dedi ordan biri. "Test sonuçlarını bekliyormuş şerefsiz! Bir bok bildiği yok."
"Zehirlenmiş olabilir mi?" dediklerinde "Bilmiyorum! Hiçbir şey hakkında en ufak fikrim yok sadece 15-20 dakikalığına yalnız bıraktım giyinsin,makyajı için! Nereden bilebilirim?" diye bağırdım.
"Tutmuyordu hiçbir yeri." dedim gözlerimden yaş akmıştı. "Hissetmiyordu." dedim sesim kısılırken.
"İlk uçakla ordayız sen sakin ol,bir yere kaybolup saçma sapan hareketler yapma sakın Bieber.Bizi bekle." diyince telefonu kapattım.
Ne yapacağımı bilmiyordum.Hastanedeki o iğrenç ilaç kokusu burnuma dolarken ellerimle başımı tutup bir oraya bir buraya dolandım. Doktor gelmek bilmemişti.
Terasa çıkıp derin derin nefesler almaya çalıştım. Selena'yla konuşmalarımız kafamda yankılanıyordu. Kutlama yapıcaktık,şarap içicektik birlikte.
Kendini sakin tutup sevgilinin yanında ona destek olman gerekiyor diye kendimi şartladım.
İçeri geçip ameliyathanenin olduğu yerin orda beklemeye başladım. Doktor'un çıktığını görünce yanına gittim.
"Zehirlenme olabileceğinden şüpheleniyoruz ama bu kadar hızlı yayılmasının altında başka bir şey yatıyor olabilir.Gizli bir hastalığı varsa MS gibi,titremeler ve refleksler bundan dolayı olabilir,biz her ihtimale karşı midesini yıkadık."
"Bir anda ortaya mı çıktı neyse görebilir miyim şimdi?" dedim hemen. "Yoğun bakımda." diyince başımdan aşağı kaynar sular aktı resmen.
"Neden?" dedim sesim titrerken. "Şuur yok,tepki vermiyor.Kalp atışı çok hızlanıp,yavaşlıyor."
"Ne kadar sürer?"
"Kasılmaları oluyor,hareket bekliyoruz.Bilgilendiririz." dedi. "İsterseniz siz gidip dinlenin."
Hiçbir şey söylemeden çıkışı aradım. Koşarak kendimi hastaneden dışarı attım.Etrafım dönüyordu. Saçma sapan bir şey yapmaktan korkuyordum.
Yoldan geçen bir taksiye atlayıp kendimi bir bara attım. Ne varsa içtim,ortalığı dağıttım. Telefonum çalıyordu. Bulanık gözle Bennett olduğunu fark ettim. Sinirle açtım telefonu.
"Kazandınız mı yarışmayı?" diye atladı hemen. "Ne kazanması ne konuşuyorsun sen lan!" diye bağırdım.
"Ben sizi oraya kazanmanız için gönderdim gidip hastanelik mi oldunuz bir de!" diyince birkaç küfür saydırıp "Ulan orospu çocuğu sağlık bu,senin sikimsonik yarışmandan daha değerli bir şey."
"Neyse Selena nasıl?" diyince daha da yükselip "Sanane lan Selena'nın nasıl olduğundan!"
"Ne bağırıp duruyorsun nerdesin sen içtin mi?" diyince "Siktir git Bennet! Bana yarışmadan bahsedip umursarmış gibi bir de laf yapma,kapat lan telefonu." diyip yüzüne kapattım.
~~~~~~~
"Nerdesin abicim sen aloooooo!"
"Justin hastanedeyiz yoksun."
"Ne sikimdesin otur bekle dedim dağıtma dedim!
"Her yerde seni arıyoruz."
"Justin buraya gel!"
Mesajları görmemle yüzümü yerden yavaşça kaldırdım,ama bitik durumdaydım. Resmen kendimi taşıyacak halim yoktu telefon elimden düşmüştü zaten.Tekrar gözlerimi kapadım.
~~~~
meraklanın biraz ✍🏻🥳