Karakola giderken tek düşündüğüm şey Selena'ydı. Hiçbir şey umrumda değildi. Arabanın içinden dışarıya boş boş bakarken yutkunmakta zorlanıyor ve kalbimin acıdığını hissediyordum.Bir daha dans edemeyecek olma ihtimalini aklımdan geçirmeye bile korkarken Selena'nın orda yapmayı en sevdiği, uğruna bütün hayatını harcadığı dans hayatının belki de bitecek olduğunu öğrenmesinin verdiği kızgınlık ve kırgınlıkla iç dünyasıyla çığlık çığlığa kavga ettiği hissi beni içten içe bitiriyordu.
O, orda hem fiziksel hem de ruhsal acı çekerken kendi bencilliğimden başı boş işlere kalkıp kendimi iyice salmış,gözümü karartıp daha hatırlamadığım bir adamı bıçakladığım için karakola gidiyor olup onun yanında olamıyordum.
Kimseyi bıçaklamamıştım,aksine bıçaklanan bendim ama an itibariyle ben göz altındaydım. Texas gerçekten ilginç bir yer.
Evet,iyi ki polisler odada birini bıçakladığımı söylememişti,Selena'nın o zamanki halini düşünmek bile istemiyordum zaten.Kendim bile yeni öğrenmiştim ki.
Şu anda yolda olmamın sebebi ifade vermek değil resmen adam öldürmeye teşebbüsten içeri atılacağımdı. Beni bıçaklayan elini kolunu sallaya sallaya gezerken ben yapmadığım bir şey uğruna sevgilimin yanında değildim,ben kendimi salmıyım da kim salsın?
Bu kadar mutluyken,birlikte yapacağımız planları gerçekleştirme umuduyla yanıp tutuşurken,her şey tam da istediğimiz gibi giderken ne diye bir anda hayatımız boka sarar ki?
Tam her sorun çözüldü derken yeni bir kaosla karşı karşıya kalmak mı hayatın kanunu?
Hayatınızın aşkını bulmuşken,en mutlu olduğunuz şeyi yanınızda en mutlu olabildiğiniz insanla yaparken her seferinde neden kara bulutlar kaplar geceyi?
Hayatın kanunu mu böyle yoksa biz mi bahtı sikik piyadeyi oynamaya geldik dünyaya?
~ gece minik bir ilham geldi ama kısa oldu 🥺🥺