Justin'in Ağzından
Başım çatlıyordu. Dün gece Selena'ya karşı içimde neler olduğundan daha da emin olmuştum. Artık arkadaş olmadığımızı biliyordum.
Annemler gittikten sonra ne olacaktı? Eski halimize dönmek istemiyordum. Her şeyden çok tamamen benim olmasını istiyordum.
Ona karşı bir şeyler hissedene kadar dünyanın en tatlı dostu olduğunu düşünüyordum. Ama sonra başımı döndürmüştü.
Bana karşı oynadığımız yalandan dolayı mı böyle davranıyordu bilmiyordum ama dün o da etkilenmişti.
Tutku içinde kavrulmuştuk ikimizde. Ama sınırı bilmem lazımdı. Annemler gittiğinde belki yine en yakın arkadaş kısmına dönecek ve yaşananları unutacaktı ama ben onun arkadaşlığından daha fazlasını istiyordum.
Yanımda uyanmasını,neşeli hareketlerini benimle yapmasını,gülmesini,her şeyimi desteklemesini,beni umursamasını ben onu istiyordum.
Ne hissediyordu bilmiyordum,ama bana değer verdiğini biliyordum.
Umarım bu oyun her şeyi daha da batırmazdı diye dişündüm.
Kalkıp kahvaltıya indim. Doğru düzgün kahvaltı yapmaya bile vakit olmuyordu ve beynim bir şeyler ye diye zonkluyordu.
Selena'yı yiyebilirim diye geçirdim içimden. Sonra hemen bu düşünceden sıyrıldım. Selena'ya daha dikkatli davranmalıydım ki bana karşı ne hissettiğini çözeyim.
Telefonuma mesaj geldi. Bizimkilerin yanına oturup telefonu açtım. "Akşam Selena ile bizdesiniz. Kutlama yaparız." yazmış annem.
"Anne neyin kutlaması?" diye yanıt gönderdim. Hemen cevap geldi. "14 Şubat ;)" Geçmemiş miydi neyi ima ediyordu?
"Ya gelinimi görmek istiyorum olamaz mı?" dediğinde içime bir şeyler oldu. "Ne gelini anne, delirme istersen." yazdım.
"Justin niye sırıtıyorsun?" diyen Ryan'a kafamı kaldırdım. "Instagramda geziniyordum da." dedim. O sırada bir şeyler yedim.
"Justin yemek yiyeceğiz sadece." dediğinde görüldü atıp çıktım. Bir şeyler daha ağzıma sokuşturup "Hadi görüşürüz." diyip masadan kalktım.
"Nereye?" dedi Jack. "İşim var." diyip el salladım. Selena ile göz göze gelmemiştik. Ama fazla takmadım. Sabah sabah alt tarafım sakinken uyandırmak istemedim.
Bugün kuzenime sözüm vardı. Kanada'dan gösteri için gelmişti ama dün görüşememiştik. O kalabalıkta biraz zordu. Aslında değildi ama Selena'dan gözümi ayıramıyordum.
Biraz dertleşecektik. Zaten akşam da dönüyordu. Otelin önüne geldiğimde arabadan indim ve kapıda bekliyordu.
Sarıldık ve "Görüşmeyeli baya değişmişsin." diye dalga geçti. "Hepsini konuşacağız Justin Bieber. O kızı elinden kaçıramazsın." diyip güldü ve arabaya bindi.
Bilardo salonuna gittik. Orada biraz vakit geçirdikten sonra içecek bir şeyler alıp onu sahilde sessiz bir yere götürdüm.
"Benimki böyleydi sen anlat." dedi. "Böyleydi diye kestirip atamazsın Jacob. Sevdiğin için savaşmak zorundasın. Seni sevdiğinden eminsen neden şuan ayrısınız?" dedim.
"O bahsettiğin çocukla görüşmesinin mantıklı bir açıklaması vardır adamım. Dinlemeden karar verme ve kendini de daha fazla yıpratma." diyip votkayı sek diktim.
