"Afedersiniz ama sanırım burada inecektiniz." diye dürtüldüğümü fark ettiğimde kendime gelmem saniyeler sürmüştü.Gözlerimi kırpıştırdım. "Teşekkür ederim." diyerek yerimden kalktım ve aşağı inip yere bırakılmış bavullarımla bakıştım.
"Kim taşıyacak şimdi bunları!" diye kendi kendime sinirlenip bavulları sürüklemeye başladım. Bu otele midir yurt mudur nasıl gidileceği hakkında en ufak fikrim olduğundan bile şüpheliydim.
Bavulları yol kenarına getirdikten sonra yoldan geçen bir taksiyi çağırdım. Adama telefonumdaki notlar kısmına kaydettiğim adresi okuduğumda şaşırmıştı.
"Oraya gitmek istediğinize emin misiniz?" dedi. "Sizi almayabilirler." diye ekledi. "Daha açık konuşabilir misiniz?" diyerek göz devirdim.
"Orası yetenek okulu,demek istediğim eğer seçmelere katılacaksanız şansınız çok zor. Yol yakınken geri dönmelisiniz."
"Öncelikle orası bir okul gibi değilde yurt desek daha doğru olur. Eğer yaşadığım Texas eyaletinde mutlu bir hayat sürüyor olsaydım benim videolarımı görüp beni dans eğitmeni olarak çağıran bir yurt ya da okul ya da ajans neyse artık dünyadaki ister en büyük ve önemli bir yer olsun gelmezdim ve sonuç olarak burada neden süründüğümü anlayacağınızı umaraktan lütfen daha fazla boş konuşmadan gidelim."
"Yani mutlu olduğunuz bir yerden neden gelesiniz ki?" dedi ve gitmeye başladık. Daha demin kurmuş olduğum cümleyi oturup yazsam böyle bir şey çıkamazdı diye düşünmeden edemedim.
Yaklaşık 15 dakika geçtikten sonra durduğumuz yerde indim ve bavullarıma yardım eden aynı zamanda saçma sapan şeyler de söyleyen adama teşekkür ettim ve beni bir adam karşıladı.
"Hoşgeldiniz,Selena Marie Gomez öyle değil mi?" dedi. "Marie'yi kullanıyorum." diye ekledim. "Peki,Marie hanım yardımcılarımız bavullarınızı odaya çıkartacak. İsterseniz biz bir yere geçip kahve içelim. Hem bizimkilerle de tanışırsınız." dedi.
Bana uyar der gibi kafamı salladım ve onu takip ettim. Neden hiçbir şeyi umursamıyordum acaba? Hayat beni neye veya nereye sürüklerse ona doğru adım atıyordum. Sanki attığım adımları seçmiyor gibiydim.
Beni böyle bir topluluğun daha doğrusu bakımlı,güzel ve şaşırtıcı bir şekilde güler yüzlü insanların beklediğini bilmiyordum.
"Hoşgeldin." dediler hep bir ağızdan. "Merhaba." diyerek bir çocuğun yanı boş olduğunu fark ettim ve yanına oturdum.
Hepsinin yüzüne bakarken aklıma daha demin içeri geçerken vitrindeki yansımamdan sıfır makyaj ve çökmüş bir uzaylıya benzeyebileceğim geldi.
"Öncelikle ben Taylor,buradaki çoğu gruptaki üst eğitmen benim. Ve Selena senin de videolarını uzun zamandır takip e-" sözünü kesip "Marie." diye ekledim.
"Anladın işte sen." diye göz kırptı bir kız. Bu samimilik nereden geliyordu ki! "Aslında uzun zamandır video atmıyorum." dedim sonra.
"Yaklaşık 1 senedir?" dedi yanımda oturan çocuk. "Belki." dedim ruhsuz bir ifadeyle. "Neden?" diye atladığında "İnsanların özel hayatlarını öğrenmeye bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum Justin?"
Şaşkınla yüzüme bakarken soracağı soruyu tahmin edip onun konuşmasına izin vermeden "Doğru tahmin etmişim. Kapıdan içeri girerken aralarında her şeye atlayan bir maydonoz görürsem adının Justin olduğunu garanti edebilirsin dediler de." dedim.
"Hadi canım!" diye güldü bana göz kırpan kız. "Çok iyi anlaşacaksınız." diyen çocuğa da göz devirip arkama yaslandım.
Aralarından sadece Taylor ve Justin'i tanıyordum. Youtube yorumlarımda görüp stalk yapmış olabilirdim,itiraf etmek gerekirse.
Ve ikisinin de efsane dans ettiklerini söylemeden geçemeyecektim. Beni çok takip eden bir kitle yoktu. Fark etmem pek uzun sürmemişti.
"Ben Bennett.Burayı ben yönetiyorum." dediğinde el sıkıştım. Beni karşılayan adam. Aralarında en kibarı o olabilirdi! Orta yaşlarında,her sabah spora gittiği belli olan bir vücuda sahipti.
"Ben Camila. Taylor'ın yanında yardımcı eğitmen olarak çalışıyorum. Şimdilik." dediğinde onunla da el sıkıştım.
"Selam Marie. Ben Francis. Ben de aynı şekilde. Justin'in yanındayım." dedi.
"Ben de Ryan. Senin yanında çalışacağım.Ben de aynı amaçla geldim." dediğinde "Bizim ne farkımız var ki sonuç olarak ikimizde dans etmiyor muyuz?" dedim.
"Öyle tabiki ama sen benden daha iyisin." "Geç kaldım,üzgünüm. Selam ben Zayn!" diyerek elini uzattığında bu şapşallığına istemsizce gülümsedim ve elimi uzattım.
"Buranın genel işleriyle ilgileniyorum. Çok ciddi bir şey sayılmaz." diyip göz kırptı.
"Ben de Jus-" ayağa kalktım. "Biraz yorgunum,odama çıkıp dinleneceğim. Memnun oldum." dediğimde Justin'in bana "Bu kızın bana ne garizi var?" şeklinde baktığıma yemin edebilirdim ancak ailesel mevzularıma karışılması yanlış olmasın daha ilk defa tanışmaya başladığım birinin özel hayatımı sorgulamasına biraz sinirlenmiş olabilirdim.
"Seçmeler için 2 kişiyi görevlendirmek istiyorum. Yeni gelenler bence bu işin altından kalkar. Her dönem Taylor olmaktan bence sıkılmıştır." dediğinde Taylor "Ne demezsin." diyerek güldü.
"Ryan ve Selena." dediğinde gülümseyip "Tamamdır." dedim ve ne zaman olduğunu söyledim. "Yarın 2'de." dediği zaman ilerledim.
"Aslında sizi kırmak istemem ancak yarın o saatte halletmem gereken bir iş için merkeze gideceğim." dediğinde Bennett "Sorun değil,Justin de olur." diyerek ilerledi.
Ne kadar kötü geçebilir ki? Takmadım ve ilerlemeye devam ettim.
Biraz uyudum ve kalktığımda saat gece 1'e geliyordu. Neden bu kadar çok uyumuştum? Zaten gelirken de uyuyakalmıştım. Hayat seni çökertiyor Selena...
Babam bana Selena derdi,annemse Marie. Babamın annemi aldattığını öğrendiğimden beri ona bir pislikmiş gibi bakıyordum ve Selena ismini kullanmak istemiyordum.
Oda çok sıcaktı belki hava almak için bahçeye çıkabilirdim. Geceliğimle olduğumu umursamadan hava almak için hızlıca bahçenin yolunu tuttum.
Arka bahçesinde güzel armut şeklinde koltuklar vardı. Birine hemen oturdum ve arkama yaslandım.
Uyku sersemi olduğumdan başım ağrıyordu. Yanımdaki koltuğa kendini atan kişinin Justin olduğunu tahmin etmem uzun sürmedi.
Bir şey demeyince bugün biraz fazla üstüne gitmiş olduğumu hatırladım. "Selam." diye konuştum. "Selam." dedi.
"Hava esiyor." dedi. "Ve neden burdasın diyeceksin çünkü oda çok sıcaktı." dedim.
"Aslında bugünkü her şeye atlama hikayenden sonra pekte ağzımı açmayı düşünmüyordum sana karşı." dediğinde güldüm.
"Kusura bakma. Biraz sinirlendim sadece." dedim. "Olur öyle şeyler." dedi.
"Sen şimdi Selena'sın öyle değil mi?"
Sanırım Selena dediğinde kalbim yerinden çıkacaktı. İlk defa biri adımı söylediğinde farklı hissetmiştim. Gözlerimi kırpıştırdım ve bozuntuya vermemeye çalışarak konuştum.
"Neden bu sorudan şüphe duydum bilmiyorum ama sanırım."
"Neden böyle hissettim bilmiyorum ama biz çok yakın arkadaşlar olacağız Sel." istemsizce gülümsedim.
-¥