Selena'nın AğzındanAz kalsın Justin'le öpüşecektik! Bu durum neden beni delirtiyordu bilmiyorum ama yapmak istese hayır diyemezdim çünkü karşı koyulacak biri değildi.
Özellikle de sürekli yaşadıklarımızdan sonra. Evren sanki sürekli yakınlaşın diye mesaj gönderiyordu. Ama ben inatla uzaklaşmaya çalışıyordum.
Justin'i sevgili olarak isteyip istemediğimden emin değildim çünkü hem beni sevip sevmediğini bilmiyordum hem de onun dostluğunu kaybetmek istemiyordum.
İç sesim al şu çocuğu sürükle diye bana baskı yapıyordu. Artık dayanamayacaktım. Hayatımda hiç böyle hissetmemiştim.
Telefonuma bildirim gelmesiyle küçük çantamdan çıkarttım ve okumaya başladım.
"Marie, ne zaman döneceksin kızım? Bitmeyecek mi bu inat?" diye yazan anneme cevap vermedim ve aynı yerine koydum.
Yüzüm düşmüştü işte. Camila'nın gecesini mahvetmemek için biraz dans etmeye çalışıp kokteylimden yudumladım.
Karşıda Hailey ve Justin'in gülüşüp viski içtiklerini gördüm. Herkes çok mutlu görünüyordu. Takmadım.
Şimdi ise merdivenden çıkıyorlardı, ah ne güzel! "Nasıl gidiyor?" diye yanıma gelen Kevin'e gülümsedim. "Bildiğin gibi." diye kestirip attım.
"Marie musaitsen bir şey danışmak istiyordum." dediğinde kafamı salladım. "Francis ile ilişkimiz Bennett'in kulağına gitmiş ve ben Hailey'den şüpheleniyorum." dediğinde hemen "Ama o Francis'in çok yakın arkadaşı, neden böyle bir şey yapsın ki?" dedim.
"Hailey'i tanımıyorsun Marie." dedi. "Kimse tanımıyor ki Francis haricinde. Son zamanlarda sürekli etrafımızda gezinmeye başlamamış mıydı?" dedim.
"Francis'in kulağına gitmesini istemem ama biz çok eskiden birlikte olmuştuk." dediğinde gözlerimi büyüttüm.
"İyi de nasıl tanışmıştınız ki?"
"Bir gün arkadaşlarla-bu ben bu kulübe üye olmadan önceydi- bara gitmiştik ve Hailey orada bilirsin, eskortluk yapıyordu." dediğinde daha da şaşırdım.
"Sanırım Justin ile de yatmış çok önceden." dediğinde içime bir burukluk düşmüştü. "Parayla mı?" dediğimde kafasını salladı.
"Bilmiyorum ama Francis ondan hoşlandığını söylemişti. Justin'e sormadan bilemeyiz tabiki ama sanırım. Araştırma yaptım ve Hailey'in maddi durumunun kötü olduğunu ve bu işe o zamanlar yeni girdiğini öğrendim. Bana yalvarmıştı ne verirsen bana tamam diye. İticiliğinden kimse onu istemiyordu ve ben de acımıştım işte." diyip kafasını eğdi.
"Öyle konuşması tatlı gelmişti ama sonradan öyle biri olmadığını ve borca girdiğinden yalan söylediğini fark ettim." dedi.
"Ve Francis de o zamanlar Justin'in kendisinden hoşlandığını düşünüyordu." dediğinde yine bir gerilmiştim.
"Çok karışık." dedim. "Justin iyi bir insan ve ben onun da üzülmesini istemem." diye ekledi.
"Neredeler ki soralım?" dedim yalandan. "Yukarı çıktıklarını gördüm." dedi. Kevinle yukarı çıktık ve merdivenin köşesinde onları çok yakın gördüğümüzde yanlarına koşup "Justin bir şey konuşmamız lazım." dedim.
"Neden her seferinde ortaya çıkıyorsun Marie! Görmüyor musun bir şey konuşuyoruz." dediğinde kaşlarımı kaldırdım.
"Noldu Sel?" dedi. Kevin'i arkamda gören Hailey "Neler karıştırıyorsunuz siz! Francis'e söyleyeceğim." diye bağırdı.
"Sen Francis'e neyi söyleyeceksin Hailey? Justin'i kullandığını mı!" dedi Kevin. Kevin'e napıyorsun bakışı attım ve Justin'i kolundan tutup çektim.
Hailey sinirli bir şekilde söylenerek aşağı indi. "Adamım üzülmeni istemem ama Hailey düşündüğün gibi biri değil." dedi Kevin.
"Kevin, Francis'in en yakın arkadaşını bana dolduruyorsun." dedi Justin. Harika her şey daha da karışmıştı.
Olayı özet geçti ve en sonunda Justin "Hayır tabiki onunla parasıyla yatmadım. Öyle biri olduğumu mu düşündünüz!" dedi.
"Hayır Justin, Kevin'i götünle mi dinledin?" diye sesimi yükselttim. "Noluyor burada?" diye gelen Francis.
Arkasından da Hailey çıkmıştı. Bu bir yüzleşme miydi bilmiyorum ama Francis, Hailey ile Kevin'in arasında olanları da öğrenecekti.
"Noluyor amına koyayım." diye söylendi Justin. Gözlerimi devirdim. "Hailey neden ortalığı karıştırıyorsun?" diye kenara çektim.
"Asıl karıştıran sensin kaltak. Her seferinde Justin'le aramıza giriyorsun!" dedi. "Ben sizin aranıza falan girmiyorum. Justin'le yakın arkadaşım ve doğal olarak onunla konuşmaya geldim." dedim.
"Justin'e bakışını gördüm Marie. Ona aşıksın." dediğinde "Doğru konuş Hailey." diye bağırdım. "Hanginizle uğraşacağım?" diye beni tuttu Justin.
"Ne oluyor?" dedi sonra. "Bir şey yok!" dedim sinirle. Francis ile Kevin'in bağırıştığını görüp oraya koştuk. "Camila'nın doğum gününde yapmayalım bari." dedi Kevin.
"Hailey seni de görmek istemiyorum." diye çığırdı Francis. "Neden herkes aşk acısı çekiyor?" diye söylendim kendi kendime ve aşağı indim.