5-Çukur

486 90 7
                                    

Rex'in bakışları bir yerde dururken siyah aslanı delirtecek sözleri çoktan ağzından çıkmıştı.

"Benimkiyle aynı boyda resmen benden büyük olduğuna emin misin Kiale?"

Kiale özlem dolu anılarını terbiyesizce parçalayan insan yavrusuna bakarken sinirini bastırarak elini salladı. Cinsel bölgesini örten siyah örtü bir anda ortaya çıkarken aklina bir şey gelmiş gibi küçük çocuğa baktı.

"Rex... sanırım teknikten önce sana öğretmem gereken bir şey var."

Rex merakla siyah aslana bakarken heyecanla sordu.

"Nedir... ne öğreteceksin Kiale?"

Kiale'nin yüzünde cani bir sırıtış belirirken tek kelime etmeden küçük çocuğu boynundan tutarak takip edilemeyecek bir hızla ormanın iç kesimlerine ilerledi. Rex hızdan dolayı kusacak gibi olsa da tek kelime edemeyecek kadar midesi alt üst olmuştu. Sık ağaçlar yerini daha geniş bir açıklığa bırakırken Kiale aradığı yeri bulmuştu bile...

Geniş bir çukurun içine Rex'i bırakırken az önceki sorunun cevabını verdi.

"Tabiki de terbiye evladım."

Bilgelik dolu sözlerinin altında yatan cani ifadeyi hisseden Rex bu sefer nasıl bir belanın içine düştüğünü anlamaya çalıştı. Fakat koca çukurun içi bomboştu...

Bu boşluğun fazla sürmeyeceğini bilen Kiale keyifle oturdu ve masum gülümsemesiyle Rex'i izlemeye başladı. Çok geçmeden Rex ayağının kaşınmasıyla yana zıpladı. O an ayağının altından çıkan yüzlerce böcekle göz göze geldi.

Korkuyla çığlık atarken ona saniyeler içerisinde ulasan biceklerle ne kadar kaçmaya çalışırsa o kadar yaklaşan böceklerle siyah aslanı ne kadar kızdırdığını anlamıştı.

"Kiale! Bu böcekler beni et yığını olarak görüyor galiba!"

Kiale'nin sırıtışı daha da büyürken keyifle şakıdı.

"Merak etme sadece ısıracaklar. Ne kadar ısırsalarda özel salgılarından dolayı kan akmaz. Ölü derilerin onlar için ziyafetten farksız."

Bitirdiği cümlesini küçük bir ayrıntı daha vermek için başlatırken duyacakları Rex'in çığlık atmasına neden olacaktı.

"Tabi ısırıkları canını inanılmaz şekilde acıtacak ama gerekli terbiyeyi alacağından kesinlikle kuşkum yok."

Rex beklendiği gibi çığlık atarken böcekler çoktan bir ayağını kaplamış diğer ayağına ulaşmak için akın akın ilerliyorlardı.

Kiale şans eseri ilk ormana girdikleri zaman bu çukuru görmüş talihsizce bu acıya maruz kalmıştı. Aklına gelen ihtimalle burasının Pellis böceklerinin yuvası olduğunu fark edince bütün gücüyle dışarı atlamıştı. Bu böceklerden kurtulmanın tek yolu onları alan saldırısıyla yok etmekti...

Tek tek öldürmeye kalksanız bile sonu gelmezmiş gibi çoğalmaya devam ediyorlardı. Tek iyi yanı ise vücudunuzda ölü deri kalmadığında toprağın altına tekrar dönerek uzaklaşmalarıydı.

Rex'e ne kadar sinirlense de bunu yapmasının başka nedeni vücudun safsızliklarıydı. Bir bedende iki çeşit safsızlık bulunurdu; birincisi vücudun dışındaki ölü deri denilen safsızlıkken diğeri içsel safsızlıklardı. Gelişimi duraksamaya uğrayan bir çok büyülü hayvanın ilk durağı Pellis böceklerinin çukuru olurdu fakat dışarıdan normal bir çukur izlenimi veren bu yeri bulmak o kadar kolay olmazdı. Bulanların bir çoğu ise acıya dayanamayarak kendisini dışarı atar kaderini kabullenirdi.

Kiale hem acı eşiğinin yükselmesi hem de safsızlıkları atması için onu bu çukura atmıştı. Bunu daha sonra planlamış olsa bile küçük çocuğun kendisini bilmez sözleri bunu erkene almasını sağlamıştı.

Katliamın ElçisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin