Rex gözlerini yavaşça kapatırken zihinsel gücüne odaklanmaya başladı. Zihinsel gücü etrafını yavaşça sararken bilinci zihinsel alanına çekildi.
Bomboş ve büyük alana hayretle bakan Rex ne yapacağını bilemeden öylece durmuştu. O an bunu okuduğu kitaplarda hatırlamayı başardı.
"Demek zihinsel alan dedikleri yer burası."
Rex etrafta yoğun bir şekilde bulunan zihinsel enerjiye bakarken oldukça memnundu. Bu güce kavuşmak için uzun süre beklemişti ve sonunda bunu gerçekleştirebilecek imkanı vardı. Yüzünde hafif bir gülümseme oluşurken kendisine engel olamadan meditasyon pozisyonuna geçti.
Güçlenmek için bir saniyesini bile boşa harcamaması gerektiğine inanıyordu. Boş alanı aklında canlandırırken ortasında kocaman bir hortum hayal etti. Fakat normal hortumlardan ziyade odanın bir kısmını baştan sona kaplıyordu. Bu hortum hem zihinsel enerjiyi çekmesine olanak verecek hemde enerjiyi daha da saflaştırmak için kullanacağı mekanizmaydı. Geniş hayal gücü sayesinde orjinal fikirlere sahipti ve kimsenin aklına dahi gelmeyecek şeyleri hayal etmekten çekinmezdi.
Denemek için hortumun enerjiyi çekip saflaştırdığını düşündü. Düşündüğü anda alanın her tarafına ulaşan yoğun vakum gücüyle meditasyon pozisyonunu bozup savrulmaya başladı. Aklından hemen kendisinin bir halatla sımsıkı sarıldığıni hayal ederken kalbi ağzında atıyordu. Biraz daha gec kalsaydı neler olabileceğini bilmiyordu.
Kendisi farkında olmasa bile oluşturduğu temeller ve gittiği yollar zihinsel eğitim yapan kişlerden daha farklıydı. Bunları bilmeyen Rex için gayet normal gibi gelse de çok yakın olmayam zamanda sır perdesini aralamaya başlayacaktı...
Geçmişin incileri ve öfkenin dalgaları arasında savrulurken yapacağı seçimlerin ònemini anlayamazsa evren büyük bir yıkımla burun buruna gelecekti.
Vakum olayı dururken zihninin berraklığı en üst noktaya ulaşmış ve içindeki zihinsel gücü tam anlamıyla hissedebilmişti. Sanki birisi zihnine girip gücünün sınırlarını ölçmüş ardından zihnine yerleştirerek hiçliğe karışmıştı. Teknik oluşturmak için hâlâ yetersiz olsa da birden fazla teknik oluşturabileceğini bilmesinin rahatlığıyla aklındaki tekniği yaratmaya başladı.
Tekniğin amacı zihnine saldırdığı kişinin ilk adımda onun kontrolüne girmesi, ikinci adımdaysa en uç korkularını değiştirmesini sağlamaktı.
Bu tekniği oluşturmak için birkaç büyülü hayvandan yararlanacak ve teknik mükemmelleşene kadar devam edecekti.
Temelleri zihnine tek tek kazırken ilerleyecğj yolu düşünmeye başladı. Zihunsel gücü sadece bilinçlere saldırmak için değil hem savunma hem de savaş becerisi olarak kullanmalıydı. Böylelikle fazladan kozları olabilir ve yenilme ihtimali düşerdi.
Son kez planlarını kontrol ettikten sonra sihninden tamamen ayrılarak gerçrk dünyaya dòndü.
"Daha dikkatli olmalıydım."
Hayıflansa da olay çoktan geçip gitmişti. Üzerinde fazla durmadan oturduğu yerden kalktı.
Etrafa kısaca son kez göz gezdirdikten sonra kalan tüm eşyalarını boyutsal yüzüğüne atarak handaki odasından çıktı. Artık yeni bir maceraya adım atmaya hazır hissediyordu kendisini. Döndüğünde onu karşılayacak biri olmadığını bilse de yüzünde en ufak bir hüzün yoktu. Bu hayatın acımasızlığını ilk ailesiz kalmasıyla ikinci olarak Kiale'nin ölümüyle anlamıştı. Tek pişmanlığı bazı şeylere engel olacak gücünün olmamasıydı. Bazı şeyleri hep geç fark etmesiydi.
'Bir daha sevdiğim birini öylece kaybetmeye göz yummayacak kadar güçleneceğim.'
Adımları hanın çıkışını bulduğunda baş selamıyla kendisine bakan hancıyı selamladı. Vedalaşmak gereksizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katliamın Elçisi
FantasyGeçmişin gölgesi üzerine düştüğünde Rex zor bir karar almak zorunda kalacaktı... Katliam onun gözüne hiç bu kadar güzel gelmemişti. "Çivisi çıkmış dünyaya katlimın elçiliğini yapacağım!" Küçük bir çocuğun ağzından çıkan sözler ne kadar ileri gidebil...