Rex'in ifadesi ciddileşirken onunla konuşan kadını görmezden gelrek kumral erkeğe döndü. O kızıl gözler... kendisine Kiale'yi hatırlatıyordu ve bu canını yakmıştı.
"Orman benim evim, doğduğumdan beri burada yaşıyorum. Son kez soruyorum ya kabul edin ya da kayıplar vererek kazanın?"
Ortam derin bir sessizliğe gömüldü...
Bu çocuk... ormanda mı yaşıyordu?
Bütün yetişimcilerin korkulu rüyası olan bu ormanda bunca zaman hayatta mı kalmıştı? Saçları dalgalanan ufak çocuğa bakarken içlerinde küçükte olsa bir acıma oluştu. Ne kadar zorluk yaşadığını ancak tahmin edebilirlerdi.
"Pekala kabul ediyorum."
Kızıl gözlere sahip pembe saçlı kadın belinde asılı duran heybetli kılıcın yanındaki ufak kılıcı çıkartıp ağaca fırlattı. Ağaca fırlatılan kılıç Rex'in hemen yanına saplanırken yüzünde en ufak bir korku ifadesi yoktu.
Aslanlar nihayet toplanmayı bırakıp atağa geçtiğinde Rex hızla kılıcı çıkartıp alırken takip edilemeyecek bir hızla çocukların önünde belirdi.
"Canlı canlı yenmenin anlamını öğrenmek istemiyorsanız arkamda durun. Eğer Jungle Aslanı görürseniz hemen bana söyleyin."
Hepsi yutkunurken birçok duyguya sahiplerdi. Küçümseme, acıma, öfke, korku... Yine de eğer ciddiyse kurtulmaları ve hepsinin sağ kalması için bir umut vardı.
Jungle Aslanları ikişer gruplarla saldırıya geçerken gruplaşmaya katılmayan aslanlardan biri etrafı gözlerken küçük çocukların savunmasızlığını fark etti. Ağzındaki salya hızla akarken çalıların ardına gizlenerek ilerlemeye başladı.
Sekiz yetişkin uzun bir çaba verirken sürü halinde gezen büyülü hayvanların vahşetine tekrar tanık olmuşlardı. Trundeg Ormanının vahşeti işte tam olarak buydu. Ne zaman bir sürünün karşınıza çıkacağını asla bilemezdiniz. Tek olmaları çok problem yaratmasa da birbirlerinin eksiklerini kapatan sürüler halinde saldırmaları yüksek yetişime sahip kişileri bile zorlardı.
"Üçlü gruplara geçin kalan iki kişilik grup hedefini oyalasın. İşi biten grup acil takviye olarak diğerlerine yardıma gitsin!"
Kumral saçlı erkeğin emriyle gruplar gızlı oluşturulurken kızıl gözlü kadın ve siyah saçlara, siyah gözlere sahip heybetli bir erkek iki kişilik grup oluşturdu.
Siyah hareler iki aslana kitlenirken kızıl gözlü kadına seslendi.
"Ben saldırıya geçip onları oyalarken beni koru. Öldürmek için harekete geçme."
Kızıl gözlerin sahibi ciddiyetle kafasını sallarken savunma pozisyonu aldı.
Bu sıralarda Rex bütün algılarını zirveye çıkartarak etraftaki hareketleri en ufak ayrıntısına kadar izlemeye başladı. Her şey normal görünürken hafif düşmanlık yayan aurayı hissetmesiyle hemen çalılıklara döndü.
"Demek pire torbalarından bazıları gerçekten akıllı."
Arkasındaki çocuklara dönerken çalılardan uzaklaşmasını mimik ve el hareketleriyle işaret ederken kendisi çalılıklara doğru döndü. Beş kişi Rex'in arkasında temkinli bir şekilde beklerken Jungle aslanı yavaşça çalılıklardan çıktı. Beş kişi korkuyla nefeslerini tutarken Rex yüzünde alayla onu bekledi...
Jungle Aslanı hazırlıksız yakalamayı beklediği avlarına doğru bakarken bir çift alay dolu gözle karşılaşmak onu şok etti...
Rex onun şaşkınlığından faydalanarak hızla kılıcı gözüne sapladı. Aslan şoktan tepki vermekte geç kalınca sol gözü artık yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katliamın Elçisi
FantasyGeçmişin gölgesi üzerine düştüğünde Rex zor bir karar almak zorunda kalacaktı... Katliam onun gözüne hiç bu kadar güzel gelmemişti. "Çivisi çıkmış dünyaya katlimın elçiliğini yapacağım!" Küçük bir çocuğun ağzından çıkan sözler ne kadar ileri gidebil...