11-Öldür

444 79 2
                                    

Rex boş bos etrafa bakınırken son birkaç saatte olanları hâlâ sindirebilmiş değildi. Kendisine gelmek için bedenini şelalenin serin sularına bıraktığında Kiale hâlâ ondan bir açıklama bekliyordu.

"Bir şeyler olduğunu biliyordum anlat hemen!"

Rex seyiren gözüyle siyah aslana defalarca kurduğu kez verdiği cevabı verdi.

"Daha fazla güçlenmek istemem için bir şey olması mı gerekiyor?"

Kiale ona alayla bakarken bu sefer onu kışkırtmaya başladı.

"Eğitimleri bitirdikten sonraki ifadeni görseydin keşke... Bütün dağları kendin yaratmış gibi davranıp duruyordun."

Rex sakinleşmeye çalışsa da yanında bu pire torbası varken pek mümkün değildi...

"Sadece ne kadar güçsüz olduğumu fark ettim. Bu eğitimlerden sonra gerçekten güçlü olduğumu sanmıştım ama meditasyondayken garip bir yere girdim. Ruh Denizi deniyormuş."

Kiale sonunda neler döndüğünü anladığında onun tuhaf davranışları sebebinin ardındaki gizemi çözmüştü.

"Rex daha önce kartallara özenip yüksekten yere çakılan martı hikayesini duydun mu? Kimse elindeki gücü bir anda elde edemez. Bu eğitimleri almadan diğer eğitimlere katlanmak kolay mı olacak sanıyorsun?"

Rex utançla kızarırken yine de inadından vazgeçmedi.

"Daha güçlü olmak için her şeyi yaparım!"

Kiale inadından dönmeyen küçük çocuğa yavaşça sinirlenirken yüzünde kısır bir ifade oluştu.

"Demek her şeyi yaparsın öyle mi? Bu sözlerini unutmasan iyi olur."

Şelale de yüzen küçük çocuğu tek eliyle zorlanmadan yanına çekti. Eğitimde kullanıp kenara fırlattığı sıradan baltayı alıp eline tutuşturdu.

"Al bakalım. Hadi seninle gerçek bir eğitim yapalım bay her şeyi yapabilecek martı."

Martı diyerek az önce yüksekten çakılan martıya gönderme yaptığında Rex sırtında bir ürperti hissetti.

"Hey! Beni yine o çukura mı atacaksın?"

Yüzündeki dehşet ifadesine bakan siyah aslan şaşkınca onun yüzüne baktı.

"Sana bu kadar korkunç bir şeyi nasıl yaparım? Sadece eğitik Rex... sadece eğitim. Hadi bakalım."

Keyifli bir ıslıkla gelmemek için direnen küçük çocuğu sürüklemeye başladı. Onun ne hissettiğini anlasa da ne kadar yetersiz olduğunu bilip bilmeden eğitim metodlarının eleştirilmesi onu çileden çıkarmaya yetmişti...

"Kiale!"

Kiale "..."

"Heyy! Dursana."

Kiale "..."

"Seni... Korkacağımı mı sanıyorsun?"

Fakat ne yaparsa yapsın Kiale yalnızca keyifle ıslık çalıyor ona bir bakış atma zahmetine bile girmiyordu.

Bir süre daha yürüdüğünde 1.seviye Dikenkuyruk Leoparı karşılarında duruyordu. Leopar tehlikeyi sezdiği gibi hemen kaçmaya çalıştı fakat nafileydi...

Onun gibi birinci seviye bir hayvanın Kral seviyesini aşmış Kiale'nin karşısında nasıl şansı olabilirdi ki?

"Kaçmayı aklından bile geçirme. Şu arkamdaki küçük çocuğu öldürmeyi başarırsan gitmene izin vereceğim."

Leopar uzun süre Kiale'ye baksa da sözlerinde yalan sezemedi. Üstelik onun da kendisi gibi olduğunu fark etmişti. Gözleri arkadaki çocuğa ulaştığında yüzünde aç bir ifade oluştu...

Katliamın ElçisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin