Rex yüzüğünden çıkardığı kutuya dalgın dalgın bakarken dün gördüğü garip olayın etkisinden çıkamamıştı.
"Toparlamalıyım."
Rex kutunun kapağını aralarken içindeki nesneleri dikkatle incelemeye başladı. Katlanmış bir not kağıdı, bir adet parşomen ve göz alıcı bir hançer onları almasını bekliyordu.
Hançeri hemen incelemek istese de ilk olarak notu okuması gerektiğini fark etti.
Eğitimini aksatmadığına inanarak bir sonraki yapacaklarını kısaca anlatayım. Öncelikle Pandora Krallığından ayrılıp Aşkın Krallığına gideceksin. Bu krallıkta herhangi bir yere üye olman kesinlikle ama kesinlikle yasak. Uzun zamandır ağırlıklara alıştığın için ilk işin depolama yüzüğünden 100 kiloluk iki adet Beta-Ti taşından ağırlıklarına eklemek olacak. Yolculuk boyunca yüzünü iyice gizleyerek şehir hakkındaki durumları öğrenerek ilerleyeceksin. Çok fazla altın harcayarak kötü niyetli kişilerin dikkatini çekmekten de kaçınmalısın. Bu yolculuk boyunca fiziksel eğitimini iki saate düşürüyorum. Geceleri bir handa kalıp meditasyon ve zihinsel eğitimine aynı şekilde devam edeceksin. Yolculuk boyunca asıl eğitimin insanları gözlemek olacak. İnsanların duygularını ve yapacakları hareketleri kolayca anlayabilecek seviyeye gelene kadar yolunu uzat. Bunun için sana 2 ay veriyorum. İki ay sonra eğitimini tamamlayamazsan iki gün boyunca aralıksız şelale de yüzmeye gönüllü olacağına inanıyorum. Son olarak kutunun içindeki tekniği Aşkın Krallığına gidene kadar kavramaya başla, deneme kısmını krallığa varana kadar uygulama. Hançeri savunmasız kalmaman adına hediye ediyorum. İyi şanslar evlat.
Notu okumayı bitirince derin bir nefes verdi. Yanında olmaması bile burnundan getirmesini engellemiyordu anlaşılan...
Buruk bir tebessüm ederken yavaşça gözlerini gezdirdi. Bakışları her yerde bur anıya çarpıyor ve onun duraksamasına neden oluyordu.
Her köşesini emekle inşa ettiği huzurlu alana veda etti usulca. Şikayet ettiği bu yeri özleyeceğini biliyordu. Üstelik yıllarca ormanda insanlardan uzak yaşamışken aniden herkesin içine karışma düşüncesi içini titretmeye yetmişti. Bundan kaçışı olmadığını bildiğinden kendisini sakinleştirmeye çalıştı.
Ne kadar durursam gitmem o kadar uzun sürecek.
Son kez etrafa bakmadan kutunun içindeki hançeri beline taktı ve parşomeni yüzüğüne atarak evini terk etti...
Etrafını dikkatlice izleyerek ormanın içinde saklana saklana ilerledi. O an aklına ağırlıklar geldiğinde küfrederek durdu ve yüzüğün içinden 100'er kiloluk iki adet Beta-Ti taşını çıkarttı. Gòzleri ağırlıklara düşmanca bakarken peri ağacından yapılan kılıflara yeni ağırlıkları ekleyerek bir süre alışmaya çalıştı. Alışma çabaları sırasında yüzükten koyu gri bir pelerin çıkartarak üzerine geçirdi. Kapşonu kafasına geçirmeden ormanın sonuna doğru ilerlemeye başladı.
Her adımı giderek yavaşlarken ilk defa bu kadar yaklaşmıştı diğer insanların yaşadığı krallığa...
Öncesinde her burayı görme çabası Kiale tarafından engellenmiş, en sonunda sert bir cezayla bir daha yaklaşmaya cesaret edememişti.
Ağaçlar azalırken toprak bir yol önünde belirdi. Toprak yoldan ilerlerken gözleri gördüğü manzarayla kocaman açıldı, adımları tıkanırken olduğu yerde öylece duraksadı.
Kocaman duvarlarla çevrili geniş yapı, arkasından belli olan tek tük koca binaların görünen kısımları, surların üzerinde yürüyen zırhlı askerler ve surdaki devasa kapıda nöbet tutan askerler... Alışık olmadığı kadar insan vardı gözlerinin önünde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katliamın Elçisi
FantasyGeçmişin gölgesi üzerine düştüğünde Rex zor bir karar almak zorunda kalacaktı... Katliam onun gözüne hiç bu kadar güzel gelmemişti. "Çivisi çıkmış dünyaya katlimın elçiliğini yapacağım!" Küçük bir çocuğun ağzından çıkan sözler ne kadar ileri gidebil...