Kırılma seslerini duyan Kiale bunun anlamını biliyordu. Yüzünde hüzünlü bir ifade belirirken meditasyonu devam ettiren küçük çocuğa bakmıştı.
Savaşçı ve büyücü olarak 1.Seviye Başlangıç Alemine ulaşmayı başarmıştı.
Seviyeler oldukça basitti...
1.seviyeden 10.seviyeye kadar Başlangıç Alemi
11.seviyeden 20.seviyeye kadar Temel Alem
21.seviyeden 30.seviyeye kadar Yıldız Alemi
31.seviyeden 40.seviyeye kadar Düşen Yıldız Alemi
41.seviyeden 50.seviyeye kadar Kral Alemi olarak bilinirdi.
Ne yazıkki bu boyutta birinin güçlü kabul edilmesi için Temel Alem yeterliydi. Alemler arası geçişler büyük bir fark yaratsa da asıl gelişim Yıldız Alemi olarak kabul edilirdi.
Örnek vermek gerekirse Temel Alem 11.seviyedeki biri Temel Alem 19.seviyedeki birini çok yüksek ihtimal olmasa da tekniklerle yenebilirken, Yıldız Alemi 21.seviyedeki biri Yıldız Alemi 22.seviyedeki birini kızdırırsa canı için yalvarmaktan başka çaresi kalmazdı.
Bu seviyeler arasındaki dengesizliğin sebebi Yıldız Aleminde Dao'nun ufak bir kısmı kavranmaya başlanır ve her seviye de kavranan Dao'nun özü artardı. Dao'nun ezici gücü insan bedenini yok etmemesi için sınırlamalar koyulduğundan hiç kimse bu sınırları yok edemezdi. Bu bir insanın nefes alması gibi bir gereklilik olarak kabul edilmişti. Geçmişte bu kuralı yıkmak isteyen sayısız dahiyi bekleyen tek şey nihai ölüm olmuştu...
Rex vücudundaki dayanılmaz boyutlara ulaşan acı sebebiyle olduğu yerde bilincini kaybederken iradesi bedeninin lotus pozisyonunu bozmasına izin vermemişti. Onun bilincinin kapandığını fark eden Kiale müdahale etmek istese bile bunun sonuçlari çok ağır olabilirdi. Meditasyon kişinin kendisini doğrudan geliştirmesine yardımcı olsa da dışarıdan müdahale kabul edilmezdi. Bu durumlarda ağır içsel yaralar ve ya daha kötüsü ruhsal yaralar edinilebilirdi. Fakat kötü olasılıklar bununla sınırlı değildi... Bir kişinin sakatlanmasına kadar yol alabilirdi.
Siyah aslan endişeyle kalkarken küçük çocuğun etrafında endişeyle volta atmaya başladı.
Rex.. Lanet olsun ona enerjiyi nasıl keseceğini anlatmadım!
Yaptığı büyük hatayı fark ederken Rex'in bilinci Ruh Kapılarına gelmişti...
Ruh kapıları insanın ruhunu, zihnini takip edebildiģi hatta eğitebileceği bir yer olmakla beraber benliğini bulmanın ilk adımı kabul edilirdi.
Buna rağmen Ruh Kapıları oldukça gizemli kabul edilirdi. Açık olan üç şart bilinse de bu şartların oluşması tamamen kişiye bağlıydı.
1.şart; kişinin kendisine koyduğu hedefte tamamen kararlı olmasıydı.
2.şart; beden sınırlarını kıracak acılara alışmaktan geçerdi. Bir insan 1. ve 3.şansı yerine getirse bile 2.şart gerçekleşmediyse kesinlikle Ruh Kapılarına ulaşamazdı. Bu nedenle çoğu soylu şanslı bir durumla karşılaşmadıktan sonra benliğini bulamadan göçüp giderdi. Dış desteklerin en kritik noktası da bu kabul edilebilirdi. Onlar acı olmadan seviye kapılarını kırar ve acısız yürüdükleri yolda Ruh Kapıları onlara sırt çevirirdi...
3.şart ise; sarsılmaz bir iradeden geçerdi.
Rex farkında olmadan kendisine bir hedef koymuştu, kim olduğunu öğrenmek için pes etmeden güçlenmek ilk şartı gerçekleştirdi.
Yaptığı eğitimlerle seviye atlamasa bile bedeni ham güç açısından sınırlarını birçok kez kırmayı başarabilmişti. Pellis böceklerinin yuvası ise ona bambaşka bir acı eşiği oluşturmuştu. Son olarak enerjiyi bedeninin sınırlarından fazla olarak çekmesi 2.şartı tamamen yerine getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katliamın Elçisi
FantasyGeçmişin gölgesi üzerine düştüğünde Rex zor bir karar almak zorunda kalacaktı... Katliam onun gözüne hiç bu kadar güzel gelmemişti. "Çivisi çıkmış dünyaya katlimın elçiliğini yapacağım!" Küçük bir çocuğun ağzından çıkan sözler ne kadar ileri gidebil...