Tüm gözler kendisine odaklanmışken hiçbirini umursamadan cevap bekleyen Rex bu bakışların nedenini çok iyi anlıyordu...
Köleler en yüksek fiyatla bile 15 altına kadar çıkardı ve birisi iki kişi için pazarlık bile etmeden 50 altın vereceğini söylemişti.
Satıcı ilk başta heyecanlansa da teklifin küçük bir çocuktan geldiğini görünce sinirlenmişti. Yanında dikilen korumalardan birine buruşturduğu yüzüyle emrini verdi.
"Öldür."
Ağızdan çıkan basit bir kelimenin hayatını belirlemesine sinir olan Rex daha önce hiç yapmadığı bir şey yapmaya başladı.
Tüm öldürme arzusunu salarken insanlar şaşkınlıktan kalakaldı fakat hepsi bu değildi... Elinde bir anda beliren sıradan kılıç bile değerli bir hazine gibi herkesin gözünü korkutmuştu. Öyleki ona doğru adım atan koruma bile kararsız gözlerle durarak satıcıya dönmüştü.
Korumasının kararsızlığını fark eden satıcı daha da sinirlenerek emrini tekrarladı. Küçük bir çocuktan çıkan öldürme arzusunun şaşkınlığı bile geçememişti öfkesinin önüne. Koruma elden bir şey gelmez düşüncesiyle çocuğa yaklaşırken birden adımları durdu ve gözleri açılmış şekilde kitlendi. Satıcı defalarca korumaya seslense de yanıt gelmemesi iyice köpürmesine neden olmuştu.
Sinirini somutlaştıran adımlarla küfürler ederek korumaya dokundu. O an koruma yere yığıldı. Gözleri açık neler olduğunu bile anlayamadan ölmüştü..
Öldürmeyi tercih etmeyen Rex tek bir tereddüt göstermemişti. Sonuçta kendisini pikniğe götürmek için gelmemişti neden merhamet etmeliydi ki?
Olayı göremeyen insanlar korkuyla bir iki adım geriye çekilirken satıcının ifadesi 360 derecelik bir dönüşle değişti. Yüzü öfkeli olsa da sesindeki saygı kilometrelerce öteden duyulabilirdi.
"İstediğiniz köleler hangisi genç efendi?"
Karşısındaki çocuğun gücününden dolayı önemli biri olduğunu düşünerek genç efendi diye seslenmişti. Rex içinden geçenleri saklamadan dışarıya vurdu.
"Güçsüzü ezip güçlüye köle oluyorsunuz. Iğrençsiniz, istediğim köleler şu ikisi."
Onu izleyen köleler şanssız kişilerin kendileri olmaması için uzun zamandır unuttukları Tanrı'ya dua ediyordu. Köleler sadece birkaç sene yaşar ardından farklı şekillerde ölürlerdi. Çocuğun tereddüt etmeden birini öldürmesi yüzünden tereddütlülerdi.
Siyah saçlı çocuk en baştaki serseri ifadesini bozmadan yeni sahibine doğru ilerliyordu. Mor saçların sahibi ise alaycıl ifadesinin yanında merak kırıntılarıyla kaplı mavi harelerini ona dikmişti. Rex onların bakışlarını umursamadan kölelik mühürlerinin silinmesini bekledi.
Köleler ikinci sahibine geçerken onun ismi yazılır ve köle tüccarının ismi silinirdi. Fakat silinme işlemi o kadar acı vericiydi ki ikisinin çığlıkları tüm alanda duyuluyordu. Köle tüccarı küçük çocuğa bakarken yeni kölelik mührünü yapmak için büyülü demiri eline aldı.
"İsminiz neydi?"
Rex kölelik mührü yaptırmayı gereksiz buldu. Onları yanında yoldaş olarak istiyordu ve şuan mührü yaptırsa bile silme işleminin acısını tekrar yaşamalarını istemedi.
"Yeni mühre gerek yok sadece zincirlerini çözmeden bana getirin."
Köle tüccarı şaşkınca ona bakarken hemen itiraz etmek ve açıklamak için ileri atıldı. Rex adamın amacını anladıktan sonra onu tek eliyle durdurarak sözünü tekrarladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katliamın Elçisi
FantasyGeçmişin gölgesi üzerine düştüğünde Rex zor bir karar almak zorunda kalacaktı... Katliam onun gözüne hiç bu kadar güzel gelmemişti. "Çivisi çıkmış dünyaya katlimın elçiliğini yapacağım!" Küçük bir çocuğun ağzından çıkan sözler ne kadar ileri gidebil...
