19-Burada Ölmeyeceğim

399 66 8
                                    

Koyu gri saçları terden alnına yapışırken kuru bir kaç tel saçı aldığı derin nefesler yüzünden hafif havalanıyordu. Göğsü adrenalinin etkisiyle çarparken dişlerini sıkarak derin yarasına sol eliyle daha fazla baskı yaptı. Elindeki kanlar oluk oluk akarken karşısındaki 6.seviye Gorgo Gergedanına küfürler etti.

Bir aylık eğitiminin son gününe kadar çıkmayan aksilik selam canım ben geldim dercesine sırıtmış ve neredeyse ölümün nefesini kulaklarında hissetmişti.

Bir ay boyunca düzenli olarak yaptığı eğitimler sayesinde kendi seviyesine yakın hayvanları avlamakta başarılı olsa da henüz yeni 4.seviyenin kapılarını aralayabilmişti. Gelişimi ilerledikçe seviye atlamak giderek zorlaşıyor, ihtiyaç duyduğu kristallerde devasa bir artış olmasa da seviye farkı yüzünden hayvanlarla mücadele süresi uzuyordu. Zihinsel gücünde ise kulenin ilk katı ona etki etmiyordu. Çabalarına rağmen bir ay sonra bile aptal yıldızın ancak yarısı dolu görünüyordu...

İlk zihinsel eğitiminden çıktıktan sonra gördüğü manzara bir avuç kan kusmasına neden olmuştu... Hatırladıkça bile tüylerinin diken diken olmasını engelleyemiyordu. Zihinsel gücü temsil eden yıldıza kendisinden emin şekilde bakmış ve daha anca uç kısımların sarı sarı parladığını görünce bunca acının mükâfatı bu mu diye yakınmıştı. Üstelik eğitimi için yalnızca iki saat uyuyabileceğini fark etmesi ayrı bir yıkım olmuştu onun için. Kendisini dürten pembe saçlı kadınla güne bir eksiyle daha başlamış, söz verdiği gibi yabancıları güvenli bir bölgeye bırakmıştı. Eğitimine adapte olması kısa sürse de her zihinsel eğitimden sonra kendisini pes ederken bulmuştu. Yine de zihinsel gücü teknik kullanabilecek yeterlilikte değildi ve bu kadar çektiği acıdan sonra bu işin peşini kolayca bırakamayacağının farkındaydı.

Eğitiminin son gününe geldiğinde pusuya yatıp avını beklerken olacaklardan habersiz sevinçle 4.seviye bir Jungle Aslanı'nı devirmişti. Gitmek için hareket ederken nereden geldiğini anlayamadığı bir darbeyle on metre yuvarlanmış ve ağzından hafif kan sızmıştı. O an hisleri tehlike diye bağırırken kaçma fırsatı bulamadan kendisini 6.seviye bir Gorgo Gergedanı ile savaşırken bulmuştu. Üstelik darbeleri ona ulaşmaktan acizken onun her üç darbesinden biri kendisine ulaşıyordu.

"Seni!"

Cüsseli gergedan boynuz darbesini acımadan karnına vurmuş ve derin bir yara açmıştı. Gözlerini kan bürürken onunla savaşamayacağının bilincinde olarak kaçış yolu aramaya başladı. Fakat karşısındaki gergedanın ona zaman verme gibi bir düşüncesi yoktu ki tekrar harekete geçmesi içinden küfürler etmesine sebep oldu.

Hızla yana kayarken zikzak çizerek açıklık alandan ağaçlara doğru koşmaya başladı. Tek kurtuluşu şuan bir ağaca tırmanıp güvenli bir yere ulaşana kadar son sürat koşmasıydı. Yapması gereken basit olsa da aldığı onca darbeyle vücudu kendisini taşıyamayacak kadar yorgundu. Gergedan boşa giden iki saldırıdan sonra daha fevri hareket etmeye başlamış ve çıldırmışçasına onu kovalamaya devam etmişti. Az önce onunla eğlenen gergedan şuan sinirden köpürüyordu.

"Seni koca yag fıçısı! Git başka av bul kendine. O koca cüssen beni yediğinde doyacak mı?"

Anlamsız sızlanmalarıyla kendisini esir almaya çalışan uykuya direndi. Ağaca son birkaç adım sonra ulaşacaktı fakat arkasındaki gergedanın yanına varması da çok uzun sürmeyecekti. Hızla ağacın etrafinda dönüp doğer ağaca atladığında kafası saniyelik karışan gergedan ilk afallamış hemen ardından kandırılmış olmanın öfkesiyle hırsla onun zorla tırmandığı ağaca ilerliyordu.

"Senden kurtuluşum yok mu?"

Gergedan onun sızlanmalarına kulak asmadan bodoslama ağaca çarparken boynuzu ağacın ortasını delmiş ve ağaca saplanıp kalmıştı.

Katliamın ElçisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin