Gerçekten nefret etmiyorsunuz siz. Siz sadece sevmediğiniz insanlara nefret duyuyorsunuz. Bense aileme, kendime, hep gülen insanlara, kendini bir şey sanan büyüklere, hocalara, mühendislere, bir şey bildiğini sanan bilim adamlarına nefret duyuyorum. Yaşama, nefes almaya, konuşmaya, yürümeye de nefret duyuyorum, normal insanlara da nefret duyuyorum. Çünkü hiçbir zaman normal bi kız gibi yaşayamayacağım. Ve bundan da neret ediyorum. Bana güzelsin diyenlerden, çıkma teklifi edenlerden, sen mi kimseyle çıkmıyorsun diyen o milletle öpüşen orospulardan da nefret ediyorum. Onlar yol geçen hanıyken ben hiçbir şey yapmadığım halde önyargılı gözlere mahrum kaldığım içinde nefret ediyorum. Ben bu değilim. Her şeyi yıkmak istiyorum. Büyük bir yıkımın içindeyim ama yine de yıkmak istiyorum. Kendi kişiliğimi, benliğimi, bu nefreti, umutsuzluğu, mutsuzluğu yıkmak istiyorum. Ben gülen kızlardan olmak istiyorum ama kendime gülmeyi yakıştırmıyorum. Bedenimi sevmiyorum veya vücudumu. Yüzümü, gittiğim yurdu, yurttaki gereksiz insanları, yurttaki her şeyden nefret ediyorum. Çünkü benden daha kötü bi yolda oldukları halde benden iyi olduklarını iddia eden insanlar var. Dinden soğumama neden olan insanlar önyargılı olmama beden olan insanlar, hak diyip hak yiyen insanlar ve daha fazlası. Ben normal olmak da istemiyorum ve biliyorum şuan kendimle çelişiyorum. Bunu da yapmak istemiyorum ama elimde değil.
" Ben mavi olmak istemiyorum. Ben siyah olmak istiyorum."
Annemden, babamdan, kardeşimden, arkadaşlarımdan, etrafımdaki herkesten nefret ediyorum. Herkes menfaatçi ve çıkarcı. Hepsinin benden kazanmak istediği bi sebep var, bunu biliyorum.
Kendimle savaşıyorum ve bu yıkımı durduramıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIKSIZ.
Non-FictionBir ışığın olmaması ve ot gibi yaşamak nedir bilir misiniz ? Tanık olmak ister miydiniz peki ? Elinde bir tane bile değer veren birisinin olmadığını bilmek... O boşluk hissi ve o IŞIKSIZLIK.