" Ne zaman pişman olursun biliyor musun ? "
" Yarım bıraktığını başkası tamamladığı zaman. "
--------_---------------_---------------_---------------_---------------_---------------_-------
Hiç haketmeyen insanlar, hiç haketmediği o güzel hayatları yaşarken, biz yada belki ben o berbat bataklığı yaşamak zorunda olduğum için kendimden nefret ediyorum.
Sahi bi' insan ne kadar yalnızlık çekebilir ? Barışı savunan ama insanlardan nefret eden birisiyim. Ölümüne Atatürk'çü olmama rağmen ki bu ölümüne barışçılıkla aynı nasıl bu kadar nefret dolu olabiliriyorum. Her gün, her gece aynada gözlerime dikkatle baktığımda o kırmızılığı nasıl fark edebiliyorum acaba. Ve cidden nasıl onca nefretin içinde tekrar birisine " tekrar " bağlanarak kabuk bağlayan bi' yarayı tekrar kanatabiliyorum ?
Neyin kafası bu ya, neyin gerizekalılığı cidden. Hangi akla cesaret ben tekrar başka birine bağlanmak istiyorum. Neden bu kadar boşluktayım. Ne zaman normal insanlar gibi olacağım ve ne zaman normal bir ortamım olacak ?
Acaba sesimi duyan birileri, fısıltı halindeki çığlıklarımı duyan birileri mesela...
Ankara'nın puslu sabahından sizlere merhaba desem mesela.
Bu boşluk hissi. Bu kaybolmuşluk hissi. Bu nefessizlik hissi. Bu yalnızlık hissi. Bu hislerin acı olan tarafıda koskaca bir karanlığa hapsolmuş olmam.
Son zamanlarda bana en çok denilen şey ; " Senin psikolojin bozulmuş. "
Evet, bozulmuş olabilir. Benim yaşadığım şeylerin üçte birini siz yaşasanız direkmen intihar edersiniz. O yüzden hiç konuşmayın ve sesinizi kesin. Cidden ben saygı ve sevgiden susuyorsam o nefretimi ortaya çıkarırsam asla iyi olmaz bir kaç kere oldu sonu iyi olmadı üstüme gelmeyin cidden.
Hepinize iyi nefretler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIKSIZ.
Non-FictionBir ışığın olmaması ve ot gibi yaşamak nedir bilir misiniz ? Tanık olmak ister miydiniz peki ? Elinde bir tane bile değer veren birisinin olmadığını bilmek... O boşluk hissi ve o IŞIKSIZLIK.