Matemin rengidir siyah, boşluğun rengi. Acının rengidir siyah, karanlığın rengi. Ölümün rengidir siyah mutsuzluğun rengi...
Çoğumuz siyaha bu gözlerle bakarız. Çoğumuz siyahı hep olumsuz durumları karşılayan renk olarak adlandırırız. Bu satırların müellifi de bir yazısında siyahı bu şekilde tanımlamıştır. Ardından renkler üzerinde daha derinlemesine düşündüğümüzde belki toplum tarafından bu şekilde adlandırılan siyahın öne çıkması gereken farklı ve belki de çok önemli özelliklerinin olduğunu görürüz.
Siyah karanlıktır sadece.
Karanlık ışıksızlıktır.
Işıkssız olmaksa
Hiçbir şey olmasa bile
Özgür olmaktır bence
İşte, siyah bence bu şekilde en güzel anlatılır. Evet, bir yandan baktığımızda siyah aklımıza bütün olumsuzlukları getirse de diğer yandan baktığımızda siyahın getirdiği karanlık ya da ışıksızlık bizim en özgür olduğumuz zaman dilimidir.
Karanlıkta biz sadece kendimizle kalırız. O zaman gerçek "ben"imiz ortaya çıkar. Yani toplum tarafından bir şekilde şekillendirilmiş "ben"imiz karanlıkta özgür kalır ve en rahat tavırlarını o zaman sergiler.
Dikkat edin insanlar en gizli saklı işlerini hep karanlıkta yapmaya gayret ederler. Çünkü kendilerini en güvende hissettikleri an siyahın hakim olduğu andır.
Aklıma bir şey daha geldi şimdi: Bir de sevgililer genellikle hep loş ortamları severler. Yani ortamın biraz karanlık olması iyidir bir sevgili için. Özellikle de söyleyeceği bir iki çift güzel kelamı varsa yani cananının kulağına aşk sözcükleri fısıldayacaksa loş ortamı daha çok ister. Acaba bu karanlığın getirdiği özgürlükten olmasın! Sevgili, aydınlıkken cananına söyleyemediği güzel kelamları karanlıkken daha da özgür olduğu için söyleme cesareti buluyor. Olabilir... Siz ne dersiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIKSIZ.
No FicciónBir ışığın olmaması ve ot gibi yaşamak nedir bilir misiniz ? Tanık olmak ister miydiniz peki ? Elinde bir tane bile değer veren birisinin olmadığını bilmek... O boşluk hissi ve o IŞIKSIZLIK.