kırk dördüncü bölüm

3K 235 20
                                    

-balım:)
Tedirgin bir şekilde etrafıma baktım.

Allah'ım ben neden Umut'un fikrine uydum ki? Telefonumun titremesiyle mesajlara baktım.

Umut: üçüncü kat

Apartmana girdim ve üç kat yukarı çıktım. Kapının önünde beni bekliyordu tedirgin bir şekilde etrafıma baktım.

Gülüp "Evde Barış, Emir ve ben varız merak etme" dedi.

Ayakkabımı çıkarıp içeri girdim. İkisi de beni görünce güldü. Sanırım aşırı kokuyormuş gibi görünüyordum.

Ayakta durunca Umut koltuğu gösterip "Otursana" dedi.

Tedirgin bir şekilde onlara baktım.

Barış benimle dalga geçercesine konuştu.

"Bak Balım bu koltuk merhaba de koltuk"

Emir Umut'u parmağıyla gösterip "Senin şu sevgilin yüzünden hiç bir şey yiyemedik" dedi.

Umut'a bakıp şaşırarak "Neden" diye sordum.

Saçlarını karıştırıp "Ya evde bir şeyler vardı bunlar da..." Barış sözünü kesip "Altın günü gibi bir şey" diyip kahkaha attı.

Birkaç saniye herkes sessiz bir şekilde durdu.

Barış oflayıp yine konuştu.

"Balımcım bu kadar gerilme yahu! Benim sevgilim beni evine çağıracaktı ve orda altın günü yemekleri olacaktı var ya saldırırdım. Ayrıca merak etme onlar en az üç saat buraya gelmez. Biz de seni yemeyiz"

"Eminsiniz değil mi yani biri..." zil sesiyle cümlem yarıda kaldı.

Emir "Sıçtınız" diye mırıldandı.

Barış gülerek "Ay siz şimdi basıldınız mı?" dedi.

Umut kapıyı açmaya gitti. Korkuyla onu beklerken kucağında Elvin ile geldi.

Elvin bana bakıp gözlerini kocaman açarak "Aaaa Balım abla" diyip bana gelmeye çalışırken Umut'un kucağından düştü ve bağırarak ağlamaya başladı.

Elvin'i koltuğa otutturup "Bak Elvincim ağlama" dedim.

Kolunu gösterip "Ama acıyor" dedi ve daha çok bağırmaya başladı.

Umut'a baktım özür dilerim dercesine bana bakıyordu. Tekrardan zil çaldı. Bizim yaşlarımızda bir kız gelmişti.

Beni görünce şaşırarak Barış ve Umut'a baktı. Koltuğa oturup "Sanırım bir açıklama yapmanız gerekiyor" dedi.

Kıza dikkatlice bakınca birkaç ay önce Umut'u hikayesinde paylaştığı için yanlış anladığım kişi olduğunu anladım.

Barış "Bak İremcim" diye başlayınca "Sen sus" diye cevap verdi.

Umut derin bir nefes verip "Kız arkadaşım" dedi.

Gülerek "Ne zamandan beri kız arkadaşlarınızı buraya getiriyorsunuz" dedi.

Kaşlarımı çatarak ona baktım. Gülerek bana bakıyordu. Koltuktan kalkıp çıkmak için yürüdüm.

Ayakkabımı giyerken bana dik dik bakarak "Bak birbirinizi seviyor olabilirsiniz ama emin ol şehirleriniz ayrı olunca bu aşk sandığınız şey..." Emir cümlesini bölüp "İrem sus artık" dedi.

O da ayakkabısını giyip çıktı. Merdivenlerden inerken tek istediğim şey birini görmemekti.

Arkadan bir ses "Emir oğlum o kim" dedi.

Gelen sese döndüm. Emir sırıtarak "Umut'un kız arkadaşı" dedi.

Gözlerimi kocaman açarak Emir'e baktım.

Karşımdaki kadın gülumseyerek "Güzel kızım korkmana gerek yok ben de Barış'ın annesiyim" dedi.

"Memnun oldum" dedim gülümseyerek.

Başıyla içeriyi işaret edip "Gelmek ister misin" dedi.

"Rahatsız etmeyeyim ben sizi" dedim.

"Ne rahatsızlığı canım gel" diyince mecbur içeriye girmek zorunda kaldım.



evet dostlarım tam burda bırakıyorum biraz merak edin ğwşuegdksb

siz tatlı tatlı bölümleri okurken ben de muhtemelen ağlayarak fizik çalışıyor olacağım

kendinize iyi bakın:)))

Sayfa 63 ||yarı texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin