elli altıncı bölüm

1.9K 182 43
                                    

seksen bin olduk😙💖
alın bakalım size açibar:)
şarkıyı açmayı unutmayın

-açelya:)
"Bir şey diyeceğim sabah şey demiştim ya istesek on saat vakit geçirebiliriz. Arkadaşlar ben ciddi değildim. Hani şaka diye bir şey var"

Hepsi bana bakıp güldü. Sanırım şu on sekiz yıllık hayatımda (ay böyle diyince çok garip hissettim) en dolu geçirdiğim gündü!

Sabah on gibi buluşmuştuk ve şimdi saat akşam sekizdi.

Yol ayrımını görünce İnci "Ben şurdan gidiyorum size iyi geceler" dedi.

Emir anında cevap verdi.

"Beraber gidelim ne olur ne olmaz" diyince İnci de "Sen bilirsin" dedi.

Onlar giderken Barış her zaman o uzun konuşmasından önce yaptığı öksürüğü yaptı.

"Değerli kankilerim bugün gerçekten çok güzeldi. Aklımda hiç bir dert tasa yoktu. Gerçi Barış Şimşek'ten bahsediyoruz ne derdi? Önce Açi ile yaptığımız düet sonrasında muhteşem yemek. Adamlar konseri ve sonra yine yemek. Lan biz niye o kadar yemek yemişiz? Neyse çok güzel bir gündü kısaca ya! Benden ciddi şeyler beklemeyin"

Dediği şeylere gülümseyerek cevap verdim ama o dert tasa kelimesinden sonra bir şeyi unuttuğumu farkettim!

Yolun ortasında bir anda durup "Ben bulaşık süngeri almayı unuttum" dedim.

Hepsinin ağzından "Ha?" gibi bir şey çıktı.

"Eve gelmeden önce bulaşık süngeri alacaktım ya" dedim.

Barış parmağı ile bir yeri gösterip "Tamam Açi şurdan alırız" dedi.

Balım ve Umut'a baktım.

"Sizin şimdi uykunuz da gelmiştir siz gidin" dedim.

"Görüşürüz o zaman"

Elimi salladım.

Barış ile markete girince almam gereken şeyi aldım ama ufak bir problem vardı!

Barış yaklaşık beş dakikadan beri konuşmuyordu.

Barış'dan bahsediyoruz!

Altını çizerek söylüyorum Barış Şimşek!

Eve doğru dönerken "Bir şey mi oldu" dedim.

Bana bakıp gülerek cevap verdi.

"Hayır olmadı"

Zorla güldüğü o kadar belliydi ki!

Bir anda kaldırımın kenarına oturunca şaşırarak bana baktı.

"Ne yapıyorsun Açelya"

"Senin oturmanı ve konuşmanı bekliyorum"

Bana iflah olmaz bir bakış atıp yanıma oturdu.

Ona bakıp "Ne oldu Barış" dedim.

Kafasını sallayıp "Söyleyemem" dedi.

Dalga geçerek elimi koluna vurup "Ne oldu bir kızı falan mı seviyorsun?" dedim.

En sonunda bana dayanamayıp baktı.

"Evet"

"Seni sevmeyen ölsün ya" dedim gülerek.

"Kızın gözü kör" dedi.

Kaşlarımı çatıp "Malmış o zaman kız" dedim.

Bana tam bir şekilde dönüp sinirli bir şekilde cevap verdi.

"Malsın evet"



aman efendim nerelere geldik?

burası neresi?

Sayfa 63 ||yarı texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin