on beşinci bölüm

7.9K 518 116
                                    

-umut:)
Yazdığı mesajı okuyunca gülümsedim.

Tatlı, güzel, iyi bir kızdı.

Doğrusu ilk başta onunla konuşma amacım sevgili olmaktı ama şu an öyle değildi.

Hani bazı insanlar vardır: çok anlaşırsınız, değer verirsiniz ve sevgili olduğunuzda da öyle devam edicek sanırsınız ama etmez.

Bir de bazı insanlar vardır: çok anlaşırsınız, yine çok değer verirsiniz ama aranızdaki o ilişkiye bir isim vermezsiniz. Çünkü bir isim verdiğinizde bozulacağından korkarsınız.

Şimdi sorucaksınız bana! Üç dört günde nasıl böyle oldun Umut? Ben de bilmiyorum.

Tek bildiğim şey değer verdiğim biri.

Kapımın pat diye açılmasından gelenin Barış olduğunu anladım.

"Ne yapıyorsun len" dedi ve enseme bir tokat attı.

Anında elini tuttum ve ona bakıp "El kol hareketlerinden hoşlanmıyorum" dedim olabildiğince sert bir ses tonuyla.

Umursamaz bir şekilde gülümsedi ve puf koltuklarımdan birine oturdu. "Bu arada sağol Açelya ile konuşuyoruz iyi kanka olduk" diye mırıldandı.

"Önemli değil demeyeceğim. Çünkü önemli! Bi ara hatırlat ben de senden bir şey isterim" dedim sırıtarak.

Arkasındaki yastığı yüzüme fırlattı. Kahkaha attım. Telefonunda bir şeyler yapıp bana gösterdi.

açelyakeskiin_: bilmem kime gücendin hadi gel anlat banabu gönderiye yorumlar kapanmıştır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

açelyakeskiin_: bilmem kime gücendin hadi gel anlat bana
bu gönderiye yorumlar kapanmıştır

"Güzel mi?"

"Tatlı" dedim.

"Çünkü benim kankam" dedi gururla.

"Lan tanışalı on beş dakika oldu. Ne bu tavırlar?"

"Öyle deme on beş dakikada her şey olabilir" dedi imayla.

Yaptığı iğrenç imadan dolayı bu sefer ben ona yastık fırlattım.

Hani bazı apartmanlar vardır. Apartmanda böyle tüm kuzenler falan yaşar. Tabi durum böyle olunca Barış her zaman benim yanımda. Bir de Emir var! O da okuldan biri. Demiştim ya üç kişiden biri her zaman dışlanır diye. İtiraf etmek gerekirse Emir dışlanıyor.

Kapı yine pat diye açılınca ikimizde oraya baktık. Barış'ın kardeşi Elvin gelmişti.

Küçücük boyuyla dağları devirmek isteyen Elvin!

"Keltoşlar yemek hazır" diyip kırkırdadı.

Beş yaşındaki çocuk bizle dalga geçiyordu. Geçen sene saçımızı kazıtmıştık ve bunu hatırlıyordu.

Evet hatırlıyordu!

Barış koşup Elvin'i kucağına aldı.

"Ne demek keltoş yer cücesi" dedi gülerek.

Elvin aşağı bakıp "Aaaa ne kadar da yüksek" dedi.

Ben de güldüm.

Onların sohbetlerini sonsuza kadar dinleyip, sonsuza kadar gülebilirdim!




bu bölümü pek sevmedim ama olsunn

bugün iki bölüm daha gelicek🌠
hadi yine iyisiniz:)

her bölümün sonuna sınır koyacağım bundan sonraki iki bölümü okuyabileceksiniz ama sınırlar geçmezse on sekizinci bölümü atmayacağım:(

umarım anlatabildim ğwusshkabke

sınır 20 oy 30 yorum🌼

Sayfa 63 ||yarı texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin