Tatlı Tavuk

939 85 125
                                    

Midnight sensei'nin dersinden sonra dışarı çıkmayı planlıyordum, "benim için özel" birinin yanına gitmek istiyordum, fakat Mina bu konuya çok meraklı gibiydi ki beni bırakmadı. Teneffüs boyunca onun yanında kalmak zorundaydım.

-Eee, kim bu şanslı erkek?
-Ah, nasıl desem, sizden büyük olduğum için yetişkinlerle birlikte olabiliyorum ve kendisi 22 yaşında.
-6 yıl var aramda!
-Evet, ayrıca ilk özgünlüğümü aldığım kişi bu.
-Yoksa...
-Evet.
-SEN BİR PRO KAHRAMAN İL-
-ŞŞŞŞŞ! İnsanlar duyacak bağırma.

Bakugou'nun bize doğru geldiğini farkettim, ona baktım ve o da benim boynumu her 2-3 dakika da olduğu gibi şimdi de kontrol ediyordu. Açılmasından korktuğu kadar hiçbir şeyden korktuğunu sanmıyorum. Sonra sinirle bana baktı.

-Eee? Sen bir pro kahraman ile ne?

-Hiiç, ayrıca bu seni ilgilendirmez. Benim hayatım, sevgilim değilsin ve olamayacak kadar küçüksün.

Bunu söyledikten sonra sinirli bir şekilde gitti. Haklı değil miyim? Sevgili veya akraba değiliz, bu onu ilgilendirmez. Kafayı sıyırmış olmalı! Teneffüs bitene kadar Mina'nın yanında sorularını cevapladım, bir sonraki ders bitince teneffüse çıktım.

-Mina, benim gitmem gerek sonra görüşürüz!

-Yaaaa! Ben de gelsem olmaz mı??

-Hayır Mina, belki başka zaman...

-Peki o zaman görüşürüz!

Mina'nın yanından ayrılıp Keigo'nun yanına doğru gittim. Orada oturuyordu hala, yüzünde umutsuz bir ifadeyle batmaya başlayan güneşe bakıyordu. Beni mi beklemişti? Eğer beklediyse Mina'ya biraz sinirlenirim açıkçası. Yanına gidip oturdum ve kanadını bana sardı.

-Geldin demek, bir saattir falan seni bekliyorum.

-Kusura bakma arkadaşım rahat bırakmadı.

-Sorun değil, şimdi "daha değil"i yapabilir miyiz?

-Hemen şimdi burada mı?!

-Evet!

Yüzüme gereksiz bir mutlulukla bakarken kaşlarımı çatarak ona baktım. Bu tavuk ne söylüyordu? Henüz bir bebeği taşıyabilecek kapasitede değildim, 19 yaşıma bile henüz basamadım. Sinirle ve kızararak ona baktım.

-Hayır. Ben henüz 19 yaşındayım, ayrıca evlenmeden olmaz.

-Öyle mi?

Üzerime eğilmeye başladığında sivri köpek dişlerimi çıkararak ona bağırdım.

Not; Yüksek bir binanın çatısındalar

-SEN DELİ MİSİN?! OLMAZ DEDİM!!

Sonra bana eğilmeye devam ederken bir şey oldu, sanki acı çekermiş gibi kendini geri çekti. Tekrar yanıma oturdu ve açılan t-shirt'ümü düzeltti. Yüzüne anlamaz bir ifadeyle bakıyordum. Saçlarını düzeltti ve bana döndü.

-Özür dilerim.

-Ne oldu? Seni geri çeken şey neydi?

-Hatırlamıyor musun? Sana ne dediğimi?

-Ah! Şimdi hatırladım.

-Sana zarar vermemek için kendime zarar veriyorum.

-Haklısın, ama bunu yapmana gerek yoktu.

-Yemek arasındasın değil mi? KFC'ye gidelim mi?

-Yamyam

-Herkes bana böyle diyor, hem sen de benim DNA'mı taşıyorsun. Yani sen de yamyamsın.

Hawks x Reader//TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin