Bölüm 21

699 64 38
                                    

Düşüncelerin arasında dalıp giderken okul kıyafetlerimi çıkarıp giymeye başladım. Aklıma gelen tuhaf fikirleri es geçmeye çalışıyorum ama yine de çok istediğim şeyler. Mesela hayatımda 2. Defa alkol almak? Geçen ay babamı kaybettiğimde içmiştim sadece...

Kafamdaki saçma düşünceleri silip atmak için telefonumdan şarkı açmaya karar verdim. (Şarkı adı; Saint JHN-Roses Imanbek remix 👌) Bir yandan da çantamı hazırlıyordum, en son her şeyi tamamlayıp çıktım. Kulaklıkları taktığım için uçarak gidebiliyorum.

Sınıfa kapıyı çalıp girdim, coğrafya dersiydi. Oturup dinliyor ve bir yandan Notlar alıyordum, Mina'nın sesiyle irkildim.

-Bu saate kadar neredeydin?
-Evde?
-Yurttan neden ayrıldın kızım ya!
-Beni himayesine almak isteyen bir kahraman var.
-Kim ooo??
-Sence?
-Senin için özel biri mi?
-Evet.
-Artık adını söyleyecek misin?
-Asla!
(Öğretmen)- Çocuklar kendi aranızda konuşmayın!

Öylece bir ders geçirdim, teneffüs çalınca yine dışarı çıktım ama Keigo'nun yanına gitmek için değil Himiko'nun yanına gitmek için. Himiko benim en yakın arkadaşım, çocukluktan beri özgünlüklerimiz kanla ilgili olduğu için bizimle hep dalga geçer hatta döverlerdi.

Gizliden gizliye LOV'ın mekanına gittim, kapıyı çaldığımda açan Kurogiri oldu.

-Shigaraki, bu kızı tanıyor musun?
-Kim o?
(Dabi)- Stain'in kızı o içeri alın, hava soğuyor.
-Şimdi de çocuk bakıcılığı mı yapacağız?
-O bir yetişkin biliyorsun değil mi?
-En fazla kaç yaşında olabilir ki?
-19
-1 yaş küçük sadece
-Bu da onun bir çocuk olmadığını belli ediyor.

O an aralarında saçma bir tartışma geçti, Dabi arada bir bana dönüp bakıyor ama Shigaraki henüz ne yüzümü görmüş ne sesimi duymuştu. Bir an araya dalmak istedim, kapüşonumu kaldırıp etrafı bir kaç saniye inceleyip Shigaraki'ye baktım. Gözlerini görebildiğim kadar bakıp dudaklarımı araladım.

-Yeter.
-Hatsu? Ne oldu sorun ne, seni savunmam hoşuna gitmedi mi?
-Çocuk olmadığımı kendim de söyleyebilirim.

Shigaraki bana baktı ilk defa, ona baktığımı farkedince gözleri fal taşı gibi açıldı. El yüzünde değildi bu yüzden onu görebiliyordum, yüzünün kızardığı çok belliydi. Bir an içimden bu kadar güzel olup olmadığını sorguladım. Sonra ona tekrar bakıp yanına gittim, cebimdeki tokayla saçlarımı topladım. Gözlerim Himiko'yu arıyordu, en son konuşmamızda bana Bubigrawra diye biriyle tanıştığını söylemişti.

O an düşüncelerim içeriden gelen kaba bir erkek ve Himiko'nun sesi ile bölündü.

-Toga! Seni sevdiğimi biliyordun, bana bunu yapma!
-Ama o çocuk çok hoş ve onun kanını istiyorum!
-H..Himiko?
-Bir saniye bu ses! HATSUUUU!

Toga neşeyle bana koşup boynuma sarılınca ben de ona sarıldım, Bubigrawra olduğunu düşündüğüm simsiyah giyinmiş oğlan bize olanları anlamaya çalışıyor gibi bakıyordu. O babamın yanında çalışmıştı evet ama beni hiç görmemişti sadece adımı duymuştu.

-Ah bir saniye sen Stain ustanın kızısın!
-Evet ben oyum.

Himiko'yu kendimden ayırdıktan sonra, önce parmağımı sonra bıçağını gösterdi ve bana yalvarır gibi baktı. Buna hayır diyemezdim, başımı evet anlamında salladım ve elimi ona uzattım. O elimi kesip parmağımdaki kanı emmeye başladığında onun parmağını yakaladım.

-Sıra bende!
-Ama Hatsu~!
-Hayır dedim ver parmağını!

Cebimdeki çakıyla parmağına bir kesik açıp emmeye başladım, bunu istediğimden değil okul yarışmalarında ihtiyacım olacağı için emiyordum.

Orada bir kaç dakika kaldıktan sonra yine alarmım çaldı ve okula gittim, böyle 6 saat geçirdim ve sonunda evdeydim. Yedek anahtar almış olmam tamamen bir tesadüf, Keigo bana bir şey söylemeden çantama atmış galiba, Kapıyı açıp içeri girdim.

-Keigoo!
-Keigo?
-Keigo evde misin?

Evde değildi, odama çıkıp çantamı bir kenara attım, üzerimi değiştirip tabletimi aldım. Çizim uygulamasına girip bir şeyler karalamaya başladım, öylesine çizerken çizdiğim kişinin istemsiz bir şekilde bana benzediğini ama farklı versiyonummuş gibi görünüyordu. Sanki kızım gibi falan!

Eğer kızım olursa adını Roki koyacağım, çok tatlı bir isim değil mi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eğer kızım olursa adını Roki koyacağım, çok tatlı bir isim değil mi?

Canım herhangi bir şarkı dinlemek istedi, YouTube'a girip karşıma çıkan ilk şarkıyı açtım. Şarkının adı "Hometown Smile"
Biryerden sonra şarkı çok hoşuma gitti ve tabletimi hoparlöre bağlayıp dans etmeye başladım. Kapının açıldığını bile duymadım, salonda dans ederken Keigo içeri girmiş meğerse, arkamdan bana sarılınca farkettim buraya geldiğini.

-Nerede olursan orası gülüyor little bird.
-Seninde öyle cute chicken

Yanağıma eğilip bir öpücük kondurdu, bana iyice sarıldı ve şarkı eşliğinde dans etmeye başladık. Şarkı bitince akşam yemeği için pizza sipariş ettik.

-Mantarlı mı istiyorsun?
-Evet mantarlı
-Bir tane karışık Ah dur! Mantarlı, mantarlı değil mi?!
-Mantarlı, Keigo
-O zaman bir tane mantarlı bir tane sosisli!

Keigo telefonu kapatıp televizyonun karşısına geçti, kolunun altına sıkışıp kumandayı aldım. Netflix'i açıp herhangi bir filmi açtım, izlemeye başladık. 15 dakika sonda kapı çaldı ve pizzalar gelmişti, pizzaları alıp bir yandan pizzaları yerken bir yandan filmi izliyorduk.

Film bittiğinde saatin 22.15 olduğunu farkettim, telefonumu kapatıp Keigo'nun yanağını öptüm.

-İyi geceler tatlım, bugün okulda çok yoruldum biraz erken yatacağım.
-İyi geceler Little Bird

Kollarından ayrılıp odama çıktım o kadar yorgundum ki hemen uykuya daldım.

*Yazarın Anlatımıyla*

Hatsume uyurken Shigaraki ve Kurogiri odaya girdi, Hatsume'yi kaçırıp LOV'in mekanına götürdü. Ellerini ve ağzını bağladılar, onu kaçamayacak şekilde bir sandalyeye bağladılar.

- - -

Merhaba, biliyorum çok geciktim!

Ama şunu bilin ki son zamanlarda hevesim biraz gidik

Ayrıca son günlerde haftasonu diye bir şeyim de yok

Dershaneye haftasonu gidiyorum.

Sabahın 8'inde ayaktayım,

Her Allah'ın günü

Bu yüzden az bölüm gelecek Little birds!

Hawks x Reader//TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin