Bölüm 26

607 60 28
                                    

Kendimi banyoya atıp bir yarım saat falan banyoda suyun içimde rahatlamaya, neden ve hangi kafayla bunu yapmaya karar verdiğimi anlamaya çalışıyordum.

Bir hafta...

Bir hafta boyunca...

O bebek karnımda oluşacak...

Ve ben...

Bir günün zevkini...

Dokuz ay çekeceğim...

Banyodan çıkıp üzerimi giyindim, mutfağa gidip dolaptan bulabildiğim ilk şeyi yemeye başladım. Keigo işe gitmişti, Kizu da gitmişti. Kafamı kaldırıp etrafa baktım, yine evde yalnızdım.

Bomboş duvara bakıp düşünmeye başladım, bir hafta sonra karnımda bir bebek oluşmaya başlayacak. Ben onu 9 ay taşıyacağım, sonra o doğacak?

Saçma sapan şeyler, neden yaptım veya neden istedim bilmiyorum ama 2-3 hafta sonra kontrole gidip bebeğe bakacağım. Şimdiden sabırsızlanmaya başladım!

(1 Hafta sonra)

Ben koca bir haftayı evde geçirdim, neden mi? Bilmiyorum! Sadece okula gitmek istemedim, evde oturup kafa dinlemek en iyisi diye düşündüm. Okulu astım evet ama değdi, Keigo hamilelik hakkında hiçbir şey bilmiyormuş! Ona defalarca henüz karnımda bir bebek olmadığını anlatmaya çalıştım ama "Olsun, belki vardır?" Dedi.

Yine bu sabah kalktım ve bir hafta olduğunu farkettim, kontrole gitmek henüz mantıklı değil ama karnımda bir bebek olduğunu varsayıp hareket edeceğim.

Odamdan çıkıp mutfağa gittim, çikolatalı ekmek yapıp yemeye başladım. Netflix'i açtım ve herhangi bir Disney filmi açtım. Film bittiği zaman Keigo'dan mesaj geldi...

-Tatlım, sonunda bir hafta oldu. Kontrole gitmek ister misin?
-Hayır Keigo, bebek henüz net gözükmez o yüzden bir hafta daha bekleyeceğim.
-En azından bir kere?
-Hayır!
-Peki...

Odama geçip camdan dışarı baktım, sonra gözüm Mirko posterlerine kaydı... Mirko gibi olmak istiyordum ama önümde bir engel vardı. Bir bebek... Hem bakıp hem kahraman olamazdım ya? Mirko evli değildi, Mirko hamile değildi, Mirko'nun bir engeli yoktu ama bende hepsi var... Ama eğer, ben bu bebekle biryerlere gelirsem Mirko'dan daha güçlüyüm demektir.

Televizyonu açıp kanallarda gezinmeye başladım, pek de bir şeyler yoktu. Havuza girsem mi diye düşündüm, hava o kadar sıcak değildi. Yine telefonuma bir mesaj geldi, Keigo'dan.

-Büyük saldırı gibi bir şey olacakmış. Senin de katılmanı istiyorlar, sana attığım konuma gel.
-Tamam hemen geliyorum!

Üzerime pantolonumu ve mavi sweatımı geçirip dışarı çıktım. Konuma geldim, içeri adımımı attığım anda şok oldum! Burası kahraman kaynıyordu! Toplantı odasına çıkıp Keigo'nun yanına oturdum.

-Evet saldırı planımız şu şekilde olacak, ön cephe ve arka cephe olacak. Yan cepheyse etkisizleştirme işine girecek, tahliye ekibi burada büyük görev üstleniyor. Noumu'lar insanlara zarar vermeye çalıştığında siz de onları olabildiğince uzağa götüreceksiniz.
-Peki efendim!

Uzunca bir açıklama sonrasında çıkıp eve gittim, Keigo'nun işi bitmemişti hala oradaydı. Eve döndüm, saldırı 5 gün sonra yapılacaktı, Kizu ve Arina'yı çağırmam söylendi. Eve gidip telefonumu aldım ve uzun zamandır aramadığım o numarayı aradım, Arina...

Hawks x Reader//TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin