Bölüm 20

742 69 46
                                    

Uyandığımda yine Keigo'nun göğsünde yatıyordum, onun kokusu yanında olmak, beni o kadar rahatlatıyordu ki...

Gözlerimi açıp hala uyuyan Keigo'ya baktım, çok tatlı uyuyordu. Elimi saçlarında gezdirmeye başladığımda hafif kıpırdandı ama gözlerini açmadı. Yüzündeki hafif sırıtış çok belli oluyordu, uyanmıştı. Hafif kıkırdadım.

-Uyandığını biliyorum tatlı tavuğum.

Ellerimi çektim ama tekrar saçlarına koydu ve anlıma da bir öpücük kondurdu.

-Küçük kuş, asla benden ayrılma...

Uykulu uykulu çok tatlı, dudaklarına uzanıp ona küçük bir öpücük hediye ettim. Telefonuna uzanıp saate baktı, saat 10'u geçmişti. Yataktan kalktım ve kendimi aşağı attım, üzerime Keigo'nun siyah t-shirt'lerinden birini geçirip odamdan taytımı aldım. Banyoya gidip yüzümü yıkadım ve kahvaltı için mutfağa gittim.

Mutfakta krep hazırlarken içeriden konuşma, daha çok küfür sesleri geliyordu. Keigo uyanmış olmalı, ayağını bir yere falan vurmuştur?

-Lanet, lanet! Şu siktiğimin t-shirt'ü nerde?!
-Bir de buraya bak istersen!
-Hah? Mutfakta olduğuna emin misin?
-Bak işte

Alt kata, yanıma inerken krep hamurunu çırpıyordum. T-shirt'ün üzerime büyük gelmesi baya işe yarıyordu. Dizimden iki üç parmak yukarıda olan siyah, üzerinde Endravor baskılı t-shirt hemen farkediliyordu çünkü ben Endeavor değil Mirko hayranıydım. Keigo aşağı geldi ve biraz esnedi, ardından bana baktı. Önce bana sonra üzerimdeki t-shirt'e baktı.

-Mirko kıyafetlerin nerede?
-Seninkiler daha rahat amaaaa....

Yüzümdeki o sevimli ifadeye dayanamayıp yanıma geldi, sırtımdan sarılıp başını omzuma koydu ve saçlarımı kokladı.

-Ne pişiriyorsun?
-Krep

Elini hamura uzatıp parmağını batırdı, bir an öfkeyle "Hey! N-" derken birden hamuru burnuma sürdü. Yüzümün her tarafı zaten un olmuştu üstüne bir de hamur ile çok komik göründüğüme eminim. Parmağımı una sokup onun hem yanaklarına hem de burnuna un sürdüm, yanağıma eğilip öptü ve odasına gitti.

B-bir saniye?! Onun üzerinde t-shirt yok muydu?! Bunu yeni farkediyorum, kokusu gitgide üzerime sinmeye başladı, umarım okuldakiler farketmez.

Masayı kurup oturdum, cidden Keigo'yu bekleyemem çok açım! Birinin kanına saldırmadan yemem lazım. Çatal kaşıkları çıkarıp tabağımı aldım. Sevdiğim dizilerden birini açıp izlemeye bir yandan da yemeye başladım. Okula geç kalsam dahi sorun olmaz, hem lisansım (geçici değil geçen yıl alındı 18'inde) hem de okulda istediğim saatte gitmeme dair iznim var.

Yemeği bitirip kalacakken Keigo geldi, üzerinde sanki ona küçük gelen beyaz bir t-shirt vardı. Altında bir şort yüzünde mutlu bir ifade bana bakıyordu.

-Sonunda üzerime geçirebilecek bir şeyler buldum.
-Tebrikler, şimdi gel kahvaltını et tatlı tavuk.
-Küçük kuş! Büyüklerine saygılı ol!

Tüylerimden bir ya da ikisini oraya gönderip onu yanıma çektim, yüzüne sinirlice bakıp burnunu öptüm. Sonra onu yere bıraktım tabi doğal olarak poposunun üstüne düştü. O da altta kalmamak tüylerini bana gönderdi, beni kendine çekti. O an inanılmaz yakındık, yerde üst üste yatıyorduk ve vücudumu ona değdirmemek için kendimi zor tutuyordum. Kasıklarım tam onun belinin üzerinde duruyordu, vücudum daha fazla dayanamayacak! Kendimi bırakmak istemiyorum, geri çekilemiyorum çünkü beni sımsıkı tutuyor. En sonunda kendimi tutamayıp bıraktım, yüzüm kıpkırmızı oldu!

-AHAHAAAHHA!! Kendini tutamadın!
-Sende beni öyle bir tutuyorsun ki ne ileri ne geri gidebiliyorum!
-Tamam sinirlenme hemen, gel kahvaltımızı edelim
-Ben kahvaltı ettim
-Ne? Neden beni beklemedin?
-Çünkü çok açtım, kan isteğim artmıştı, üstüne atlarsam benden kurtulamazsın!
-Ben mi? Ahaahahaha!
-Evet sen.
-Dene istersen!

Bunu söyleyince kendimi ona doğru bıraktım, onu kendim ve zemin arasında sıkıştırdım. Tüylerimle kıyafetini yere yapıştırdım, boynuna eğilip dişlerimi geçirecekken kendini geri çekmeye çalışıyordu.

-TAMAM YETER BU KADAR OYUN OYNADIĞIMIZ HAHA! 😅
-Ben biraz daha oynamak istiyorum... 🥺
-Ama bu oyunda kurban ben olmamalıyım haha... 😬
-Ben mi olayım? 😳
-Olur 😉
-Ahahaha hayır. ☺️🔪

Derken arka cebimden çakımı çıkardım, bir şey yapacağımdan değil sadece onu korkutmak iç- çakının üzerinde kan lekeleri var? Eski sevgilimden mi kaldı acaba? Umrumda değil, onu bugün yıkarım.

Bir anda Keigo bıçaktaki kanlara gözlerini dikip bakmaya başladı. Sonra kollarıma baktı, kollarımdaki yara izlerine... Hayır mazoşist değilim sadece eski savaşlardan kalma yaralar.

Doğrulup banyoya gittim, bıçağımı yıkayıp tekrar cebime koydum. Odama gidip babamın kılıçlarına baktım, aslında yıkamak istemiyorum çünkü son savaştan kalan kanı alıp babamı öldüren kişinin Endeavor olmadığını istaplayabilirim.

Evet bir bölümün daha sonuna geldik, bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Diğer bölümü aslında anket gibi bir şey yapmak istiyorum.

Sizce nasıl olur, beğenir misiniz?

Hawks x Reader//TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin