32- ARTIK DÜŞMANIMSIN

177 23 39
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

Sınıfa tekrar çıktığımızda herkes sınıfı boşaltıyordu. Yanımızdan geçen bir çocuk "hoca yok iki ders boşuz" dedi. "Kafeye gidip güzel bir kahvaltı yapalım" başımla onayladım. Tekrar aşağı indik. Bahçeye çıktığımızda Demirin ufak bir küfür mırıldandığını duydum. Ona dönüp ne olduğunu öğrenmeye çalışırken ceplerini kontrol ediyordu. "Arabanın anahtarı çantada kaldı alıp geliyorum bekle burda" başımla onayladığımda arkasını dönüp binaya girdi. Bahçenin ortasında dikilmeyi bırakıp bank a adımladım. Oturacağım sırada biriyle göz göze geldiğimde tüm vucudumun uyuştuğunu hissettim. Bedenim korkuyla titrerken duvarın ordan çıkardığı kafasını geri çekti. Kolum tutulduğunda korkuyla büyük bir tepki verim. "Hih!" arkamı döndüğümde Demirle göz göze geldik. Endişheyle bana bakarken kafamı onu gördüğüm duvara çevirdim. Orda yoktu. Korkudan ağlama isteğim artarken başımı Demirin göğüsüne yasladım. Kolları beni sardığında artık sesini duymaya başlamıştım. "Ne oldu ? Neden bu kadar korktun? Rengin sapsarı olmuş" birşey demeden daha çok sokuldum. Ağlamamak için kendimi sıkarken beni bank a oturrtu. Kollarını benden çekmeden kendi de yanıma oturduğunda yumuşak bir sesle konuştu. "Sakinleşinceye kadar oturalım tamam mı? Sakinleşince bana herşeyi anlat."

ondan geri doğru çekilip birleştirdiğim ellerime diktim gözlerimi. "Ben sanırım Eren'i gördüm ya da çok benziyordu bilmiyorum" hızla ayağa fırladığında elini tuttum "çoktan gitmiştir hem dediğim gibi benzetmişte olabilirim." Ayağa kalkıp önünde durudm. Tüm okulu aramasını istemiyordum. Onu görmüşsem bile çoktan gittiğine emindim. "Çok acıktım Demir , gidelim mi?" Elini muzuma attıp beni kendine çektiğinde yürümeye başladık. Her korktuğumda olduğu gibi uyumak istiyordum. Uzun bir süre uyumak.

Arabaya binip kemerimi taktım başımı cama yaslayıp gözlerimi kapattım. En azından kafeye gidinceye dek uyuyabilirdim. "İyi misin?" Başımla onayladım "uykum geldi sadece"

Gözlerimi araladım , gün ışığı gözlerimi acıtırken hızla geri kapatıp göz kapaklarımı ovaladım. Beynim yavaş yavaş yerine gelirken gözlerimi araladım. Nerdeydim? "İyi misin?" Demirin sesiyle ona döndüm telefondan birşeyler yapıyordu.yataktan doğruldum. Onun kafesinde olan odasındaydım ve yatağında yatıyordum. "Neden beni uyandırmadın? Saat kaç? Okula geç kaldık değil mi?"

"Çok derin uyuyodun ben de uyandırmadım. Okula gelince evet saat on bir" gözümü ovuşturdum "böyle devam ederse sınıfta kalırız" hemen ardından bu dediğime kıkırdadım. Eski okulumun en çalışkan öğrencisi seçilmiştim SInıfta kalsam komik olurdu. Karnımdan sesler gelirken yavru kedi gibi Demire döndüm "çok açım Demir" bu haraketime gülümsemişti. Kolumdan tutup beni yataktan kaldırırken üzerimi düzenledim. Beraber odasından çıktığımızda Savaşla göz göze geldik. Gülümseyip yanına ilerledim "merhaba Savaş nasılsın?" Gülümsedi "iyiyim Fara sen nasılsın?" Gülümseyerek omuz silktim. Arkamdan Demir'e bakarken imalı imalı konuşmaya devam etti "umarım rahat uyuyabilmişsindir.Demir bunun için oldukça dikatliydi." "Ha" şaşkınca ağzımdan çıkan sözle gülümsemesini bozmadan bana döndü. "Kahvaltı hazır şurdaki masa" başımla onayladım "teşekkür ederim" Demir'i geride bırakıp masaya doğru ilerledim.

Mükemmel kahvaltı gözümü doyururken hızla oturdum. Demir hala Savaşla konuşuyordu. Sabırsızca yerimde kıprıdandım. Açlıktan öleyim mi istiyordu? Göz göze geldiğimizde somurtarak ona baktım bu haraketim onu güldürmiştü. Bana doğru gelirken ışınlanmasını istedim. Tam karşıma oturduğunda ağzıma patates tıkıştırıp konuştum "nerde kaldın? Açlıktan ölecektim seni beklerken." Cevabını dinlemeden yemek yemeye devam ettim.

GRİ DEĞİŞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin