İsterdim benden başka kimse görmesin seni...
KEYİFLİ OKUMALAR:)
DEMİR ORAL
Karşımdaki yapıya diktim gözlerimi. Üç yıl önce yine tam bu yapıdaydım. Tek amacım bu saçma okulu bitirip annemle beraber bir cafe işletmekti. Annemi kaybettikten sonra hiçbir değeri kalmamıştı bu tuğla yığını yapınında içimdeki cafe işletme aşkınında. Onu kaybettikten sonra kendime tutunacak bir dal aradım, ve yine onun bana bıraktığıyla tutundum bu hayata. Beraber işletmek için bana hediye olarak aldığı cafe yle . İçimde beraber kurduğumuz hayali tek başıma gerçekleştirmek zorunda kalmamın burukluğu kıvranırken, inandığım tek birşey vardı , annem mükemmel dercede iyi bir insandı ve cenneti hakediyordu. Eğer ordaysa ki buna tüm kalbimle inanıyorum, beni izliyordu.
Onu kaybettikten sonra bu yapıya birdaha uğramamıştım ve devamsızlıktan sınıfta kalmıştım. Fakat annem eğitimime çok önem verirdi bu yüzden ertesi yıl açıktan okumaya başlamıştım onuncu sınıfı tekrar. Artık kendime tutunucak tek dal annemin benim için istediklerini gerçekleştirmekti. Bu yapıyı görmek bana o yılları hatırlattı, karnımdaki sancı 'ben burdayım' dercesine gezinirken aklımdaki düşünceleri kovdum. Ne zaman düşünsem bu sancı giriyordu ve eğer düşünmeye devam edersem beni iki büklüm edecek kadar güçleniyordu.
Bu okula bunca yıl sonra onun için gelmiştim. Anneme benziyordu, masum, saf ve iyi niyetliydi, onuda annem gibi tacize uğradıktan sonra kaybetmek istemiyordum. Bu çok ağırdı, bir kayıbı daha kaldıramazdım. Ölüm yeterince ağır değilmiş gibi tacze uğradıktan sonra öldürülen binlere kadın vardı, oysa küçük şeylerden mutlu omayı iyi bilir kadınlar, caniler ise büyük hayalkırıklığı ile ölüme teslim ederler gülümseme dolu bedenleri. Annem de öyleydi, küçücük şeylerden büyük mutluluklar çıkarırdı. Bir kuşun uçuşu annemi mutlu etmeye yeterdi, Fara da onun annemin kopyası olabilecek düzeyde biriydi. Onu anneme bu kadar benzetiyorken birinin onun kılına dokunma cesaretini göstermesi , nefesini kesmeme yeterdi.
Adımlayıp binanın bahçesine girdim. Saat henüz 07.10 civarıydı tüm öğrenciler gelmemişti. Bahçeden geçip giderken arkamda beni gören kızları çığlıkları kalıyordu.' Aptal ergenler ' diye söylendim kendi kendime. Bayılıyorlardı herşeyi abartmaya, binaya girip doğrudan müdürün odasına ilerledim. Kapıyı tıklatıp onay beklemeden girdiğimde oturduğu yerden ayağa kalktı ve eliyle masasının önünde duran sandalyelerden birini işaret etti. Gidip oturdum, babam ona geleceğimi söylemişti ve tüm işlemlerim ben gelmeden hallolmuştu. Birkaçı dışında onlarda şimdi hallolacaktı. "Döndün ha? Seni yeniden okulda görmek güzel" dedi hoşgörülü bir sesle. Başımla onayladım, üç yıl öncede aynı müdürdü. "12/A sınıfına kaydım yapılsın" başıyla onayladı beni , o bilgisayardan birkaç yere girerken tekrar konuştum "en arka duvar kenarında oturacağım, rehberlik hocası Fara yı yanıma oturtsun. Bugün ilk dersleri rehberlik. " Parmakları kılavyede haraket etmeyi bırakıp bana baktı "Fara Özsoy dan mı bahsediyorsun?"
"Başka Fara var mı okulda?" Başını iki yana sallarken konuştu "annene benzettin değil mi?" Birşey demeden ona baktım tek benzeten ben değilmişim anlaşılan , diye geçirdim içimden. Müdür babamın yakın arkadaşıydı , annemi de yakından tanıyordu bu yüzden bu kadar samimi davranıyordu. Aslında bakarsak annemi kaybetmeden önce bende o evde yaşarken benimle de bayağı yakın sayılırdı. Birşey demeyeceğimden emin olduğunda tekrar konuştu "Fara okulumuzun en çalışkan öğrencisi ve başarılı bir yazar" bunu beni uyarmak için söylüyordu, üç yıl öncesinde pekte masum sayılmazdım kızlar konusunda. "Biliyorum " dedim. Kafasını sallayıp telefonunu çıkardı , kimi aradığını söylediklerinden sonra anlamıştım "hocam Fara Özsoy u duvar kenarındaki en arka sıraya oturtun . Tek başına, bunu benim istediğimi bilmesin kendiniz değiştirmiş gibi yapın. İyi dersler " telefonu kapatıp bana baktığında kafamı salladım teşekkür etmek için. Kafasıyla onayladı, "ee Demir bu ders derse girmeyeceksen dertleşelim biraz. Uzun zamandır görmedim seni"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİ DEĞİŞİM
Teen Fiction"Ben siyahsam ve sen beyazsan temizlenen taraf ben olmam ,kirlenen taraf sen olursun" "Neden ben oluyormuşum?" "Çünkü baş belası ,bir beyaz siyaha ne kadar karıştırılırsa karıştırılsın asla tamamen beyaz olmaz , ancak siyah rengi bulandırır beyaz...