33- ÖZÜR DİLERİM

161 23 52
                                    

Her tercih kendi içinde zorluklar barındırır. Alınan her karar yeni bir başlangıç ,atılan her adım ise yeni bir zorluktur. Zorluklarla yüzleşe yüzleşe büyür insan.

KEYİFLİ OKUMALAR

Saat nerdeyse on bir olmuştu ve kafe git gide daha çok kalabalıklaşıyordu. İçmeyi abartanlar olunca Demir beni odasına getirmişti. Yoğunluktan dolayı o tekrar kafeye dönmüştü. Onun odasında onun masasna oturmuş etrafı seyrediyordum. Tek başıma olmama rağmen sıkılmıyordum aksine onun olan şeyleri incelemek mutlu olmama sebep oluyordu. Masasındaki çerçeveli fotoğrafı alıp milyoncu kez inceledim. Bana annesini o kadar detaylı anlatmıştı ki fotoğrafı görür görmez annesini sanki daha önce görmüşüm gibi tanımıştım. Açık mavi gözleri vardı. Beni ona benzetiyordu. Yüz olarak benzemiyorduk fakat iç olarak bilemezdim. Ne kadar güzel bir kadın olduğu bu fotoğrafta bariz belliydi. Ne yazık ki kader güzel olmayınca yüzün çok ta bir önemi olmuyordu. Yaşadığı şey bir kadın için dayanması çok ağır olan şeylerdi. Yine de öldürülmüş olmasaydı çocuğu için kötü dünyaya katlanacağına emindim. Demir onu bana çok güzel anlatmıştı bunun üzerine internetten onu araştırmıştım. Hakkında tek bir kötü birşey okumamıştım. Eminim gittiği yerde iyi biryerdedir. Şayet gittiği yerde bu dünyayı görebiliyorsa Demir'i gördükçe kahrolduğuna da emindim maalesef. Yaşadığı şeyleri oğlunun kendi suçu gibi omuzlaması canını yakıyordur. Her annenin yakar.

Çerçeveyi tekrar yerine bırakıp açmakla açmamak arasında kaldığım çekmeceyi açtım. Boş çekmecede tek bir fotoğraf vardı ve ters çevrilmişti. Elimi fotoğrafı almak için uzattığımda fotoğraflar kenarlara açıldı. Üst üstte durduğundan tek bir fotoğraf olduğunu düşünmüştüm. Ters duran üç fotoğrafı da üst üste toplayı aldım. Gördüğüm fotoğraf şaşkınlıktan ağzımın açılmasına neden olurken anlamsızca gülümsedim. Arabasında uyurken çekilmiş bir fotoğrafımdı. Fotoğrafımı niye çekmişti? Niye çıkarttırmıştı? Niye çekmecesindeydim? Üstteki fotoğrafı en aşağı sıkıştırıp ikinci fotoğrafa baktım. Şarkı söylerken geldiğimde çekilmişti bu fotoğraf. O sahnede şarkı söylüyor bense kalabalık kafede ağlayarak onu izliyordum. Fotoğrafın üstüne bir damla yaş düştüğünde hızla gözyaşlarımı temizledim. Bu fotoğrafı kim nasıl çekmişti? O fotoğrafıda en aşağı sıkıştırıp son fotoğrafa baktım. Bu whatsap profilim olan fotoğraftı. Çimlere uzanmış ellerimi yanaklarıma kapatmış otuziki diş sırıtıyordum.

Bu fotoğraflarımın çekmecesinde ne işi vardı? Bana karşı birşeyler hissediyor olabilir miydi? Bu düşünce kalbimi yerinden çıkacakmış gibi çarpmasına neden olurken fotoğrafları hızla çekmeceye koyup kapattım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu fotoğraflarımın çekmecesinde ne işi vardı? Bana karşı birşeyler hissediyor olabilir miydi? Bu düşünce kalbimi yerinden çıkacakmış gibi çarpmasına neden olurken fotoğrafları hızla çekmeceye koyup kapattım. Elimle kalbimi tutarken alt dudağımı ısırdım. Bana bu yüzden iyi davranıyor olabilir miydi?

Kapı açıldığında direkt ayağa kalktım . Demirle göz göze geldiğimizde sebepsiz yere suratım yanmaya başladı. Yanıma adımlarken ,her adımında yüzümü daha çok yaktığından bir haberdi. "İyi misin baş belası?" Dibimde durduğunda kafamı başka tarafa çevirip olumlu anlamda salladım. Yüzüne bakabilmek için cesarete ihtiyacım vardı o da çoktan beni terketmişti. Eliyle çenemden tutup kafamı kendine çevirdiğinde alt dudağımı ısırdım. Yüzüne bakmak yerine giydiği kazaktan açıkta kalan köprücük kemiğine bakmayı tercih ettim. "Ağladın mı sen?" Başımı olumsuz anlamda salladım. "Hayır canım neden ağlayayım?" Ona sarılma isteğimi bastırmaya çalışırken çenemdeki eli kafamı biraz daha kaldırdı. Gözlerimiz çakıştığında yutkundum. Bu haraketim gözlerinin dudaklarıma çevrilmesine sebep oldu. Bu durum daha çok utanmama neden oldu. Bir şey demeden gözümün alt kısmını okşadı. Dayanamayıp kollarımı ona sardığımda ,onun da kolları beni sardı. Kokusu muhteşem bir şekilde yayılırken gülümsedim. Bana karşı birşeyler hissettiği düşüncesi bili utanç verici ve heyecanlıydı. Kollarımı ondan çekip geri çekildim. "Sıkılıyor musun?" Başımı olumsuz anlamda salladım. "Yarım saate işim biter seni bırakırım" başımla onayladım, "fazla uslusun" deyip odadan çıktı. Sesli nefesimi bıraktım utançtan öleceğimi düşünmüştüm. Telefonumun zil sesi odada duyulduğunda arkamı dönüp masanın üzerine koyduğum telefonu aldım. Ekrandaki Mehmet yazısısıyla duraksadım. Aramıza mesafe koyduktan sonra ilk kez arıyordu. Saat on bir buçukta beni neden arıyordu? Endişheyle telefonu cevapladım. "Alo"

GRİ DEĞİŞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin