GRİ DEĞİŞİM

8- AŞK'A İNANMAZ!

KEYİFLİ OKUMALAR

Fara Özsoy

Telefonum titremeye başladığında irkildim , gözlerimi denizden çekip etrafa baktım kalabalık sahil ne ara bu kadar boşalmıştı. Yavaş hareketlerle arka cebimdeki telefonumu çıkardım ekranda "babacığım" yazısını görünce eve ne kadar geç kaldığımı farkettim. Saat ne ara 18.54 olmuştu? Telefonu açıp kulağıma yerleştirdim "alo" "nerdesin kızım? Geç geleceğini haberde vermemişsin annen çok kaygılandı" "özür dilerim baba, sınıf arkadaşlarımlayım vaktin nasıl geçtiğini farketmemişim. Eve biraz geç gelebilirmiyim?" "Tabiki , haber verdiğin sürece annende bende seni darlamıyoruz biliyorsun" görüyormuşcasına kafamı salladım hemen ardından tekrar mırıldandım. "özür dilerim" "neyse birdahaki sefere daha dikkatli olursun. Çok geç kalma yarın okul açılıyor erken kalkman gerek biliyorsun " " biliyorum çok geç kalmam" "tamam canım iyi eğlenceler sana" "teşekkür ederim " telefonu kapatıp iç çektim, yine yalan söylemiştim. Bundan sonra ne yapacağım? Telefonumun kilidini açıp rehbere girdim ve "idol" yazısına tıkladım artık Şevvale anlatmalıydım. Kısa bir çalıştan sonra neşeli sesi duyuldu "seni çok özledim" gülümsedim " bende seni özledim hala yoldamısınız? " Enson sabah konuşmuştuk ve yolda olduklarını birkaç yerde durup gezerek geleceklerini söylemişti. "Hayır yeni geldik şuan sizin eve yürüyorum anlatmam gereken şeyler var çok heycanlı tatide kiminle karşılaştım tahmin et" "ben evde değilim" " ne demek değilim? bu saatte nerdesin?" "Sahildeyim sana anlatacaklarım var buraya gelsen olur mu?" "Geliyorum şimdi , Fara sesin bir tuhaf birşey mi oldu?" "Endişelenecek birşey yok merak etme, gelince anlatacağım " "tamam geliyorum ben gelene kadar düşünüp canını sıkma gelince beraber düşünür sıkılırız" gülümsedim "tamam" telefonu kapatıp gözlerimi tekrar denize çevirdim. Siyah adamın yanından ayrılınca sahile gelmiştim . Boş boş denizi izlemeyi severdim , mavi herzaman bana iyi gelirdi denizi izleyemediğim zamanlar ise gökyüzünü izlerdim. İç çektim ,Şevval ona en başından anlatmadığım için kızarmıydı?

"Fara" tanıdık sesi duyduğumda ayağa kaltım yanıma geldiğinde sıkıca sarıldım. "E Fara anlat hemen" "dur bir soluklan önce yeni geldin" biraz önce oturduğum banka oturup beni de hızlıca yanına çekti. "Gerek yok yorulmadım anlat hemen meraktan çatlayacağım yüzün kireç gibi olmuş" tuttuğu elimi daha da sıkılaştırdım. "Önce kızmayacağına söz ver" "vermem. Demekki kızacağım birşey anlat hemen" kafamı olumlu anlamda salladım. "Siyah adamı buldum" kaşlarını çattı "siyah adam da kim?" "Falcının bahsettiği adam" gözleri kocaman açılırken "sen" dedi "sen inanmamıştın ki hem bir hafta bekledik gelmedi ki" başımı iki yana salladım "haftanın son günü sen beni o sokakta beklerken ben başka sokakta onunla karşılaştım ama kendime fal diye birşey oladığını söyleyip umursamadan yoluma devam ettim, peşinden gitmedim. Sana da birşey anlatmadım" gözleri mümkünmüş gibi daha çok açılırken "sonra?" dedi sorarcasına, "sonra..." Dedim ve Şevvalle baştan sona hiçbir detayı atlamadan herşeyi anlattım. "İşte bu kadar" dediğimde anlatmaya başladığımda şaşkınlıktan açtığı ağızını nihayet kapattı. "Falcı ölmüş mü?" kafamı olumlu anlamda salladım. "Malesef" "şoktayım" sağ elinin baş parmağını sol bileğine bırakıp "şaşkınlıktan nabzım düştü, kalp atışlarım değişti,ateşim çıktı" herzamanki gibi abartırken gülümsedim . En azından şimdi bir nebze olsun daha iyi hissediyordum kendimi ,anlatmak iyi gelmişti. "Kızdın mı çok?" başını olumlu anlamda sallarken konuştu "kızdım ama şimdi üzgün olduğun için daha sonra azarlayacağım seni" kollarımı boğazına sımsıkı sardığımda kollarımdan kurtulmak için çırpınmaya başladı , kıkırdadım. Kollarımdan kurtulduğuna birkaç küfür mırıldandı, hemen ardından eski ciddiyetine bürünüp "peki şimdi ne yapacaksın?" Omuz silktim , malesef bu sorunun cevabı bende de yoktu. "Bilmiyorum. Tek bildiğim ne olursa olsun onun peşini bırakmayacağım." Başını salladı "bir planın var mı?" Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. "Pekala sana yardım edeceğim, önce biraz düşünelim"