2-KABUS

1.3K 107 22
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

*

"Niye bu kadar erken geldin ya acele etmeseydin nasıl olsa kök saldım bekliyordum burda" hayıflanarak konuşan şevvale döndüm. Ona anlatmalımıydım? ben falcının anlattığı nitelikte biriyle karşılaştımda peşinden gitmedim. Evet tam olarak böyle söyleyebilirdim fakat sonrasında başıma gelecekler* ne demek karşılaştım? Nerde karşılaştın? Çabuk geri dönüyoruz onu bulacağız...* ve daha niceleri. korkuyla başımı iki yana salladım. Söylersem asla bulana kadar peşini bırakmazdı. Bunu bilmese de olurdu. En azından şimdilik. Şirin olduğuma inandığım bir gülümsemeyle " evden birazcık geç çıktım da " dedim. " aa öylemi hiç yapmazdın halbuki. bu seferlik göz ardı edelim nasılsa ilk geç kalman" iğneleyerek konuşmaya devam ederken kıkırdadım.  Şevvalin makyajı ancak biter diye düşündüğüm için evden hep yarım saat sonra çıkardım."Gülme kızım sinirliyim zaten çakarım bir tane ona göre. Ulan bugün bir haftanın son günü. Erkenden gelip beklemeliydik sen herzamankinden de geç geldin. Yüzümdeki gülümseme solarken göz devirdim. evet falcıdan ayrıldıktan sonra tam bir haftadır her akşam üzeri mumla süslenmiş bu sokaktaydık. Sebebini söylememe gerek yok değilmi? Falcı önümüzdeki bir hafta da bahsettiği çocukla karşılaşacağımı söylediği için her akşam üzeri Şevval zoruyla bu sokağa getiriliyordum. Ne yazık ki aradığımız nitelikte birin bulamıyorduk genelde hep rengarenk sivitler giyen insanlar geçiyordu.Evet falcının bahsettiği kıyafet değil karakter siyahlığıydı fakat Şevvale bunu kabullendiremiyordum,hoş bunun için çokta uğraştığım söylenemezdi orası ayrı mesele tabi. Ne kadar üzüldüğümü tahmin etmişsinizdir(!) aklımdaki düşünceye gülümsedim. Şevval e hergün yaptığımızın saçma olduğunu anlatmaya çalışıyordum. Çalışıyordum diyorum çünkü asla beni dinlemiyordu. Hatta birkaç gün öncesinde karşılaştığımız çocuğun tişörtü dışında bütün kıyafetleri siyah diye çocoğu durdurup * üzerindeki t-short siyahtı ve sen birşey döküldüğü için kırmızı giymek zorunda kaldın değilmi?* diye sormuş çocuktan da *hayır t-shortümü hiç değiştirmedim* cevabını alınca da çocuğa yalan söylüyorsun diyerek çocoğu yalancı konumuna bırakmış ve iki saat kavga etmişlerdi. Sonuç mu? Polisler tarafından karakola götürüldük. Çocukla karakolda konuşup düzeltiyorum yalvarıp! Şikayetçi olmamasını sağlamıştım. ertesi gün ise önümüzden geçen erkeklere kişiliklerini sormuş hiçbirinden beklediği sonucu bulamayıncada sokağın ortasını oturmuş ,çocuk gibi kollarını göğüsünde bağlamıştı ve akşam 21.30 a kadar kalkmamış ve bu da yetmiyomuş gibi yanından geçen tüm erkeklere arkadaşımın falında çıktın diye bağırmıştı. Neyseki deli sandıkları için hiçkimsetarafından umursanmamıştı. Hatta bazı iyi niyetli insanlar tarafından hastaneye götürme teklifi bile almıştı. Yaşadıklarımızı anımsayınca korkuyla titredim. Düşünüldüğünde komik gelen bu olay gerçekte sinirlerimi tavan yapmıştı.

"Artık gidelim Şevval kadın akşam üzeri demişti saat 22.00 " umutsuzca omzunu silkti "bugün geç kalmasan kesin karşılaşırdık" ciddimisin der gibi gözlerine baktım. "Altı gündür karşılaşmadık yedinci gün kesin karşılaşırdık haklısın benim hatam" iğneleyerek konuştum ve devam ettim "ayrıca karşılaşmalar böyle bekleyerek olmaz tesadüfen olur eğer bekleyerek olsa adı karşılaşma değil randevu olurdu. " kalan umudunun dibini sıyırarak konuştu "gayette olurdu. Sen hep bana bu yaptığımızın saçma olduğunu söylediğin için dikkatimi dağıttın. Ben de odaklanamadım tabi hiçbirine yoksa kesin bulurduk." Bugün ki çocukla karşılaşmamız aklıma gelince devam ettim " Hem ayrıca mum ya da gazlambasıyla süslü demişti kadın belkide bahsettiği gazlambalı bir sokaktı." karşılaşmamız tekrar gözümde canlandı.Normalde sokaktaki insanlar dikkatimi çekmezdi ama o çekmişti. kafamı iki yana sallayıp bu düşüncelerden kurtuldum. dikkatimi çekmesi çok normaldi çünkü tam bir haftadır önümüzden geçen tüm erkekleri inceleyip bu nitelikte bir çocuk arıyorduk. "Saçmalama kızım eski zamanda yaşamıyoruz. Gazlambalı sokak mı olur. Hem romantikliğin anlamıdır mum. " Büyük bir hazla söylemişti iğrenerek baktım. okuduğum kitapların bir kaçı aklıma gelince gülümsedim. "Neden öyle söylüyorsun ki? Okuduğum kitaplara göre eskiden gerçekten aşk varmış" diye mırıldandım. Yürümeyi bıraktı ve bana döndü. Bende yürümeyi bırakıp ona döndüm ve söyleyeceklerini bekledim. "Napalım yani Fara hanım ?eskiden olan aşklara inanıyorsun diye seni geçmişe mi yollayalım?" Göz devirdim. Hala sinirliydi. "Artık kabul et Şevval o saçma falcının söylediği hiçbirşey doğru değil." sinirle kollarını göğüsünde birleştirdi ve eve gidene kadar kendi kendine konuştu. Hatta bir ara ne söylediğini anlamadığımı söylediğimde *zaten seninle konuşmuyorum  kendimle konuşuyorum o yüzden sesini kes! *diyerek beni susturmuş ve eve gelene kadar kendi kendine söylenmişti.Klasik Şevval Giray artık tepki bile vermiyordum.

GRİ DEĞİŞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin