SUÇÜSTÜ AŞK - 10

16.2K 848 53
                                    

Yağmur damlaları aheste aheste bedenimden süzülürken yavaş adımlarla yürüyordum. Önümdeki kaldırımda bir çift şemsiyenin altına girmiş ilerliyordu. Dalgın bakışlarım sokağın ortasında gezinirken kolumu sarmalayan kollarla irkilerek bir adım geri gittim. Bana sülük gibi yapışan kolların sahibi Melike'ydi. Ne olduğunu soramadan korkak ve endişeli bir şekilde arkasına baktı. Daha sonra tekrar bana dönerek 

''Arzu yalvarırım yardım et.'' dediğinde kirpiklerinin arasından akan sular gözyaşı mıydı yoksa yağmur damlası mıydı, bilemiyordum.Bakışlarım önce ıpıslak olan saçlarına daha sonra yağmur bulamış yüzüne kaydı. Onun panik havası beni de paniğe sokmuştu. Ardı ardına hızla konuştu.

''Abimi oyalaman gerek. Ben gıcığın birine haddini bildirmem gerekiyor.'' dediğinde şaşkınlıktan açılan ağzımla ona bakıyordum.

''A...Abin mi?'' diye kekeleyerek sorarken hızla başını sallayarak arkamızda bize doğru yaklaşan abisine baktı. Hızlıca kulağıma doğru yaklaşarak ''Onu idare etmelisin. Benim Erdem'le konuşmam gerekiyor.'' dediğinde kendini geriye çekerek koşarak yanımdan uzaklaştı. Söz söylemeye hak tanımadan kendisi diyeceğini demiş ve gitmişti. Beni zor durumda bırakmıştı. Her şeye şüpheyle yaklaşan bu adama nasıl açıklama yapacaktım? Üstelik o hırsız diye beni kendi odasında suçladıktan sonra aramız açılmış birbirimizden üstün bir çabayla kaçarken. Kaşları çatılmış gözlerini kısmış bir şekilde yanıma geldi. Yağmur darbeleri onun harika görünen saçlarını bozmaya gücü yetmemiş gibi kusursuz duruyordu. Yüzü yağmurdan ıslanmış ceketinin üstünde yağmur damlaları yapışmıştı. Uzun kirpikleri yağmurla birlikte daha hacimli görünüyordu. Rimel sürmüş gibi yapışan kirpiklerinin arasından bana baktı. Ben bu nefis görüntünün karşısında soluğumu tutmuş dibimdeki adamı belirgin bir şekilde inceliyordum. 

''Nereye gitti o?'' dediğinde onun neden burada olduğunu hatırladım. Ne diyecektim şimdi? Yalan söylemem gerekiyordu ama bu adam karşımda böylece beni izlerken dilimi yutmuş gibi öylece kalmıştım. Arkamı dönüp işaret ettiğimde beklentiyle bana baktı. Ah Melike, ah. İdare edersin demiş gitmişti. Ben bu adamı nasıl idare edecektim, kendisi abisiyle zor baş ediyordu şimdi de gelmiş benden onu idare etmemi bekliyordu.

Kafadan kaçık gibi bana bakıyordu bu bakışla kendime geldiğimde onun uyarıcı sesiyle gözlerimi büyüterek konuştum.

''Seni dinliyorum.'' diyen bıkkın sesine karşılık 

''İşi varmış.''diyebildim.

İnanamıyormuş gibi konuştu. ''İşi varmış?'' diye tuhaf bir tonlamada sorarken kafamı usulca salladım ama devamını getiremedim.

''İşim var badem gözlü. Lütfen bana mantıklı bir açıklama yap.'' dediğinde ilk defa bana bir şekilde hitap etmişti. Adımı karakol dışında uzun zaman sonra ilk kez telaffuz etmişti. Adımı telaffuz etmemişti. Söylediği kelimeyle gözlerimi büyüterek ona baktım. Ne demişti o az önce badem gözlü mü? Panikle bir adım geriledim ve tedirgince bakışlarımı onun bakışlarına çıkarttım. Aylar önceki bir konuşma gözlerimin önüne geldi. 

'Çok masum.'' diyen sesi fazlasıyla durgundu.Arkadaşı da onu sessizce dinliyordu.

''Ben badem gözlüyü sevemem.'' dediğinde hızla oradan uzaklaşmıştım.

Üniversite sınavına girdiğimiz zamanlardan bir görüntüydü. Parçalar birleşti ve bütünleşti ve o anda kalbim depar atmışcasına hızlandı. Kalbime ne oluyordu böyle? Sakin olması için onu teskinlemek istesem de hücrelerim ölmüş gibiydi.  O bahsettiği badem gözlü ben miydim? Yoksa her bu göz rengine sahip kişiye böyle mi hitap ediyordu. Kafam karışmıştı. Olamazdı ki. Beni sevemezdi. Aramızda sekiz yaş vardı. Bu yaş farkı azımsanmayacak derecedeydi. Ben onu seviyor olsam bile o beni sevemezdi. Bu hakka sahip değildi. Beni kardeşi gibi görüyordu ya da bir suçlu gibi. 

SUÇÜSTÜ AŞK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin