''HERKES KENDİ TERCİHLERİNİN SONUCUNU YAŞAR.''
Gözlerim dalgınca ağaçlarda dolaştı. Zıplayarak ilerleyen tavşanın peşinden koşan muhteşem üçlüyü dalgınca izledim. Sıcaktan bunaldığım için elbisemin yakasını çekip durdum. Bu kavurucu yaz sıcağı bizi beter hale getirmişti. Masanın üstündeki buzlu limonatama uzandığımda belime sarılan ellerle gülümseyerek Yusuf'a döndüm. Boynumdan öpüp geri çekildiğinde ''Ne yapıyormuş benim güzel karıcığım?'' dediğinde gülümsememin yüzüme yayılmasına izin verdim. Evet, artık mutluyduk. Güneş'in kardeşi Yıldız doğunca aldığımız küçük eve sığmadığımız için o mahalleden uzaklaşarak büyük bir eve taşınmıştık. Müstakil, çocuklarımızın rahatla oynayabileceği bizim için lüks sayılabilecek güzel bir evdi. Bu süre zarfında da Yıldız'dan alınan test sonuçları uyumlu çıktığı için Güneş'in tedavisi olmuştu. Yıldız kardeşine can olmuş onun için uygun iliği sağlamıştı. Güneş lösemiyi yenmiş, artık sağlıklı bir kız çocuğuydu. Aklım o günlere gidince ister istemez gözlerim doldu. Geçen zaman bize o kadar çok şey öğretmişti ki... Bunların en başında da sabırla beklemeyi, birlik olmayı... O kadar sıkıntı çekmiştik ki ama şimdi refaha çıkmıştık.
''O oluyor mu böyle burada aile var?'' diyen Erdem'in sesiyle gülümseyerek ona döndüm. Erdem bizim ilişkimizin değişik bir noktasındaydı ama sonradan da olsa bizim mutlu bir şekilde evliliğimizi devam ettirmemizde payı azımsanmayacak kadar fazlaydı. Şimdi iki sıkı çift olmuştuk. Evet, çift diyorum çünkü Erdem evlenmişti. Eşi o kadar tatlı ve anlayışlıydı ki, Erdem'in de sonunda gönlüne göre birini bulup mutlu olduğunu bildiğim için çok mutluydum.
Eskiyi geride bırakmıştım. Ne yaşadıysak yaşayalım iyisiyle kötüsüyle maziye gömmüştük. Şimdi Erdem'le Yusuf arasından su sızmıyordu. Kardeşten de öte bir samimiyetleri vardı. Erdem'in eşi İrem'le benim aram bile onlar kadar harika değildi. Eskiden bu iki erkeğin kanlı bıçaklı düşman olması dışında da bir sorun yok aslında. Bana yıllar önce birisi bunun olacağını söylese kahkahalarla gülerdim herhalde. Oturduğumuz çardağa gelen miniklerle bakışlarımı oraya çevirdim.
''Al baba. Bunu sana getirdim.'' diyen Erdem'in tombik yanaklı oğluna gıptayla baktım. Aralarındaki muhabbet kıskanılacak kadar güzeldi. Üstelik o tombik yanakları tam Arzu teyzesi için sıkılmalıktı.
Yusuf benim yanıma oturarak kolları arasına aldığında bakışlarımı onun gözlerine kenetledim. Aşkla Yusuf'a bakarken bacaklarımdan çekiştirilmemle kızıma baktım.
''Dur bir kızım.'' deyip eğilerek onu kucağıma aldığımda Yusuf da kıskançlıktan bozaran kızımız Güneş'i kucağına aldı. Keyifli bir sohbet eşliğinde tatlılarımızı yerken üç miniğin uyku vakti gelmişti. Onları yatırmak için ayaklandığımızda üçü de mızmızlandı. Daha fazla dayanamayarak onları kucağımızdan indirip serbest bıraktık. Saatlerdir bıkmadan yaptıkları aktivitelerine geri döndüler. Paytak adımlarla tavşanı kovalarken bu güzel tabloya kollarımı göğsümün altında birleştirerek mutlulukla baktım.
İrem'le eşlerimiz için yeniden bir tabak hazırlamaya mutfağa geçtik.
''Şu Erdem'i bir türlü doyuramıyorum.'' deyip başını sallayan İrem'e gülerek baktım.
''Al benden de o kadar. İyice kilo aldılar. Bir de Yusuf polis.'' dediğimde ikimizde mutfakta bol kahkahalı sohbete girdik. İrem şu an hayatımdaki en iyi arkadaşımdı. Onu olmayan kardeşimin yerine koymuştum. O kadar güzel ve masumdu ki. Erdem gerçekten çok şanslı bir adamdı. Sürekli birlikte vakit geçiriyorduk. Bir gün onlarda, bir gün bizde. Birlikte tatile gidiyorduk, birlikte yemeğe çıkıyorduk. Birçok şeyi iki aile olarak yapıyorduk. Bu sıkı dostluğun bozulmasından ise deli gibi korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇÜSTÜ AŞK (TAMAMLANDI)
Chick-LitHayatın, tüm suçlamalarına karşı suskunluğumu ilan etmişken bir müddet sonra suskunluğum dile gelmişti. Istırabın kollarında cayır cayır yanarken her şeyden habersiz ilerlediğim bu yolun sonunda gül bahçesiyle karşılaşacak mıydım? Başlangıç Tarihi :...