SUÇÜSTÜ AŞK- 43

8.4K 351 32
                                    

Yusuf atik bir şekilde koşarken merdivenleri hızla çıkıyordu. Dönemeçli merdivenleri son hız çekerken bir yandan da düşündüğünün gerçekleşmemesi için dua ediyordu. Nefes nefese tüm basamakları bitirdiğinde polisiye filmlerdeki gibi koşarak ilerledi. Tutmak için eğildiğinde duyduğu sözcüklerle yerine çivilendi.

''Gelme, atlarım.'' 

''Düzelecek, halledeceğiz.''

''Hiçbir şeyin hallolduğu yok, dayanamıyorum artık. Bitti anlıyor musun bu yükü artık kaldıramıyorum.'' 

Yusuf hayatında üçüncü kez kaybetme korkusunu yaşıyordu. Hem de iliklerine kadar hissetti bu duyguyu. Çaresizlik içinde ne yapacağını bilemedi. Öne atılmak istedi ama düşüncesizce ettiği bu hareketle sevdiğini kaybedebilirdi. Korkuyu bu kadar yakın hissetmek Yusuf'u afallatmıştı. Dudaklarını araladı. Birkaç şey söylemek istedi ama yapamadı. Nemli hava boğazından süzülürken nefesini toparlamaya çalıştı. Karşısında gözyaşlarına boğulan kızı nasıl teselli edecekti? Bu tabloya sonradan yetişerek şahit oldum. Yusuf kadar hızlı koşamadığım için nefes nefese zorlukla yanlarına ulaştığımda bu muhabbete şahit olmuştum.  Koşmaktan karnıma sancı girmişti. Melike'yi binanın tepesinde gördüğümüzde olduğumuz yerden nasıl fırladığımızı hayal meyal hatırlıyordum. Yusuf'un kız kardeşine ne söyleyeceğini merakla bekledim. Yusuf tedirginlik içinde bir adım yaklaştı. Elini kaldırdı. ''Tamam, gelmiyorum.'' dedi. Melike'yi konuşturmaya başlamıştı. Ona fark ettirmeden adımlar atarak yaklaşmaya çalışıyordu. Cümleler dudaklarından tedirgince firar ediyordu ama ona doğru attığı adımlar kararlı ve temkinliydi. 

''Gel abiciğim, in aşağıda konuşalım.'' dediğinde Melike başını olumsuz anlamda salladı. Bir yandan ağlıyor bir yandan da aşağıya bakıyordu. Yusuf ise o her aşağıya baktığında endişeyle kasılıyordu. Göğsü panikle kabarırken, sırtı gerginlikle kasılıyordu.

''Beni sevmiyorsunuz. Özellikle de sen abi, benden nefret ediyorsun. Ben yaşamayı hak etmiyorum ki!'' dediğinde Yusuf'un arkasında olan beni gördü. Bakışları beni bulduğunda ''Beni affetmeyeceksin.'' dediğinde Yusuf panikle arkasını dönerek beni fark etti.

''Arzu aşağıya in.'' diyerek emir verdiğinde sanki Yusuf'u duymuyor gibi olay anına kilitlenmiş, hareketsizce kalmıştım. 'Affettim, affediyorum.' demem gerekiyordu belki burada. Ama çıkmadı. Bu cümleyi kuramadım. Sanki dilim tutulmuştu. Gözyaşları içinde bana bakarak konuştu.

''Ben...Ben sadece sevdim.'' dediğinde bana öyle bir bakış attı ki ürperdim. Fazla masumca ve fazla af dileyiciydi.

''Sevmek suç değildi belki ama ben..'' başını iki yana salladı. Bir adım geri attığında Yusuf'la ikimizin yüreği ağzına geldi. Panikle hareketlendiğimizde eliyle bizi durdurdu.

''Ben sizi seviyorum, siz beni sevmeseniz de.'' diyerek gözünü kapatıp gerilediğinde ben de gözlerimi hızla kapattım. Bu tabloyu görmek istemiyordum. Yusuf bağırdı.

''Arzu git.'' dediğinde bir çığlık duydum. Gözlerimi aralamaya korkuyorken Yusuf'un kardeşinin belinden sarılarak basamaktan kurtardığını gördüğümde derin bir nefes verdim. Yüreğim ağzıma gelmişti. Melike, abisinin kollarında debeleniyor, çırpınıyor, ağlayarak omzuna vuruyordu.

''Bırak, bırak beni.'' diye hıçkırarak ağlarken bir yandan da Yusuf'un omzuna güçsüzce yumruk atıyordu. Bu tablo çok üzücü ve çok sarsıcıydı. Korktum. Bu yanlış girişimin farklı şekilde sonuçlanmasından korktum.

''Ben artık sizi üzmeyecektim abi. Beni bıraksaydın kurtulacaktın benden. Sizi istesem de üzmeyecektim.'' dediğinde, Yusuf kardeşine sımsıkı sarıldı. Kokusunu içine çekip sarmalarken sanki hâlâ kolları arasında olduğuna inanamıyor gibiydi. Sanki bırakırsa kollarının arasından uçup gidecek gibiydi. 

''Bir daha sakın bana bu korkuyu yaşatma. İşte o zaman asla seni affetmem.'' dediğinde gözyaşları içinde bu tabloyu izledim.

Yaptığı hareket o kadar yanlıştı ki ne söyleyeceğimi bir türlü idrak edemedim. Her ne yaşadıysa yaşasın bunu yapmamalıydı. Allah kimseye kaldıramayacağı yük vermezdi. Kızın sabrının taştığını, canına tak ettiğini görebiliyordum ama bu duruma girişeceğini kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Onu tanıdığım zamanlar onun inançlı bir kız olduğunu düşünmüştüm hep. Bu düşünceler içinde kıvranırken karnıma saplanan ağrıyla çığlık attım. Yusuf'un bakışları endişeyle bana döndüğünde benim ise bakışlarım karnımı buldu. Ellerim bilinçsizce karnımı bulduğunda Yusuf ve Melike oturdukları yerden kalkıp yanıma koştular. Dudaklarım acı bir şekilde aralanırken doğumun başladığını anlamıştım. Yusuf endişeyle çıktığı merdivenleri endişeyle iniyordu. Beni kucakladığı gibi merdivenlerden inmeye başladığımızda derin derin nefes alıyordum. Alnımdan boncuk boncuk terler oluşurken acıyla kasılarak Yusuf'un omzunu sıktım.

''Dayan hastaneye gidiyoruz.'' dediğini hayal meyal duymuştum. Yusuf'un bu yaşadığı ilk hastaneye ulaştırma mücadelesi olduğu için fazlasıyla korku ve endişe doluydu. Trafikte bağır çağır yolu açtırırken sonunda hastaneye ulaşmıştık. Sedyeye alındığımda Yusuf'ta benimle birlikte ilerliyordu. Elimden tutarak ''Biz sizi burada bekliyoruz ve sizi seviyoruz.'' dediğinde gözümden bir damla yaş geldi. Doğuma girmeden Güneş'i görmeyi o kadar çok istedim ki. Ya bana bir şey olursa kızlarımı bir daha göremezsem ya yeni doğan kızım Güneş'i kurtaramazsa. Kalbime çöreklenen korku kim içindi? Güneş için mi? Kendim için mi yoksa karnımdaki minik kızım için mi? Bu kapıdan içeri girdiğim anda hayatımda birçok şey değişecekti, hissediyordum.... Bu kapıdan girdiğim an hayatıma güzellikler mi gelecekti yoksa hayatımdan bir şeyler mi götürecekti? 

Doğum sancımla ilerlediğim sedyemde bakışlarım ileriyi buldu. Melike, Yusuf'a bir şeyler anlatıyordu, Yusuf ise panikle volta atıyor, sakallarını düşünceli bir şekilde sıvazlıyor, Melike'yi duymuyor gibiydi.  Acı içinde kıvranırken dişlerimi sıktım. Aralıklı kapı kapandığında başımı sedyenin üstüne yorgun bir şekilde bıraktım ve bekledim..... Zamanın bizi nelerle karşılaştıracağını huzursuzca bekledim.

Arkadaşlar bir önceki bölümün sınırı geçmemiş olmamasına rağmen bu bölümü attım. Çünkü bu bölüm çok kısa oldu. 

Bundan sonra sınır geçmezse en erken on gün sonra bölüm gelecektir. Finale yaklaşıyoruz, yorumlarınızı alayım ;)

BÖLÜM SINIRI: 40 YORUM+20 OY

SUÇÜSTÜ AŞK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin