Güz mevsiminin gelişiyle bahçemizdeki ağaçların yaprakları hüznü yansıtırcasına birer birer dökülüyordu. Bahçedeki bu görüntü için ikimizde kolları sıvadık. Sararmış, yıpranmış yaprakları kovalara doldurarak bahçeyi süpürdüğümde yanımıza yaklaşan kızıma gülümseyerek baktım. Şaşırmamıştım. Evimizin en küçüğü, cimcimemiz babasıyla beni yalnız bırakmıyordu. Yusuf'la ne zaman fırsat bilip yakınlaşmak istesek Yıldız aradan bir şekilde çıkıyordu. Bir gözünün bizim üstümüzde olduğuna emindim. Babasına olan aşırı sahiplenici tutumu başta Yusuf'u mutlu etse de şimdi sitemle kızıyordu. Çünkü radarı var gibi alıcıları açıktı ve Yusuf'la benim birlikte olmamızı, baş başa vakit geçirmemize engel oluyordu. Yusuf başta bana keyifle meydan okuyarak ''Kıskandın mı bizi annesi?'' laflarını iletirken şimdi bana yardım isteyen bakışlar atıyor resmen yalvarıyordu. Bu durum istemsizce sırıtmama sebep oluyordu. Saçlarımı sağ omzumun üstüne toplayarak gülümsedim. Yusuf kendini ağacın altına atarak eliyle yüzünü kapattı. Kafasını hafif kaldırarak ''Ben yokum tamam mı? Beni görmedin.'' dediğimde kahkahamı serbest bıraktım. Elimi 'Ben bilmem.' dercesine kaldırdığımda başını olumsuz anlamda iki yana sallayarak yüzünü kapattı. Yusuf gibi birinden böyle bir hamle beklemiyordum ama artık da şaşırmıyordum. Çünkü bu zamana kadar beni fazlasıyla şaşırtmıştı. Sevgi dolu bir baba olduğu için bu tavırlarını artık kabullenmem şarttı ama onun kişiliğine bu tavırlar o kadar terstti ki.. Yıldız uzaktan sarsak adımlar ve şaşkın yüz ifadesiyle yanımıza geliyordu. Yerdeki toprağa boylu boyunca uzanan babasını şaşkınlıkla işaret ederek ''Babam ne yapıyor orada?'' diye sorduğunda kucağıma çektim. Büyümüşlerdi. Güneş'te Yıldız da birlikte yeri geldi birbirine sarılarak yeri geldi birbirleriyle kavga ederek büyümüşlerdi. Yıldız, ablasını hep koruyup kollarken, Güneş daha büyük olduğu için bu durumu kıskançlığına verdi. Şimdi anlaşamasalar da yıllar sonra birbirlerine çok iyi geleceklerdi buna eminim.
''Baban mı ben orada babanı göremiyorum ki?'' dediğimde şaşkınlıkla ağzını açıp geri kapattı. ''Ama ben görmüyorum, yok mu o?'' dediğinde Yusuf da ellerinin arasından gülümsemişti. ''Şaka mı yapıyor bana?'' diye sormaya devam ettiğinde onun bu şaşkın ve tatlı hallerine daha fazla dayanamayarak onu gıdıklamaya başladım. Güzelce vakit geçirirken Yıldız buraya gelme sebebini hatırlamış gibi yanaklarını şişirerek konuştu.
''Güneş bana seni sevmiyorum dedi.'' diye sitemle söylendiğinde ''Güneş değil abla.'' dedim. Yıldız omuz silkerek ''Ben ne yaptım ki hemen bana kızıyor.'' dediğinde onun bu dudaklarını büzüştüre büzüştüre konuşmasını ilgiyle dinledik. Daha sonra olaya el atmak için ayaklandığımızda Yusuf da ben de Yıldız'ın minik ellerini kavramış, el ele tutuşarak eve girdik. Yıldız ise hâlâ söyleniyordu. ''Bir de bağırıyor. Ben oturmuş boyama yapıyordum.'' dediğinde ikiliyi zor da olsa barıştırmıştık. Güneş iyice kavgacı bir çocuk olmuştu. Hiçbir şekilde onu mutlu edemiyorduk, her şeyi kıskanıyor her konuda bir problem çıkarıyordu ama bu durumun kısa süreceğini de biliyorduk. Kıskançlığın getirisi olarak böyle davranıyordu ama bu durumun düzelmesi de yakındı yani doktorlar öyle söylüyordu. Onun mutluluğu için seferber oluyorduk umuyordum ki çabalarımız sonuçsuz kalmayacaktı.
Yusuf aklına gelen fikirle çocuklara dönerek ''Kim oyuncak odasının duvarlarına resim çizmek ister?'' diye sorduğunda hepsi bir ağızdan zıplayarak ''Ben'' diye bağırmaya başladı. Hep birlikte oyuncak odasına geçip boyaları aldığımızda elimdekilerle şaşkınlıkla Yusuf'a baktım. Onlar gerçekten duvarda güzel bir eser çıkartmıştı. Yusuf'un çok güzel resim çizme yeteneği vardı ama ben ne yapacaktım? Bir elimdekilere bir Yusuf'a baktım. Gerçekten sanatsal çalışıyordu. İşine öyle odaklanmıştı ki, düşünüyor birkaç fırça darbesi duvarda iz bırakıyordu. Gözlerini kısmış düşünürken usulca yanına yaklaştım. Göz ucuyla çocuklara baktığımda iki kardeş yan yana mutlulukla duvara bir şeyler karalıyordu. Yusuf da onlar gittikten sonra onların çizdiklerinin üstünden geçerek güzel bir görsel ortaya çıkarıyordu. Ama çocukların da resim yeteneği vardı babalarına çekmişlerdi bu konuda. Çocuk halleriyle bile benden güzel resmediyorlardı. Başımı eğip Yusuf'a odaklandığımda gülümseyerek bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇÜSTÜ AŞK (TAMAMLANDI)
Chick-LitHayatın, tüm suçlamalarına karşı suskunluğumu ilan etmişken bir müddet sonra suskunluğum dile gelmişti. Istırabın kollarında cayır cayır yanarken her şeyden habersiz ilerlediğim bu yolun sonunda gül bahçesiyle karşılaşacak mıydım? Başlangıç Tarihi :...