2 AY SONRA
Üniversiteden mezun olmuştum. Güneş biraz büyüyene kadar işe başlamayı düşünmüyordum. Şimdi önümde kızımla güzel bir geleceğim vardı. Anneannesi, dedesi ve annesiyle onu güzel bir gelecek bekliyordu. Yusuf sürekli kızını görmek istediğini söyleyip zırt pırt buraya geliyor bazen de kızımı alıp kendi evine götürüyordu. Bu durum hiç içime sinmese de ona da hak veriyordum. Kızıyla arasında güzel bir bağ kurmuştu ve onu bırakmak istemiyordu. Sürekli her anında yanında istiyordu ki nitekim bunu da dile getiriyordu. Bazen onda kalmamız gerektiğini söylese de ben yüz vermediğim için isteklerini hep geri püskürtüyordum.
Zaten ikimizde birbirimize fazla mesafeli ve soğuk davranıyorduk. Erdem'le beni gördüğü günden itibaren de bana karşı olan tavrı büyük oranda değişmişti. Netice de onu aldattığımı düşünüyordu artık soğuk davranmasına şaşırmıyordum.
Boşandığımız zamandan bu yana çok değişmiştik. İkimizde kesinlikle boşandığımız andaki gibi değil daha soğuk ve mesafeliydik. O zor olduğunu yapamadığını söylese de gururu baskın geliyor benden uzak durmayı başarıyordu. Ben bunu dile getirmesem de benim için de onsuzluk zor oluyordu ama bana yaptıklarından sonra onu sevemiyordum. İçimdeki bazı hisler buna engel oluyordu. Şimdi ikimiz de kızımız için birbirimize katlanıyorduk. Aynı ortamda iki yabancı gibi soğuk ve mesafeliydik. Ayrılığımız konusunda ikimizin kafasında da soru işaretleri olsa da gerçekler göz kırptığı ve aksini belirten bir olay yaşamadığımız için içimizdeki şüphe ve gördüklerimiz, duyduklarımız bizim tek gerçeğimiz oluyordu.
Bebek çantasını sırtımı taktığımda annem de arkamızdan okuyup üflüyordu. Güneş'i bebek arabasına koyup ilerlediğimde üniversite arkadaşlarımla buluşmak için sözleşmiştik. Güzel bir mekanda arkadaşlarımla buluşup geleceğimiz hakkında sohbet ettik. Her şey çok güzel ilerliyordu. Güneş huysuzlandığında kucağıma alıp sakinleştirmeye çalıştım ama ağlaması durmadı. ''Anneciğim sakin ol, bir şey yok.'' derken bir yandan da pışpışlıyordum.
''Arzu durmayacak sanırım.'' dediğimde başımla onayladım.
''Ben gitsem problem olur mu? Güneş durmuyor.'' dediğimde bir yandan da kızımı kucağımda zıplatıyordum.
''Ne problemi? Tabii git kızım. Kızın daha öncelikli.'' dediğimde Güneş'i bebek arabasına yerleştirdiğimde benimle birlikte Berat'ta ayaklandı. Amacını anladığımda ''Yo, hayır. Ben giderim.'' dediğimde kaşlarını çattı.
''Saçmalama Arzu. Bırakayım eve. Güneş'le bu şartlar altında zor gidersin.'' dediğinde durup düşündüm. Mahalleli görürse sorun oluşturdu.
''Tamam ama beni eve varmadan başka bir yerde indirirsin.'' dediğimde anlayışla başını salladı. Yol boyu teşekkür ettim. Bu halime gülümsedi.
''Rica ederim Arzu. Büyütülecek bir şey yok.'' dediğinde tekrar teşekkür ederek beni sokağa girmeden indirmesini söyledim. Bebek arabasını açıp kızımı yerleştirdiğimde eğilerek ona el salladım. Kornaya basıp uzaklaştığında gördüğüm yüzle gülümsemem yüzümde dondu.
Yusuf kilometreler ötesinde gibiydi ama yüzündeki öfkeyi ve direksiyonu sıkan ellerini uzaktan bile görebiliyordum. Umursamadım kendimi toparlayarak saçımı savurdum. Bebek arabasını yolda ilerletirken o da arabadan inip bizim müstakil evimize girdi. Benim oraya ulaşmam biraz zaman olacaktı. Bu süreyi ben daha da uzatmak istesem de Güneş huysuz olduğu için hızlanmak zorunda kaldım. Güneş'in ağlayışı sokağı inletirken nihayet evin bahçesine girebildim. Kapıyı alacaklı gibi çaldığımda annem panikle kapıyı açtı.
''Ne oldu kızım?'' derken Güneş'i annemin kucağına vererek arabayı yerine yerleştirdim. Kapıyı kapatıp dikleştiğimde sesimizi duymuş olan Yusuf karşımda belirdi. Kızını, annemin kucağından alarak pışpışlamaya başladı. ''Ne oldu babacığım, ağlama.'' derken sorarcasına bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇÜSTÜ AŞK (TAMAMLANDI)
Literatura FemininaHayatın, tüm suçlamalarına karşı suskunluğumu ilan etmişken bir müddet sonra suskunluğum dile gelmişti. Istırabın kollarında cayır cayır yanarken her şeyden habersiz ilerlediğim bu yolun sonunda gül bahçesiyle karşılaşacak mıydım? Başlangıç Tarihi :...