💭32.LİMON💭

176 41 58
                                    

Selammm...

Valla yatakta yatmış bir vaziyette geçmiş bölümleri okurken bir şeyde takılı verdim. O sıra aklımda yeni bölüm belirdi. Veee hemeeeen yazmaya başladım ksxkekkddkd.

Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın olur mu?

İyi Okumalar...

💭💭💭

Üstümüzde ki battaniyeyi iyice Lila'nın üstüne çekiştirdiğim de göğsüme yaslamış olduğu başını kaldırarak bana baktı. Yarım saate takın bir süredir sessiz sedasız birbirimize sarışmış vaziyette sadece tavanı izlemiştik. Ne o bir şey dedi ne de ben. Evin kapısını açtığı gibi kendimi içeri atmıştım daha sonra da soluğu, en son hırsla çıkmış olduğum salona sakin adımlarla girmiştim. Lila ise benim aksime hızlı hızlı adımlarla odaya girip kapıyı kapatmıştı sonra ben daha ne olduğunu anlayamadan kollarını boynuma dolayıp bana sımsıkı sarılmıştı. Bir süre öyle ağladı, vücudunun onu daha fazla taşıyamayacağını anladıktan hemen sonra onu sıkı sıkaya tutarak koltuğa yatırmıştım. Yanına uzandığım gibi çelimsiz kolları benim koca bedenimi hızla sarmalamıştı. 

Şimdi ise ağlamaktan kıpkırmızı olan ela gözleri onun aksine renksiz olan gözlerimi delip geçiyordu.

"Neden böylesin?"

Beklenmedik soruyla kaşlarım havalanırken başımı ona doğru eğdim.

"Nasılım?"

Derin nefes alıp verdi. Diyeceklerini bilmiyormuş gibi bir hal vardı yüzünde. 

"Yani, o kadar yanlış şey söyledim. Haklı olduğun yerler çok vardı ve sen hala beni düşünüyorsun. Hiç mı kızgınlık kırgınlık yok?"

Tebessüm ederek başımı iki yana doğru salladım. Ardından dudaklarıma yakın olan anlına küçük bir buse kondurdum. Benim güzel sevgilim, o küçücük güzel aklıyla hala neleri düşünüyordu. 

"İnsan sevdiği kıza nasıl sinirli ve kırgın kalabilir ki Lila?" Battaniyenin üstünde duran elimi kaldırarak Lila'nın poğaça gibi olan yanağının üstüne koydum. "Bu yüz, bu güzel gözler... Bir baktım mı her şeyi unutuyorum. Daha ne sinir kalıyor ne de kırgınlık."

Yanakları kızarmaya başlarken gözlerini gözlerimden kaçırdı. O kadar tatlıydı ki, eriyecek diye korkuyordum.

"Çok üşüdün mü?"

Üstüne atmış olduğum battaniyeyi bu sefer o üstüme doğru attı.

"Üşüdüm."

"Git dedim sana."

"Gidemezdim."

"Gidebilirdin İlke."

Yanağını tüm sevgimle okşadım. Elaları parlarken bir an için içim eridi. O kadar güzel bakıyordu ki aklımı kaybetmekten korkuyordum. 

"Gitmem için hiç bir sebep yoktu. Ama o soğukta orada beklemek için binlerce sebep sunabilirim. Aslında tek bir sebep bile yeterli."

Başını iki yana doğru sallayarak yanağında ki elimi ellerinin arasına alarak avucuma büyük bir öpücük kondurdu.

LİLA İLKESİ /Yarı Texting/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin