Paul Lahote, küçüklüğünden beri tanıdığı kuzgun saçlı kıza olan ilgisini hiçbir zaman anlamlandıramamıştı; ta ki bir kurtadama dönüşüp ona mühürlenene kadar.
Quileute kabilesi, Efsaneler, Kurtlar ve Mühür.
Bir kurt, arazisinden geçen herhangi bir şeyi ya da birini gölge gibi izler. Bu, onun bilgi edinme yoludur. Kendini göstermenin, ardından duman gibi olmanın ve sonra tekrar kendini göstermenin eşdeğeridir. Kurtlar her zaman bu kadar yumuşak bir şekilde hareket edebilir.
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Forks kasabasında yaz tatillerinin eğlenceli geçtiği söylenemezdi. Aslında Forks'ta tam anlamıyla sıcak bir yaz mevsiminin yaşandığını bile söylemek güçtü. Yine de kasvetli bir okul döneminin ardından, bulutların arasında azıcık beliren güneşi büyük bir heyecanla kucaklamayı bekleyen kasaba çocukları için yazın gelişi büyük bir değişiklik sayılırdı. Bizler, yani La Push sakinleri ve aynı zamanda sahil çocukları olarak başlangıçta bir heves kendimizi sulara atar, sonra titreyerek geri çıkar ve giderek azalan bir heves döngüsünün en sonunda yalnızca kumsalda oyalanarak o azıcık güneşimizin keyfini çıkarmaya karar verirdik.
Tatillerde nadiren seyahat ederdik çünkü babam için çok zahmetliydi. Üzerinde böyle bir yük hissetmemesi için de farklı yerlere gitme düşüncesinden bi' habermiş gibi davranırdık. Sanki her çocuğun aklına esen o yeni yerler görme arzusu ve tatil hayalleri bize hiç uğramıyor, Forks kasabası maceraperest ruhumuzu birazcık bile yakınma ihtiyacı hissetmeyeceğimiz ölçüde doyuruyordu. Elbette bu büyük bir palavraydı ancak yine de çocukluk bir şekilde mutluluğu doğuruyordu.
Her ne kadar yaz tatilini eğlenceli kılan pek çok anı biriktirsem de bir noktada hepsi sıradandı, biri hariç. On üçüncü yaşıma eşlik eden yaz tatilini daha farklı, hafızamdaki yeriyle daha az sıradan, hatta ilginç kılan bir anıya sahiptim.
Ilık bir Temmuz güneşinin altında, bir grup ergenin gözlerini kısarak Paul Lahote'nin yeni motosikletini incelediği bir manzarada, Quil Ateara'nın alnındaki teri elinin tersiyle silmesi ile başlıyordu bu anı.
"Vay be," diyordu sonra. "Fiyakalı bir hediyeymiş."
Hepimiz kullandığı kelime yüzünden gülüyorduk. Güneş ışınlarının parçalara böldüğü yüzlerimizin her biri de çok parlak ve canlıydı. Haberlerde Washington için son yirmi yılın en sıcak yazı olduğundan bahsediliyordu. Sahiden de öyleydi. Kot bir şort giyiyordum ve bacaklarımın açıkta kalan kısımlarındaki ten farkı sayesinde eve gittiğimde bunu daha da iyi anlayacaktım.
Sonra Paul, "Yeni bir model değil ama çok temiz," diyerek açıklıyordu.
Bizi kapısının önüne çağırdığında karşılaşmayı beklediğimiz şey bir motosiklet değildi. Sanki kocaman açılmış ağızlarımızı görmek mutluluğunu arttırmış gibi parlamıştı gözleri. Hayır, hava atmaya çalışmıyordu. Onunkisi yalnızca bu kocaman, yeni ve parlak eşyanın güzelliğine dair şaşkınlığını onaylatma ve ona sahip olduğu gerçeğini hatırlayarak mutluluğunu katlandırmaktı.
