Müzik: Vance Joy - Riptide
***
La Push kumsalı üç kısma ayrılırdı: birinci, ikinci ve üçüncü sahil. Bunlardan ilki, First Beach, civardan sörf yapmak için gelen gençlerin uğrak yeriydi. Jacob ve arkadaşları ayrılmış arazinin dışındaki arkadaşlarıyla genelde burada buluşurlardı. İkinci sahil ise batı kıyısında yer alıyordu. Geceleri diğer bölgelere nispeten daha sıcak olduğu için burası da kampçılara hitap ediyordu.
Üçüncü kısım ise bizlerin, yani yerlilerin yaşadığı daha sakin bir kesimi kapsıyordu. Buradaki en yaygın aktivite ise avlanmaktı. Avlanmak ise karada ve suda olmak üzere iki farklı şekilde yapılırdı. Suda avlanmak çok daha kolaydı; temel geçim kaynağımızın balık olmasının sebebi buydu. Ancak biraz daha açılırsanız balina, fok balığı, ayı balığı gibi daha büyük avlara da ulaşabilirdiniz. Karada avlanmaya gelince, bunun içinse Rainer dağına yaklaşmak gerekiyordu. Bu da ormanda sekiz kilometre yürümek demekti. Yaklaşık iki saat... Çok daha tehlikeli ve zahmetli işti. Bu yüzden babam, Jacob ve ben yılda iki kez olmak üzere, yalnızca ara mevsimlerde bu şekilde avlanırdık. Öte yandan, karada avlanmak konusunda tutkuluydum. Babam ise yedi yaşımdan beri suya yakınlık duymam için balık tutmaya giderken beni de yanında götürürdü. Kısmen başarılı sayılabilirdi; o önermediği sürece ormandan uzak duruyordum ancak daha az sevdiğim için değil, yalnızca dikkatli olduğum için.
Biz küçükken Harry Clearwater'ın uzun bir kayığı vardı ve avlanacakları zaman eğer kalabalıklarsa, bunu kullanırlardı. İşte böyle zamanlarda Babam, Harry ve kasabanın şefi Charlie bizi kıyıda bırakır, güzel kayıklarıyla ava çıkarlardı.
Sahilde yapacak çok şey yoktu. Yalnızca kum vardı ve onunla yapabileceğimiz en iyi şey de kendi kalelerimizi inşa etmekti. Ben, Jacob ve Bella Swan... Harika bir takımın yıldız üyeleri olmasak da en azından kısa bir süreliğine oyunu sürdürmeyi başarabiliyorduk. Her zaman ilk mızmızlanan Bella olurdu. Onun el işini beğenmediğim için, sızlanmaya başladığı an yarama tuz basmış gibi kavgaya tutuşurduk. Jacob ise tarafsızdı ancak genelde sevgili Bella'sını yalnız bırakmak istemezdi. Yine de her seferinde önceki buluşmaları unutup yeniden denemekten şaşmazdık.
Bir gün Paul Lahote de oradaydı. O, balık tutmaya hiç gelmezdi. Paul'un annesi ve babası o beş yaşındayken boşanmıştı. O zamana kadar aslında Tacoma'da yaşıyordu, beş yaşından sonra ise bebekliğinin geçtiği La Push'a geri dönmüştü. Annesi de kısa bir süre için dönmüştü ancak sonra tekrar ortadan kaybolmuştu, onun okul bahçesindeki halini hatırlayabiliyordum. Bunu bana Jacob anlatmıştı. Sekiz yaşındayken ise onunla ilgili daha az bilgiye sahiptim ancak yine de babasının Billy kadar iyi olmadığını düşünürdüm. Komikti çünkü böyle düşünmemin tek nedeni onu balığa getirmiyor olmasıydı. Bu yüzden Harry amcanın elinden tuttuğunu, onunla birlikte sahile geldiğini gördüğümde içten içe sevinmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT VE KUZGUN
Hombres LoboPaul Lahote, küçüklüğünden beri tanıdığı kuzgun saçlı kıza olan ilgisini hiçbir zaman anlamlandıramamıştı; ta ki bir kurtadama dönüşüp ona mühürlenene kadar. Quileute kabilesi, Efsaneler, Kurtlar ve Mühür.