Paul Lahote, küçüklüğünden beri tanıdığı kuzgun saçlı kıza olan ilgisini hiçbir zaman anlamlandıramamıştı; ta ki bir kurtadama dönüşüp ona mühürlenene kadar.
Quileute kabilesi, Efsaneler, Kurtlar ve Mühür.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
"Dostum, patlamaya hazır bir bomba gibisin!"
Jared'ın sesindeki heyecanlı tını karşısında gözlerimi devirdim ancak hevesli halleri epey komik görünüyordu.
"Abartma."
Dudaklarının arasından palavra sıkmışım gibi alaylı bir gülüşün sesi çıktı.
"Senin için dönüşmenin bu kadar kolay olması acayip bir olay."
Jared haklı sayılırdı ancak Sam'in bakış açısına göre bu o kadar da havalı bir durum değildi.
Aslına bakarsak, her şey o iğrenç kan emici yaratığın bu topraklarda gezindiğine dair bir sinyal almamızla başlamıştı. Kızıl olanı zaten biliyorduk ama bu başkaydı. İsmini hatırlamıyorum, mermer gibi sert ve soğuk bedenini parçalarken kimliğiyle pek ilgilendiğimiz söylenemezdi. Bir erkekti ve Bella'nın peşinde olduğunu biliyorduk.
Şey, şaşırdığımı söyleyemem. Her neyse.
Aslında Jacob, Bella'nın güvenliğini sağlamak konusunda oldukça iyiydi, evi daima gözetleniyordu. Birkaç soğukla hesabı varmış ya da öyle bir şey, onları uzak tutmak için uğraşıyorduk. Yakışıklı olan gittiğinden beri Jacob hikâyenin başkahramanı haline gelmişti; her zamankinden daha korumacıydı ancak öyle ya da böyle bu hepimizin sorunu sayılırdı, ne de olsa insanları korumamız gerekiyordu.
Özetle, kız tüm zombileri kasabaya toplamasın diye her an tetikteydik.
Bella genelde hareket iznimizin olduğu topraklarda gezinirdi, bu yüzden nadiren işler yolundan çıkardı. Bir de hareket iznimizin olmadığı, bizim için yasak bölge olan, soğukların toprakları vardır. Atalarımız çok eskiden bir antlaşma yaparak evleri ayırmaya karar vermişler. Yani, aklı olan bizim tarafa yerleşsin, demişler. Hiçbir şekilde bu çizginin ötesine geçmemize müsaade yoktur. Billy amca bu konuda bizi özellikle uyarmıştı çünkü Addams ailesinin nereye gittiği hala muallaktı.
Şu Cullenlar, onlardan hiç hoşlanmıyordum. Alınmaca gücenmece yok, bu tamamen dürtüsel bir tiksinti, elimde değil.
Dürtü demişken, sanırım yarı hayvani bir yaşam sürdüğümüz için bu böyle. Doğada işler nasıl yürüyorsa bizim için de aynı şey geçerli. Bazı türler dost olurken, bazıları düşman olur; işte, kurtlarla kan emicilerin birbirine olan nefretinin kökeni aslında epey biyolojik nedenlere dayalıydı. Çareyi mümkün olduğu kadar uzak noktalarda takılmakta bulmuştuk.
Sonra, aksi gibi, Bella Swan güvenli bölgeden uzaklaşma kararı aldı. Hem de öyle böyle değil. Toplum içine karışabilir ya da en kötü ihtimalle ara sokakların birinde acısını çekebilirdi ama o ne yaptı? Ormanın dipsiz bucaksız, en ıssız köşesini seçti. Neredeyse Seattle sınırında, Rainer dağının eteklerinde piknik yapıyor olması hiç yoktan yaban domuzlarının dikkatini çekerdi ya, vampirler için bu, kırmızı bayrak sallamak gibi bir şeydi.
