Gözlerime giren ışıkla uyanmıştım. Perdeyi kapatıp uykuya geri dönmeye o kadar üşendim ki rahatsız edici güneş ışığına katlanmaya razıydım. Allah'ım neden benim de süper güçlerim yoktu ki? En azından şu perdeyi kapatacak kadar. ''Bir de Thor'um olsa fena olmazdı,'' diye mırıldandım kendi kendime sırıtarak. Birine sarıldığımı o an fark ettim. Aklıma Meriç'te kaldığım gelince başımı kaldırıp Meriç'in yüzüne baktım. Çok yakışıklıydı. Uyurken bile nasıl bu kadar tatlı olabiliyordu? Acaba makyaj mı yapsaydım hazır o uyurken? Şöyle kırmızı bir ruj, göz kalemi ve allık...
Fena olmaz sanki. Sırıttım ve bu fikri kafamın derinliklerine gömdüm. Kalkmaya çok üşeniyordum. Telefonumu yatakta aradım ve elime aldım. Meriç'le birkaç fotoğrafımızı çekmeye başladım. Saçma sapan pozlar veriyordum. Gülmek istesem de kendimi tuttum. Elimin birini yavaşça Meriç'in yüzüne uzattım ve dudaklarını balık şeklinde yaptım. Kıkırtımı saklayamazken birkaç fotoğrafımızı çektim. Onunla uğraşmak güzeldi. Gittikçe kıpırdanıyor ve mızmızlanıyordu. Çocuk gibiydi. Isırmak istiyordum. Kendimi dizginledim ve kulağına yaklaşarak sırıttım. Uyanma vakti pantercik! ''MERİÇ KALK!'' diye bağırdım kulağının dibinde. Meriç birden sıçrarken etrafına şaşkın gözlerle bakmaya başladı. Deli gibi gülmeye başladım. Meriç bana şaşkınca bakmaya başladı. ''Ne oldu? Yangın mı çıktı?'' dedi uykudan yeni uyandığını belli eden çatallaşmış sesiyle.
''Ne yangını Meriç?''
Birkaç dakika sonra anlamıştı sanırım. Bana döndü ve ''Sen bittin Melis,'' dedi. Hafif bir tırssam da kaçmak için yataktan kalkmaya yeltendim. Anında beni yakalayıp üstüme çıktı. Şaşkınca ona bakarken o ağırlığını üstüme vermemeye dikkat ediyordu. ''Söyle bakalım pantercik, sevgilini öperek uyandırmak varken neden kulağımın dibinde bağırıyorsun?'' dedi.
Omuz silktim ve ''Böyle daha eğlenceli,'' dedim sırıtarak. Sırıttı ve ''Birazdan yapacağım şey emin ol daha eğlenceli,'' dedi. Ne yapacağını bilemezken birden dudaklarıma yapışmasıyla şokla gözlerimi irilttim. Onu itmeye çalışsam da hareket bile ettiremiyordum. Heyecanlanmıştım. Her ne kadar sevgili olmamızdan uzun bir süre geçse de hala aynı heyecanı hissediyordum.
Ayrılınca ona kötü kötü baktım ve ''İnsan haber verir,'' dedim. Dediğim şeyle daha çok utanırken o sırıttı.
''Tamam bir sonrakine haber veririm.''
''Meriç!''
Omuz silkti ve ''Kendin dedin,'' dedi. Kalktı ve banyoya adımladı.
''Her dediğimi ciddiye alma o zaman.''
''Bir dahakine öyle yaparım artık.''
Bu çocuk beni deli ediyordu. Ayağa kalktım ve banyoya adımladım. Dişlerini fırçalıyordu. Arkasından dizinin arkasına vurdum. İnleyip önüme çöktü. Köpüklü ağzıyla konuşmaya çalışırken köpükler her yer saçıldı.
''Uzun süredir yapmamıştın bunu. Beklemiyordum.''
Sırıttım ve ''Bir sonrakine haber veririm,'' dedim. O ayağa kalkarken banyodan çıktım. Uykum vardı. O çıkınca ben girdim ve Meriç'in eşorfmanlarını çıkarıp kıyafetlerimi giydim. Elimi yüzümü yıkadım ve banyodan çıktım. Meriç yarı çıplak bir şekilde dolabına göz atıyordu. Yanaklarım kızarırken sırtına bakmamaya çalışarak odadan çıkmaya çalıştım.
Meriç'in arsız sesi kulaklarıma ulaşırken sinirle ofladım. Bu çocuk hem nasıl bu kadar tatlı hem de nasıl bu kadar sinir bozucu olabiliyordu? Yine de ona kıyamıyordum. Banyodaki şey dışında tabii.
''İstersen istediğin kadar bakabilirsin vücuduma.''
Ona döndüm ve yumruk yaptığım elimi ona gösterdim. ''İstersen sen de yumruğumun tadına bakabilirsin,'' dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veliaht (Özel Bölümler)
FanfictionFiliz Puluç'un Veliaht kitabının fan-fiction devam kitabıdır. Kendi çapımda üçüncü ve son kitap diyebiliriz. Tamamen eğlence ve avuntu amacıyla... Veliaht özel bölümler sizlerle...