NOT! GEÇEN HAFTA BİR BÖLÜM YAYINLADIM. ONU OKUMAYI UNUTMAYIN!
Önceki Bölümden...
Annem mutfağa girdi. Çayları alırken "Meriç mi?" Diye sordu. Başımı onaylarcasına salladım. Annem çıkmadan "Onu da çağır, gelsin bir şeyler yesin," dedi.
Derin bir nefes aldım ve "Annemin günü var. Seni çağırıyor gelsin bir şeyler yesin diyor. Barış ve Mert'te burada."
"Barış mı? Lan o it-"
"Başlama Meriç!"
"İyi geliyorum," diye homurdandı. Telefonu kapattım ve içeri geçtim. Naciye Teyze "Kimdi kızın sevgilin mi?"
"Yok teyze, kocamdı."
🍫🍫🍫🍫
Annem kolumu çimdikledi. Sessizce "Ne var?" Diye cırlasam da annemin attığı tehdit dolu bakışlarla sustum. Barış ve Mert, ellerini kapatmış gülerlerken annem onlara bakınca onlar da süt dökmüş kedi gibi olmuşlardı. Ceyda kulağıma doğru fısıldadı. "Meriç miydi?" Diye sordu. Gözlerimi devirdim ve "Yok Johnny Deep'ti. Bizi çağırıyor. Nerdesiniz diye soruyor,"dedim. Gözlerini devirdi ve önüne döndü. Mahalledeki ablalar dedikoduya başlamışlardı. "Kız Ayşe ne ara düğün oldu?" Dedi ve öne doğru eğilip fısıldayarak "Bebek mi var yoksa?" Diye devam etti . Gözlerimi büyüttüm. Beni ciddiye almalarına mı yoksa kafalarında senaryo kurmalarına mı yanayım bilemedim. Annem "Saçmalama Allasen. Kız takılıyor sana," dedi. Konu unutulurken muhabbetin seyri çok çabuk değişmişti. Adını bilmediğim bir kadın "Ne güzel olmuş bu ayol!" Dedi anneme. Annem "Afiyet olsun. Kızlar da bana yardım etti," dedi. Bizim bundan niye haberimiz yoktu? Mert sessizce "Tabi. Kendilerini klonlayıp kopyalarını parka gönderdiler. Ohoo kavga bile çıkardı hatta Melis," dedi. Neyse ki bizimkiler dışında kimse duymadı. Bu hamaratlı kız yarıştırma şeyi kadar saçma bir şey yoktu. Yarım saat sonra misafirler kalktı. Kapıdan çıkarken asansörden Meriç indi elinde telefonla. Bakışları yukarı kalktı ve ayakkabılarını giyen bir sürü kadın görünce kaşları kalkmış bir biçimde onlara baktı. Kadınlardan biri Meriç'i fark etti. Giderken gülerek "Ayşe bak damadın geldi," dedi. Onlar giderken annem sinirle bizi döndü. "Hepinizin dili uzamış, " dedi ve Meriç'e döndü. "Sen de geç içeri," dedi. Hepimiz salona tıpış tıpış dönerken Mert "Vallahi benim bir suçum yok," dedi. Annem içeri gelip "Hanginizden başlayayım?" Diye sordu. Hepimiz sessizce oturuyorduk. "Bir daha yapın bakayım o zaman göreceğim sizi," dedi. Annem gitmeden terliğini bana atınca sinirle cırladım. "Ya neden bana atıyorsun? Barış'la, Mert de hak etti," dedim. Annem "Sus kız. Onlar misafir," dedi. Mert "Aşk olsun misafir dedin alındım Ayşe Teyze," dedi. Annem "Ya sabır!" Çekip mutfağa gitti. "Bu nasıl bir ortam ya?" Diye sordum. (NSJDDJJDJGKGKG)
Meriç "O kadınlar kimdi?" Diye sordu. Ceyda "Mahalledekiler. Altın gününden ne bekliyorsun ki?" Dedi. Meriç bana bakıp sırıttı. "Damat derken?" Dedi. Hepimiz kahkaha atmaya başladık. "Ben dedim. Her şeye burunlarını sokuyorlardı. Sana ne benim konuştuğum kişiden?" Dedim.
"Ben evlenmek istiyor muyum?" Dedi gülerek. Bunu sessizce söylemişti annemin duymasından korktuğu için. Ah bu terbiyeli çocuk ayakları! Bir ben biliyorum bu çocuğun gerçek yüzünü. "Evlenilecek değil eğlenilecek adam olduğunu zaten biliyorum Meriç," dedim sırıtarak. "Hayal kırıklığına uğrattım, tüh. Kimse almazsa ben alırım seni," dedi. Mert "Ben alırım kankimi," dedi. Meriç yerinden kalkarmış gibi yapınca yerine sindi Mert. "Tamam be. Şaka yapmaya da gelmiyorsun," dedi. Meriç bir şey diyecekken annem içeri girdi. Meriç düzgünce oturup ellerini dizlerine koydu. Ayağa kalkıp annemin hal hatrını sordu. Biz bıyık altından gülerken hiç de bizi takıyor gibi değildi. Annem bize döndü ve "Hadi yardım edin kızlar bana buraları toplamada, " dedi. Ablam oflayarak kalkarken ben de kalktım. Annem birkaç tabak alıp giderken Meriç'e döndüm. "Kolunun altına kitap koyup gelseydin. Daha da uslu çocuk olurdun," dedim gülerek. Göz devirdi ve "Dersimiz uygulamalı olur ama," dedi. "Annem içerde pis sapık," dedim. Sırıttı ve "Ve sen fesatsın," dedi. Birkaç tabak alıp mutfağa adımladım. Her şeyi toplayıp tabaklarımıza döndük. Meriç yaprak sarmasını yerken gözlerini kapadı. "Ev yemekleri gibisi yok," dedi. Gülerek "Ev dayağı var istersen. Tadı bir başka," dedim. "Kalsın," dedi. Mert tabağını bitirip ayağa kalktı. "Ay doymadım ben bir tabak daha alacağım," dedi. Meriç "Boşan da semerini ye," dedi. Barış kolunu gösterdi ve "Gel beni ye," dedi sırıtarak. Mert "Kıskanıyorsunuz formumu," dedi ve bizi umursamadan mutfağa gitti. 4M'nin hepsinin böyle olduğu gerçeği sinir bozucuydu. Meriç'in arkadaşları işte ne bekliyorsun? Bu haksızlıktı ben de o kadar yiyip kilo almamaktadır istiyorum. Ceyda "Kanka akşam da parka gidelim. Hem daha güzel olur," dedi. Başımı salladım. Ayağa kalkıp mutfağa gittim. Tabağı tezgaha koyarken Mert güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veliaht (Özel Bölümler)
FanfictionFiliz Puluç'un Veliaht kitabının fan-fiction devam kitabıdır. Kendi çapımda üçüncü ve son kitap diyebiliriz. Tamamen eğlence ve avuntu amacıyla... Veliaht özel bölümler sizlerle...