Geçmiş Bölümden...
Gönderen; Meriç'immm
Benden kaçsan bile saklanamazsın pantercik. Ve unutma sana kendimi affettireceğim!
Sıkıntıdan Meriç'in rehberdeki ismini değiştirmiştim. Ah be Meriç! Değişmeyeceğini biliyordum ama biraz daha anlayışlı olsaydı keşke. Sevdiğine sadık olması çok güzeldi ama bazen aldığım nefesi kıskanmasından korkuyordum. Meriç'in değişmesini istemiyordum zaten. Onu böyle sevmiştim. Gülümsemeye çalışarak Ceyda'ya sarıldım. O da bana sarıldı. Meriç'i düşünerek uykuya daldım. Hem beni sevip hem de kıskanmasından dolayı sinirine elenen bir Meriç düşünerek...
Sabah odaya günışığı vurmasıyla ofladım ve gözlerimi araladım. Bacağımın üstünde bir bacak görünce sağ tarafıma döndüm. Ceyda mal gibi uyuyordu. Panda gibi bana yapışmıştı. Canım sisterım! Ayrı eve çıktığımızdan beri daha bir bağlanır olmuştuk. Çok seviyorum onu! Meriç'i de... Meriç aklıma gelince gözlerim dolmuştu. Dün, Barış ile Ceyda kafamı dağıtmama yardım ettikleri için bu konuya çok fazla vakit ayıramamıştım. Ettiği sözler aklıma gelince dudağımı dişledim. Gözlerim istem dışı dolmuştu. Hadi ama ağlayamazdım! Değil mi? Siz onu boş verin! Meriç'le en son Melih'e ablam ile arasını yaptığımızda tavır yapmıştım. Ne tavır ama! Neredeyse ayrılacak dereceye gelmiştik. Yine öyle mi olacaktı? Bana ne demişti?
'Bakıyorum da başka erkekleri bana tercih etmeye başlıyoruz, ha? Onları savunuyorsun. Şimdiki aşaman ne? Onlarla mı sevgili olmak?'
Ben seni onlara tercih etmiyorum Meriç! Seni seviyorum! Onları değil. Anlasana artık. Onları sevmeyeceğim. Güven artık bana. Ah, bir güvensen! Bak her şey nasıl güzel olacak. Ben, Barış'la kötü bir şey yapmamıştım. Seni onlara tercih etmedim Meriç. Hiçbir zaman... Yanaklarıma ateş parçacıkları eşlik ederken ofladım. Neden bu ilişkide hep bir dalgalanma oluyordu? Neden hep o düz çizgi bozuluyordu? Hakkını yemeyeyim ben de birkaç kere yanlış şeyler yapmıştım. Furkan'la gizli gizli buluşmuştum. Ama hepsi iyiliğimiz içindi. Diyelim ki Meriç benim iyiliğim için böyle yapıyor ama ortada beni Barış'tan koruması gereken bir şey yoktu ki. Çocuk bir kere eşcinsel. Benden hoşlanma ihtimali yok.
Acaba o şu an ne yapıyordu? Onu kolay kolay affedebilecek miydim? Seviyor muydum? Evet. Çok mu? Evet, hem de çok... Peki ne yapmalı mıydım? Süründürmeli miydim? Ya da... ya da bu ilişkiyi... O cümleyi ağzıma bile almak istemiyordum. Ya da beynimden geçirmek... Daffy Duck'ı bırakmak istemiyordum. Ama... Ama beni çok kırıyordu. Elinde olsa da olmasa da... Sinirinin onu kontrol etmesine izin veriyordu. Kıskançlık kalbine işliyordu. Bu beni sevdiğinin göstergesiydi. Fakat bazen gerçekten çok tutarsız olabiliyordu. Bu da çok kötü şeylerin olmasına sebep oluyordu. Dünkü gibi... Barış benim yüzümden iki kere hırpalanmıştı. Benim yüzümden suçsuz insanlara zarar gelmesinden nefret ederdim. Ve ben çok utanıyordum. Ceyda homurdanarak kıpırdandı. Başı kucağıma düştü. Gözyaşım yüzüne düşünce yüzünü buruşturdu ve gözlerini açtı. Açar açmaz gözleri büyüdü ve bakışlarında anlayışlı bir ifade belirdi.
''Melis ağlama ya,'' dedi ve bana sarıldı. Ben de ona sarıldım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Kalbim acıyordu. Sanki kalbime iğne batırıyorlardı. Susmak istemiyordum. Bağırmak ve kalbimdeki acıyı yok etmelerini söylemek istiyordum. Ama kime? Belki fazla abartıyorsun diyebilirsiniz ama Meriç her ne kadar bir anlık sinirle o lafları söylese de çok ağırdı. Kalbim bu sefer tuzla buz olmuştu. Kırıkları gözle görülemeyecek kadar küçüktü. Ve onu toplamak ve birleştirmek bu sefer çok zordu. Toplayanın eli kesilecekti. Birleştirdiğinde bir arada durması için yapıştıracağı kuvvetli bir yapıştırıcı yoktu. Bu sefer gerçekten kırılmıştım. Ve benim en çok korktuğum şey onu affedemeyecek olmam. Ya onu affedemezsem? Ya kalbimin parçaları bir araya gelemezse?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veliaht (Özel Bölümler)
FanfictionFiliz Puluç'un Veliaht kitabının fan-fiction devam kitabıdır. Kendi çapımda üçüncü ve son kitap diyebiliriz. Tamamen eğlence ve avuntu amacıyla... Veliaht özel bölümler sizlerle...