''Suçluyum belki ben,
Sen sularımda ölürken, güldüm keyfimden,
Her zaman istediğimle,(
Geçmişin, geleceğinle,
Benimsin artık,
Derinlerde, derinlerde... '' / VELİAHT 2 SAYFA- 405"Kim bizi sevsin istediysek, sevilmedik be adam." / VELİAHT 2 SAYFA- 393
"Kadın kitap gibi sevmişti, ama adam kitap okumayı sevmezdi. Çünkü adama okumayı değil, yaşamayı seçerdi. Kadını okumak değil, yaşamak isterdi..." / VELİAHT 2 (Bu kitaptaki en sevdiğim repliklerden.)
*****
''Meriç saçmalama Allah aşkına,'' dedim yakınarak. Üniversiteye gitmiştik ama Meriç'in bütün gün yaptığı çaktırmadan etrafa bakmaktı. Nedeni ise bana yan gözle bakan varsa onları uyarmaktı. Bu çok... çok.. Tatlıydı. Değil mi? Ama abartmıştı gittikçe. Bugün zaten ders işlemedik. Sürekli üniversite kurallarını dinlemeye maruz kalmıştık. Daha doğrusu, öğretim görevlilerinin buranın artık lise değil üniversite olduğunu ve ona göre hareket etmemiz gerektiğini söyleyen cümlelerine maruz kalmıştık. Meriç'in ise gözü sürekli etrafımdaydı. Yan gözle bakanlarla - bir de kısa etek giydiğim için daha da huysuzdu. Diyorum ama inanmıyor. Meriç tam bir Daffy Duck :)- konuşarak ilgileniyor. Ne demezsin ben bile inandım. Telefonum çalınca Meriç'in başının etini yeme operasyonu yarıda kaldı. Ekranda beliren isimle kocaman sırıttım.
Arıyor...
Bir Numaralı Kankim
(Telefon Konuşması)
MELİS : Alo, kanki ne yapıyorsun?
Bir hıçkırık duyduğumda kaşlarım istemsizce çatıldı. Mert ağlıyor muydu? Ne olmuştu ki?
MELİS : Mert, kanka ne oldu? Niye ağlıyorsun?
Bunu söylememle Meriç kaşları çatık bir şekilde bana döndü. Bu neden sürekli kaşlarını çatıyordu? Olsun ya! Çok tatlı! Ama olmaz bu manzarayı sadece ben izleyebilirim. Başkası değil! ''Ne olmuş Melis?'' dedi bana bakarak. Sesi endişeli çıkmıştı. Endişelenmesinde haklıydı çünkü belli etmese de Mert'i seviyor ve ona değer veriyordu. ''Güzelim, şu an bana bakmaktan daha önemli meseleler var!'' dedi sırıtarak. Sonra da olayın ciddiyetini hatırlayarak endişeyle bana döndü. ''Ne bakacağım be sana! Kaşlarını sürekli çatıyorsun ona bakıyorum.'' dedim. ''Hayran bir biçimde mi ?'' dediğinde ''Sus be!'' diye cırladım. Sonra da telefona döndüm.
MERT : Şeyy... ıııı.... Gözüme Melriç kaçtı da ...
Bunu söyleyince kendimi tutamayıp kahkahayı bastım. Meriç bana uzaylı görmüş gibi bakmaya başladı. ''Ne oldu Melis?'' dedi ciddiyetle. Birkaç saniye sonra cevap verebildim. ''Mert ağlıyor çünkü gözüne Melriç kaçmış,'' dedim gülerek. Meriç başını umutsuz vaka gibi iki yana salladı ve önüne dönüp araba sürmeye devam etti. Üniversitede dersimiz bitmişti ve az çok okulu ve ortamını çözmüştük. Bugün bütün gözler Meriç'teydi tabii. Meriç'i gören kızların hepsinin gözleri parlamıştı. Ta ki beni görene kadar... Oh olsun! Meriç benim! Gözünüzdeki feri alırım. Neyse... Meriç zor zapt etmişti beni onlara saldırmamak için. Tabii aynı şey Meriç içinde geçerli. Bana bakan erkeklere ters gözle bakıp '' Ne bakıyorsun lan?'' diye böğürmüştü âdeta. Okulun ilk gününden olaylar olaylar...
MELİS : Kanki iyi misin?
MERT : Özledim lan... Sizi özledik. Maviş de Kıvırcık da özledi.
''Sus lan Mert! Selam söyle,'' dedi Kıvırcık telefonun öteki ucundan. Mert ''Kıvırcık Fahişe!'' deyince pat diye bir ses duydum. Ardından Mert'in çığırmalarını... Kahkahalara boğulacaktım neredeyse.
MELİS : Kanka neredesiniz?
MERT : Yağızlar'dayız. Hadi, sizde gelin onun için aradım. Uzun süredir görüşemiyoruz.
Ceyda'yı Yağız almıştı. Oradan da Mertler de Yağız'a geçmiş olmalıydı.
MELİS : Daha dün beraberdik Mert. Onu bırak dün bir saat boyunca dedikodu yaptık. Ben, sen, Ceyda... En son Ceyda uyuyakalmıştı falan... Sabah da mesajlaşmıştık.
''Ulan benimle bu kadar vakit geçirmedin!'' dedi Meriç göz devirerek. ''Susar mısın? Kankalık bunu gerektirir,'' dediğimde ''Ben de sevgilinim,'' dedi sırıtarak. Omuz silktim.
MERT : Meriç aşkım ne yapıyor?
Meriç, ahizeden Mert'i duymuş olacak ki yüksek sesle bağırdı. ''Mert s*keceğim belanı şimdi ha!'' dediğinde ben de Mert de komaya girdik.
MELİS : Tamam kanka. Kapat gelince konuşuruz. Hadi, görüşürüz. Meriç aşkında öpüyormuş seni.
Bunu söylerken kıkırdıyordum. Mert gülerek telefonu kapattı. ''Melis!'' dedi Meriç uyarıcı tonda. ''Kıskanıyorsun değil mi beni? Stiles'den- yani Dylan'cığımdan- Derek'ten, Damon'dan,'' dediğimde ''Ne alaka şimdi? Hem o dallamalar kim?'' dedi kızarak. Bu çocuk hiç mi yabancı dizi izlemiyordu? Ateş saçan gözlerle bana döndü. Sırıtarak '' Duvarımdaki yakışıklılar,'' dedim umursamaz görünmeye çalışarak. ''Yırtarım hepsini Melis!'' dedi Meriç. ''Nah! '' dedim ve sırıtarak cama döndüm. Sabrını çok pis sınıyordum ama napayım? Sinirlenince hem komik hem de tatlı oluyordu.
*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veliaht (Özel Bölümler)
FanfictionFiliz Puluç'un Veliaht kitabının fan-fiction devam kitabıdır. Kendi çapımda üçüncü ve son kitap diyebiliriz. Tamamen eğlence ve avuntu amacıyla... Veliaht özel bölümler sizlerle...