Vize

2.3K 82 54
                                    

Let's begin

🐝🐝🐝

Önümde bir sürü kitap hepsini aynı anda okuyabilirmişim gibi gözüm hepsinde dolanıyordu. Sanırım hapı yutmuştum. Dersi derste dinlemek  üniversitede bir işe yaramıyordu. Meriç sağ olsun ne zaman ders çalışmaya otursam beni alıkoyduğu için. Bu çocuk benim birinci sınıfta kalmamı istiyordu. Dudak büktüm ve yukarı bakarak yardım istedim. "Allah'ım! Söz şu dersi geçeyim daha az Marvel izleyeceğim,"dedim ve derin bir nefes aldım. Bu gidişle bütünlemeye kalacaktım. Annem beni kesecekti. Sonra etlerimi mahalleye dağıtırdı hayır niyetine. Telefonum çalarken kimin aradığını bakmaya bile gerek duymadan cevapladım.

"Meriç bak aşağıdayım kapıyı aç dersen yemin ederim açmam. Kapıda kalırsın öyle," dedim. Telefonun diğer tarafından bir kahkaha duyarken Meriç'in yaramaz çocuk sesi kulağıma doldu. "Ben uslu bir çocuk gibi ders çalışmaya gelmiştim," dedi. Kaşlarımı kaldırdım  ve pencereye adımladım. Camı açtım ve aşağı baktım. Göğsüne yasladığı kitapları görünce gözlerimi devirdim. Arkadaşına ders çalışmaya giden ama hiç de ders çalışmak için olmayan bir buluşma için annesine iyi görünmeye çalışan kişilere benziyordu. "Bekle!" Diye sinirle soludum. Meriç gülerek öpücük gönderirken aşağıdan camı kapattım. Kapatırken balkondan bir bana bir Meriç'e ayıplayan bakışlar atan teyzeleri görmezden geldim. Bizim mahallenin FBI'ndan kurtuldum derken aynı radara burada da yakalandım. Bazen her mahalledeki meraklı Melahatlerin birbiri ile iletişim içinde olduğunu düşünüyorum. Birbirlerine mahallelerinden haber uçurduklarını düşünmek korkutuyordu.

Benimle ilgili meselelerin, beni tanımayan birinin bilmesi düşüncesi benliğimi ele geçirirken otomatiğe bastım ve Meriç'in yukarı çıkmasını bekledim.

Malum günden beri onunla görüşememiştik. İki gündür... Aman ne uzun süre! Aslında durumumdan çokta şikayetçi değildim. Onunla vakit geçirmek çok özeldi. Güzeldi. Beni sinir etse de -ki bu eskisine göre daha az oluyordu- onunla olunca zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum. İki gündür aldığım intikama karşılık verir mi diye kara kara düşünmüştüm. Sonra akışına bırakıp elime kitap alayım dedim almaz olaydım. Çok gerideydim. Meriç o gün beni kovalamıştı. Ben de gün sonuna kadar tuvalette kalmıştım.

İki gün önce...

"MELİS!"

Duyduğum gürlemeyle kahkaha attım. Bizimkilerde gülerken merdivenden hızlı hızlı ayak sesleri duydum. Korkuyla o tarafa baktım. Kesin bittim! Meriç'i kapının girişinde görünce ayağa kalktım. "Meriç açıklayabilirim,"dedim elimi önüme getirerek. Bir an olduğu yerde durdu. "Açıkla," deyince bir anda şaşırdım. Beni dinleyeceğini düşünmemiştim. "Makyaj malzemelerimle yüzünü boyadım. Sonra bunu storyine attım. Biraz kaldıktan sonra kaldırdım. Malum hayvan gibi takipçin var. İş işten geçti. Gören gördü. Ss alan aldı," diye anlattım pişkin pişkin. Hızlıca kapıdan çıktım ve kahkaha attım. Elimdeki telefonumla merdivenleri tırmanıyordum. Arkamdan Meriç'in geldiğini hissedince daha da hızlandım. Hızlıca kendimi banyoya kilitledim. Ben hunharca gülerken Meriç sinirle bağırıyordu. "Melis, aç şu kapıyı,"dedi. "Dünyaya da Milka yağsa," dedim. Beş dakikalık bir atışmadan sonra pes edip gitti. Yine de olduğum yerden kalkma tenezzülünde bile bulunmadım. Meriç'ti bu! Her şey beklenirdi. Telefonumdan kedi videoları açıp izlemeye başladım. Meriç'i özellikle kudurtmak için kahkalarımı daha yüksek sesle atmaya başladım. Bir süre sonra kapımda tıkırtılar oluştu. Ayağa kalktım ve kapıya yaklaştım. "Meriç?"dedim.

"Kanka,benim."

Mert'in sesiydi bu. "Tek misin?" Diye sordum şüpheyle. Mert'te  "Eğer benden gizli yapılmış bir kardeşim ya da kaybolmuş bir ikizim yoksa evet, tekim," dedi . Gözlerimi devirdim. "Kanka nolur al beni içeri," diye yalvarmaya başlayınca "Neden?" Diye sordum. Yüksek sesle "Domestos içeriz kafa yapar. Neden olacak Meriç'ten kaçıyorum,"dedi kapıya hala vururken. "Nerden bileceğim Meriç seni zorla rehin alıp kapıyı açmak için beni kandıracağını?" Dedim.

Veliaht (Özel Bölümler)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin