Aklım çok karışıktı. Cidden karışıktı. Barış ve Furkan ne işti? Furkan gay mıydı? Ya da biseksüel?Aklımdan Furkan'ın eşcinsel olma olasılığını eledim çünkü Furkan bir zamanlar beni sevdiğini söylüyordu. O zaman biseksüel olma ihtimali vardı. Aslında bir bakışmadan bu kadar çok sonucu çıkarmam çok saçmaydı ama kuruntu işte. Kendimi durduramıyordum.
Aslında düşününce Furkan'ın aramızda tek tanımadığı Barış'tı. Bakması normaldi ama... Yine de bakışlarında farklı bir ton vardı sanki. Ya da ben öyle sanıyordum. Kendi kendime düşünerek delirebilirdim.
Barış'ın neden baktığına da bir anlam veremedim. Sonuçta onu tanımıyordu. İkisinin arasındaki keskin bakışlar ister istemez, insanı olmasa bile olabilecek düşüncelere itiyordu Belki de bakışlarımı takip edip ona odaklanmıştı. Hoşlanmıştı. Bu konuyu tekrar gün yüzüne çıkarmak üzere rafa kaldırdım. Sonra irdeleyebilirdim.
Güneş açık perdeden yüzümü istila ederken Meriç'in göğsüne daha çok sokuldum. Meriç'in odasındaydık. Sabah olmuştu. Meriç hâlâ uyurken, ben uyanmış ve uyumadan önce düşündüğüm konuyu düşünmeye devam etmiştim. Meriç kıpırdanınca bakışlarım ona döndü. Nefes alışverişleri düzensizleşmişti. Gözlerini hafifçe açtı ve kısık gözlerle bana baktı. Sonra gülümsedi. Gülümsemesi bulaşıcıydı. İster istemez ben de gülümsedim.
"Oh, ne güzel! Ben uyurken izle beni bol bol," deyince ne laf soktum ne de gülümsememden ödün verdim. Anı bozmamaya karar vererek gülümseyerek ona bakmaya devam ettim. Bir kolunu belime doladı ve beni daha çok kendine çekti. Burnumu boynuna yasladım ve derince kokladım.
Gülümsemesini hissederken sırıttım. Aklıma bir fikir gelmişti.
Dişlerimi boynuna geçirdim ve kahkaha attım. Meriç'in boğuk inlemesi kulağıma ulaşırken belimi saran kolunu çekti ve elini boynuna, ısırdığım yere, götürdü. Hızlıca ondan uzaklaştım ve yataktan kalktım.
"Melis bittin sen!" Diye bağırdı. Hızlıca koşmaya başladım ve kapıya doğru bir atak yaptım.
Tam çıkacakken belime sarılan kollarla olduğum yere sabitlendim. Dişleri boynuma gelince "Meriç sakın Meriç!" Dememe kalmadan dişlerini boynuma geçirdi. "Hayvan!" diye bağırıp gelişigüzel bir tane vurdum. Sinirli adımlarla banyoya gittim. Gitmeden önce çantamı da yanıma aldım ve banyoya girdim. Çantamdan kapatıcı çıkardım ve Meriç'in ısırdığı yere, yani boynuma sürmeye başladım. Bizimkiler yanlış anlayabilirdi. Malum oldukça fesatlardı. Sinirle içeri doğru bağırdım."Koparsaydın Meriç!"
İçerden bir kıkırtı sesi yükselince sinirlendim ve "Ördekçik eken pantercik biçermiş," dedim. Duyduğu şeyle daha da kahkahalara gömülen Meriç "Ördekçik demek ha! Öpücüğümü sonra alırım pantercik. Dünkünü de unuttum sanma," dedi. Boynuma, kapatıcımın hepsini bocaladıktan sonra dışarı çıktım. Meriç tişörtünü giyiyordu. Ona bakmamaya çalışarak yatağa oturdum ve etrafı izledim.
"Beni izlemek varken etrafı izlemene gerek yok."
Güldüm ve "Ama Meriç kim bir odunu izlemek ister ki?" Dedim. İlk birkaç saniye bozuntuya verse de toparlaması uzun sürmedi. "Yakıyorum ortalığı değil mi?" Dedi. Allah'ım bu çocuk her lafı kendi lehine nasıl çevirebiliyor? Nasıl?
Kapı tıklanınca oraya döndüm. Kapının ardından gelen sesle gözlerimi devirdim.
"Kanki, şey etmiyorsunuz değil mi? Yani yanlış bir zamanda gelmedim umarım."
"Mert seni döverim," dedim. Bir yandan da elimle yüzümü kapatmaya çalışıyordum.
"Tamam kanki sakin ol ya! Hani şey ediyorsunuzdur diye şey etmedim. Kahvaltı hazır da si-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veliaht (Özel Bölümler)
FanfictionFiliz Puluç'un Veliaht kitabının fan-fiction devam kitabıdır. Kendi çapımda üçüncü ve son kitap diyebiliriz. Tamamen eğlence ve avuntu amacıyla... Veliaht özel bölümler sizlerle...