18.03.2021
01.47Muhteşem Thommy Shelby karanlık koridorda sessizce ilerlerken nefesimi tutmuş, gözlerim kocaman olmuş hâlde sıradaki hamleyi bekliyordum.
Koltukta Yangyang'la aramıza dizdiğimiz atıştırmalıklara bakmadan elimi uzatıp rastgele birini aldım. Şansıma gelen son peynir toplarıyla keyifle sırıtıp tüm dikkatimi ekrana verirken bir türlü yerinde duramayan Yangyang görüş açıma girdi.
Diziyi açtığımdan beri bir türlü yerinde duramamış, incecik olmasına rağmen dünyaları yemişti. Yiyeceği şeyler bittiğindeyse beni rahatsız etmeye devam etmişti. Bir türlü yerinde durmamakta ısrarcıydı.
Karanlığın içinden fırlayıp aniden muhteşem Shelby'nin boynuna atlayan adamla dudaklarım arasından bir hıçkırık kaçtı. Yangyang buna kıkırdarken elimin tersini dudaklarıma bastırıp geçmesini bekledim.
Thomas Shelby, en az kendisi kadar muhteşem, bir manevrayla adamın ellerinden kurtuldu ve kasketini çıkarıp doğrudan adamın gözlerini hedef aldı.
"Off." diye söylendim kaşlarım çatık, dudaklarım büzük hâlde. "Harika herif."
Yangyang'ın yüzünü eğip iri iri açtığı gözleriyle bana baktığını fark edince ona bakmadan elimle yüzünü ittirerek onu kendimden uzaklaştırdım.
"Dikkatimi dağıtma en güzel yerinde." Tamamen dikkat kesilmiştim. Ellerim, sanki ben orada dövüşüyormuşum gibi, sıkı birer yumruk hâlini almış, anın heyecanıyla bir iki kez savurmuştum bile.
Thomas kasketindeki jiletle adamın dilini koparmak üzereyken televizyon kapandı. Ben daha neler olduğunu bile kavrayamadan öylece kapandı.
Yangyang tek eli belinde, öteki elinde kumanda tepemde dikilmiş doğrudan bana bakıyordu.
"Ne yaptın sen az önce?" İşaret parmağım karşımdaki ekranı gösterirken sakince sordum.
"Kapattım?" Kaşlarını kaldırarak cevapladı ve otomatik olarak benim de kaşlarım havalandı.
"Kapattın, ha?" Hızla ayağa fırlayıp ona atılacağım sırada bir adım geriye gidip elini uzattı aramıza bariyer gibi.
"Sakin ol panter. Kusura bakma da daha fazla katliamları izleyip katliam planları yapmana göz yumamazdım." Hayretle ona bakarken o gözlerini bana değdirmeden hızla konuştu.
"Katliam falan değildi, en sevdiğim diziydi?" Gözlerini bana çevirip kıstı ve kaşlarını kaldırırken kafasını salladı. Bir an yüz ifadesine, onda tuhaf duran ciddiyetine güleceğim sandım.
"Adam neşterli kasketiyle göz oydu, dil kopardı sen daha katliam değil diyosun." Bahsettiği sahneler gözümde canlanırken keyifle gülümsedim.
"Harika değil mi? Hadi aç da devam edelim." diyip kendimi tekrar koltuğa bırakıp bacak bacak üstüne attım ve televizyonu açmasını bekledim. Ancak açmadı.
"Açsana." dedim gözlerimi yavaşça ona çevirip. Aynı ciddi surat ifadesiyle baktığını görünce bıkkınca bir nefes kaçtı dudaklarımdan ve ayaklarınırken seslendim ona.
"Açmazsan açma. Ben de akşam sen Teen Titans izlerken yapacağım aynısını." Dediğime aldırmadı ya da pek umrunda olmadı. Sakince benim kalktığım yere oturdu ve bacak bacak üstüne atıp telefonunu kurcalamaya başladı.
Arkamı dönüp hızlı hızlı mutfağa ilerledim. Bu soğuğa rağmen dinmek bilmeyen hararetim yüzünden kocaman bir bardağa buz doldurup espresso makinesini double espresso hazırlaması için çalıştırdım. Kahvem hazır olurken tezgâha yaslanıp boynumu ovaladım. Gerginlikten her yerim taş gibi olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Disfruto | Liu Yangyang
FanfictionKaosu kucakla. Anıları kovala. Gözlerini aç. Gözyüzüne bak. Özlemeyi bırak. 26.05.2020