Mr Diggory'nin Cedric'in cesedini görüşünde tek ağlayan ben miyim? Bir de şey demesi
" Bu benim oğlum!" diye ağlaması 😢
Remus gibi beni kendine aşık etmese de Cedric'i seviyordum ya. Tatlış bir çocuktu. Benim Huff kalbimi parça pinçik ettin JK Acımasız!
Harry, Teddy, Fred ve Cedric; siz benim Huff kalbimde her zaman büyük bir yere sahip olacaksınız.Lumos*
○●○●
Gerçekten dertsiz olan tek yer, uykusundayken bir izlenme hissine kapıldı Dora. Önce aldırmadı. Uykunun sersemliğidir diye düşündü ama hayır! Uyanmaya yaklaştıkça bu his daha da artıyordu. Sonunda bu his galip geldi ve gözlerini açtı. Açmaz olsaydı. Karşısında ona dimdik bakan büyük, yaşlı gözlerle karşılaşınca var gücüyle çığlık atması bir oldu. Kendini hemen kenara atarken yaşlı ev cini de geriye kaçtı.
" K-k-kreacher! Ne yapıyorsun böyle?!"
Kreacher köşeye sinmiş bir vaziyette
" Kracher, özür diliyor. Kreacher, sadece hanımefendisini uyandırmak istemişti. Kötü bir niyeti yoktu. "
Kalp atışları normal hızına dönerken
" Oh, neyse. Saat kaç?" dedi.
" 10. 30, hanımefendi. "
" Tamam, sen çık ben de üzerimi giyeyim. "
" Emredersiniz, hanımefendi. Kreacher, tekrar özür diliyor. "
Yaşlı evcini odadan çıkarken Dora onun
" Kan haininin kızı. Pis kurtadamlarla arkadaşlık yapıyor. " diye mırıldandığını duydu. Ama bunlara artık alıştığından birşey demedi. Ne kadar olmuştu? 1 ay mı? Belki de daha fazla. Bilemiyordu. Bu eski ve ürkütücü evde kaldığı süre boyunca zaman sanki her günü her yıl gibi algılamasına neden oluyordu. Gerçi haftanın çoğu vakti Lilyler, Weasleyler, annesigil veya Dumbledore yanına uğruyordu ama yine de dışarda olmak gibi değildi hiç birşey. Hiç acele etmeden üzerini giydi. Tam odadan çıkacakken gözüne kapıya asılı olan hipogrif resimli takvim çarptı. Bugün noel arifesiydi! Burukça gülümsedi. Yeraltındayken noel kutlamazlardı asla ama Romulus'la mutlaka birbirlerine her sene ufak da olsa birşeyler yaparlardı. Romulus... Ona doğru düzgün bir veda etme şansı bile olmamıştı. Acaba diğerleri ona bir cenaze töreni düzenlemiş, ya da hiç değilse uygun bir şekilde gömmüşler miydi? Sıkıntıyla iç çekti. Diğerlerine anlatmasa da evini özlüyordu. Sonuçta tüm bu yıllar boyunca orada büyümüştü. Kızgın değildi ama kesinlikle kırgındı. Ailem dediği insanların ona böyle bir yalan söylemiş olması canını yakıyordu.Kendine bir çekidüzen verdi ve aşağıya indi. Kracher kahvaltı için son rütüşleri hallediyordu.
" Teşekkürler, Kreacher. Gidebilirsin. " dedi ve Kreacher gitti. Basit ama besleyici bir kahvaltıydı. Kızarmış pastırma, omlet, peynir ve kahveden oluşuyordu. Tam çatalı eline almıştı ki kapının açılma sesini duydu. Başını arkaya doğru çevirdi. Gelen Andromeda yani annesiydi. Ayağa kalktı.
" Hoşgeldin. "
" Hoşbulduk, canım. Hiç rahatsız olma. Nasılsın?"
" Her zaman ki gibi. Sen?"
" İyi. "
" Kreacher, bir servis daha getir!"
Kracher emri hemen yerine getirdi. Tabi yine hiç duyulmayan (!) mırıltılarını da eksik etmedi. İki kadın karşılıklı bir yandan kahvaltı ederken, bir yandan da konuşmaya başladılar. Konuştukları konular daha çok yeni haberlerle filan ilgiliydi. Ama arada özel hayat da kaynıyordu. Anne kız olarak ufak da olsa bir bağ kurmaya başlamışlardı ancak babasıyla hâlâ böyle olamamışlardı.
Epeyce bir süre öyle konuştular. Sonra da Andromeda gitti. Halletmesi gereken bir kaç Yoldaşlık işi vardı. Annesinin arkasından kapıyı kapattıktan sonra Dora derin bir iç çekti. Tam salona girecekken de kapı tekrar açıldı. Bu defa gelen 2 haftadır ülkenin kuzeyinde, görevde olan Remus'tu. Hayrete düşmüştü genç kız. Ama bir o kadar da sevinmişti. Tıpkı Remus'u her gördüğünde olduğu gibi... Bu duygu nedir bilmiyordu ama kesinlikle çok hoşuna gidiyordu. Aynı şekilde Remus'unda.Dışarda yağan karlardan dolayı kumral saçlarında ufak kar kristalleri ışıdıyordu. Genç kadın hafifçe kıkırdadı.
Remus
" Ne oldu?"
Dora gülümseyrek
" Yok birşey. Sadece saçın..." dedi ve uzanıp yumuşak saçlardaki kristalleri eliyle silkeledi.
O bunu yaparken Remus hafifçe yutkundu. Sonsuza kadar orada öyle kalabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay'ın Kızı || Remadora
FanfictionBaşka bir paralellik... Muggle araştırmaları konusunda çalışmalar yapan Ted Tonks, hayatının hatasını yapar. Biricik ve tek kızı doğar doğmaz elinden alınıp götürülür. O, o saniyeden sonra Nymphadora Vulpecula Tonks değil, Nymphadora Selene Greyback...